Balıkesir Büyükşehir Belediyesi işbirliğiyle yerel seçim çalışmaları kapsamında Bandırma AK Parti ile  Bandırma Belediye Başkan Adayı  Cemal Öztaylan’ın organize ettiği  “Gençlik Festivali”  coşkulu ve büyük bir ilgi ve katılımla gerçekleştirildi.

Her yaştan Bandırmalı’nın  katıldığı etkinlikte küçüğü büyüğüyle, kadını erkeğiyle Bandırmalılar ama yarım saat ama bir saat günün stresinden sıyrılıp, doyasıya eğlenip, hoş vakit geçirdiler.

Kimi aklı evvellere ve sivri zekalılara göre ise etkinliğe katılan Bandırmalı insanlar, SUÇ işlediler ve her türlü aşağılanmayı, hakareti hak etiler. Özellikle sosyal medyada küfür ve hakaretler gırla gidiyor.

Artık, bıktık ama Bu tür saçla sapan tepkileri ezberledik: Makarnacılar.. Pilavcılar.. Bidon kafalılar…Halk değil, güruh..falan filan..

Bu yakıştırma ve yorumlarda bulunanlar ne adına, ve kim adına bu tür seviye yoksunu  beyanlarda ve yorumlarda bulunuyorlar. Bir bakalım:

-Solculuk ve muhalefet  etmek adına mı? Solculuk,  genel bir tanımlama ve içine muhaliflik adına herkes giriyor. Anarşistler de komünistler de, sosyal demokratlar da ,darbe severler ve hatta liberaller de, tescilli etnik kışkırtıcılar ve bölücüler de..

Ancak aklı başında ve teoriyi yani siyaset bilimini bilenler açısından, hele hele bilimsel sosyalistler ve komünisler açısından böyle nitelikten ve bilimsellikten uzak,  içi boş yakıştırmaların ve özellikle algı operasyonlarının hiçbir anlam ve hükmü bulunmuyor.

Daha da ötesi.. Bir Marks ve Engels’in bir Lenin’in ağzından halkı ötekileştiren, ve şu veya bu nedenle, aşağılayan tek sözcük, ve küçük bir  ifade, yorum bile bulamazsınız.

Çünkü, bu başka bir şeydir ve bu tür toplum ve halk dışı yakıştırma ve yorumlar. bilimsel sosyalistlerin ve komünistlerin işi olamaz.! Genel olarak ve  ideolojik açıdan, duygusal etki ve tepkiler bunların değil, özelde psikologların ilgi alanına girer. Ama bugün şöyle bir sorunumuz var: Özellikle 12 Eylül faşist darbesiyle ‘ideolojiler öldü’ safsatasıyla ideolojilerin içi , ABD’inin de küresel gayretleriyle de, içi boşaltılmaya çalışıldı. Kavramlar soysuzlaştırılıp, piçleştirildi. Sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada neo liberalizm  ideoloji olarak kutsanıp, yüceleştirildi. Bir anlamda ABD ve NATO, demokratlığı, milliyetçiği ve solculuğunun önü açıldı.

Ortaya çıkan tablo korkunçtu: Sol değerlere yabancı, sol ideoloji ve kültürden bi haber, soysuz ve bilimsel nitelikten yoksun, ucube ve kimlikten yoksun bir 12 Eylül  solculuğu türetildi. Bu solculuğun en karakteristik özelliği ve yapısı, anti-emperyalist ve  ABD karşıtı özünü budamak ve tendi halkına yabancılaşmak oldu.

Onun içindir ki, Gençlik ve Hamsi festivali’ne katılan toplumun hemen her kesiminden kadın ve erkek, adeta ‘düşman’ gibi lanse edilip, gösterilmek isteniyor. Bir anlamda makarnayı, pilavı ve hamsiyi sen verirsen, halk aydınlanıp, ışıldıyor ama sen vermiyorsan, ağzına geleni söyle, müstahak..!

Cehalet, herkesi vuruyor ve sonuçları çok ağır. Örneğin, 'komünistim, sosyalistim' diyor ama bilmiyor, ne bu işin ideologları Marks-Engels ve Lenin’i okumuş ne de toplumsal mücadele tarihini biliyor.. 'Kemalistim, Atatürkçüyüm'  diyor ama Mustafa Kemal’in Nutku’nu sile  adam gibi okumamış. 'İslamcıyım' diyor ama peygamberden ve Kur’andan haberi yok, açıp satır okumamış. Oysa ki, bilmeden ve okumadan olmaz..! Oyuna gelir, tuzağa düşersiniz..!

Kuşkusuz, yaşadığımız ideolojik karmaşanın ve kaosun üzerine çok şey yazılıp, söylene bilir. Bilen, bildiğini kendine saklamakta yarar görüyor. Çünkü, insanlar kaygılı. Hem kendileriyle hem de aileleriyle ilgili kaygılı ve dertli. Bu pusuyu kendi ellerimizle kendimiz kurduk.

Karşımızdaki AK Partili ,MHP’li veya CHP’li…Dert mi, değil ve olabilir. Sonuçta kişisel bir tercih meselesi, karşınızdaki insana, düşüncelerine  saygı duyacaksınız. Sonuçta bu ülke ve memleket bizim, hepimizin. Neden ve niçin benim gibi düşünmeyeni  aşağılayıp, ötekileştireyim .Anlamı ne.! Bandırmalı’nın yüzü on dakika bile gülmüş ise bundan mutluluk duyun ve gocunmayın. Olmuyor ise daha iyisini siz yapın.!

Esen kalın..