|
|||
![]() |
BİZE NE OLDU? NE OLUYOR? | ||
Engin ARICAN | |||
sonkursungazetesi@gmail.com | |||
Öylesi günler yaşıyoruz ki, düşman çatlatır.. Bu gidiş karşısında şaşkınlığa düşmemek ve ötesi ürküp, korkmamak mümkün değil.
Neden mi söz ediyorum?
Toplumumuz içinde hızla kökleşen aşırı siyasallaşmadan, ötekileştirme ve ayrıştırmalardan, cepheleşmelerden söz ediyorum. Bu süreç, ötekileştirme ve ayrıştırmaların silahlı çatışmalara kadar uzandığı 70’li yılları çoktan geride bırakmış durumda.
Kimisi karşısındakini dinlemiyor. Aşırı siyasallaşma bir virüs gibi bireyleri ve toplumu öylesine sarıp sarmalamış ki karşınızdaki bireyin ne söylediğine, ne düşündüğüne değil, siyasal tercihinin ne yönde olduğuna bakıyorsunuz. Eğer, sizinle örtüşmüyor ise yandınız, hemen bir şekilde aforoz ediliyor ve dışlanıyorsunuz.
İşte bu nedenledir ki, en güzel toplumsal geleneklerimizden olan kahve sohbetlerini, komşuluk muhabbetlerini bile unuttuk. Bir ayrık otu gibi yalnızlığı tercih edip, topluma küskün olup bön bön oturuyoruz. Aile içi, ev sohbetleri bile körelmiş, budanmış durumda. Çünkü, en küçük ve en basit konularda bile aile bireyleri arasında yaşanan farklılık, sonu gelmeyen kavgalara, hakaretlere kadar uzanabiliyor.
Bir fren koymalı, bize ne oluyor, biz ne yapıyoruz diye ciddi ciddi düşünüp, sorgulamalıyız. Bu gidiş iyi bir gidiş değil ve tek kelimeyle sonu, felaket.!
Neden ve niçin FELAKET…!
Evin yani ülkenin ulusal birlik ve dirliğinin, paylaşımı ve dayanışmasının düzenlenmesi aynı zamanda bir ulusal güvenlik sorunu ve ‘birileri’ bunun gerçekleşmesini istemiyor. Kim bu ‘birileri’. Bu gerçeği açıkça telaffuz etmekte yarar var. Başta ABD ve AB emperyalizminden ve Siyonist İsrail’den söz ediyoruz. İşgal altındaki Filistin ve Gazze’de, Lübnan’da, Suriye’de ve İran’da yaşananlar ortada. Onun içindir ki, Terörsüz Türkiye ve ulusal birliğini, dayanışmasını, beraberliğini koruyan ve güçlendiren bir Türkiye, emperyalizmin korkulu rüyasıdır. Onun için, nedeni ne olursa olsun, ayrıştırmacı ve ötekileştirmeci, toplumu bölen her çabaya ve her eyleme, her davranışa karşı çıkmalıyız.
İşte, ülke ve toplum olarak, bu konuda zafiyetlerimiz, eksik ve yanlışlarımız var. Öncelikle toplumun ekonomik olarak rahatlatılması, alım gücünün ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi, yükseltilmesi gerekiyor. Ülkede hakkaniyetli bir sosyal adalet sisteminin oluşması gerekiyor.
Bu gerçeğin partisi yok ve parti ayağı milleti zerre ilgilendirmiyor. Keza, iktidar ve muhalefet açısından ‘zehirli dil’ kullanımına son verilmeli. Aşırı siyasallaşmanın toplumsal riskleri ortada ve bu risk ortadan kalkmalı. Bireyin siyasal açıdan CHP veya Ak Parti’yi MHP’yi tercih etmesi, oy vermesi dünyanın sonu anlamına gelmiyor. Büyük ölçüde unuttuğumuz toplumsal hoşgörü ve karşılıklı saygıyı yeniden tüm toplum katmanlarında tesis edebilmeliyiz.
Bir gazeteci ve yazar olarak ama her şeyden öte bir insan olarak kendimi ayrıştırmacı ve ötekileştirmeci ortamın, hatta baskının dışında mı görüyorum, HAYIR..!
Tek kelimeyle rezil bir ortam var. Örneğin, herhangi bir ortamda ağzımızdan çıkacak her hangi bir sözcüğün ya da yazdığımız bir yazının üzerinden oluşturulmaya çalışılan psikolojik baskı ortamını tarif edebilmek, anlatabilmek bile zor.
Evet, bunu Engin Arıcan olarak, bugün bunları yazabiliyorsam vay halimize. Normal, sıradan yurttaş ne yapsın.! Tek kelimeyle, LANET OLSUN..!
Ortada ciddi bir psikolojik bozukluk ve hastalık söz konusu. Birey ve toplum olarak rahatlatılmalı; stres kaynaklarını, nedeni her ne ise yok etmeliyiz.
Esen kalın..
|
|||
Etiketler: BİZE, NE, OLDU?, NE, OLUYOR?, |
|