Engin ARICAN YÖNETENLER İLE YÖNETİLENLER VE ŞEYH EDEB ALİ
Yazı Detayı
01 Mart 2022 - Salı 13:45 Bu yazı 159 kez okundu
 
YÖNETENLER İLE YÖNETİLENLER VE ŞEYH EDEB ALİ
Engin ARICAN
sonkursungazetesi@gmail.com
 
 

 

Osmanlı Devleti’nin kuruluş yıllarında Şeyh Edebali’nin  Osman Bey’e nasihatleri gerek Osmanlı’da yüzyıllar boyu ve gerekse de T.C.Devleti’ nin kuruluşu ve sonrasında ülkeyi ve toplumu yönetenlerin rehberi olmuş ve hep baş köşedeki yerini korumuştur.

1206 yılında doğduğu rivayet edilen ve  1326'da 120 yaşlarında Bilecik'te vefat etmiş, dergâhının zikir odasına gömülü Şeyh Edebali, Osman Bey’in kayınpederi, eşi Bala Hatun’un babasıdır.

Şeyh Edebali’nin Osman Bey’e öğütü şöyle başlar;

Ey Oğul!

Beysin!

Bundan sonra öfke bize; uysallık sana…

Güceniklik bize; gönül almak sana..

Suçlamak bize; katlanmak sana..

Acizlik bize, yanılgı bize; hoş görmek sana..

Geçimsizlikler, çatışmalar, uyumsuzluklar, anlaşmazlıklar bize; adalet sana..

Kötü göz, şom ağız, haksız yorum bize; bağışlama sana…

Bundan sonra bölmek bize; bütünlemek sana..

Üşengeçlik bize; uyarmak, gayretlendirmek, şekillendirmek sana..” ve şöyle devam eder;

“(...)Şu üç kişiye; yani cahiller arasındaki alime, zengin iken fakir düşene ve hatırlı iken, itibarını kaybedene acı!

Unutma ki, yüksekte yer tutanlar, aşağıdakiler kadar emniyette değildir.

Haklı olduğun mücadeleden korkma! Bilesin ki atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli (korkusuz, pervasız, kahraman, gözüpek) derler.

Son günlerde  hem ülke de hem de yerel de kamuoyuna yansıyan haber ve yorumları hele özellikle ‘klavye delikanlıları’nın   sosyal medyada yapılan paylaşımlarına izleyip, baktığımda Şeyh Edebali’nin yüzyıllar öncesinden süzülüp gelen bu damıtılmış öğüdünü  anımsadım.

İnsanlık tarihinde, yönetenle yönetilen arasında  arasında   ‘egemenlik’, ’paylaşım’, ’adalet’  ve ‘iktidar’ odaklı  hep değişik sorun ve sıkıntılar, çatışmalar, alt-üst değişim ve dönüşümler   yaşandığına tanık oluruz.

İktidar olmanın sözlük anlamı, gücü elinde tutmak, gücü kullanmak demektir. Bir anlamda üretim ilişkileri ve üretim gücünün niteliğine göre; ister köleci, ister feodal ister kapitalist ve isterse sosyalist toplum tolsun, iktidar hangi sınıfın elinde ve kimdeyse ‘güç’ ondadır. İktidar kolay ele geçmez bazen  iktidar savaşlarında çok can yanar, çok emek harcamak ve mücadeleyi gerektirir. Amaç ve hedef bellidir: iktidara gelmek ve istikrarla orada kalmak, iktidarı yani gücü korumak.!

Sakın ola  ki, iktidar olma yani ‘güç’ sahibi olmak yada ‘gücü’ kullanmak konusunu salt siyasal iktidarı devlet yönetimi, siyasal partiler, kamu ya da özel kuruluşlar, işletmeler, dernekler  alanı ile sınırlı görmeyin. Yanılırsınız.!  İnsansoyu  nezdinde varoluşundan bugüne  kadın ile erkek arasında da cinsiyetler arası kıyasıya ve keskin  bir iktidar mücadelesi vardır. Bu mücadelenin temelinde de ‘güç’ ve ‘paylaşım’ sorunu bulunur.

Konuyu dağıtmayalım ve ’iktidar’ mücadelenin genel siyasi boyutunu şimdilik  ‘beylere’ bırakıp konuyu lokalize hatta ‘minimalize’ ederek  bölgesel ve yerel düzeye indirgemeye çalışalım ve soralım:

  • Balıkesir’e son on beş-yirmi  yıldır siyasal partiler arasında  ve özelikle iktidar ipini göğüslemiş  AK Partili Belediye Başkanları ile milletvekilleri, meclis üyeleri, parti taraftarları arasında bir ‘iktidar mücadelesi var mı, VAR..!
  • Bandırma’da son on beş yıldır iktidar ipini göğüsleyerek iktidar olmuş CHP nezdinde belediye başkanları, milletvekilleri, meclis üyeleri ve partililer arasında bir iktidar savaşı var mı, VAR..!

Bu doğaldır..!

Sosyolojiyi, siyaset bilimini, sosyal psikolojiyi, felsefeye özetle de bilime yabancı olmayan insanlar açısından tanık olduklarımız ve yaşadıklarımız kesinlikle sürpriz değildir. Vazgeçtik ayrı partiler ya da partililerden ..Aynı parti çatısı altında bulunan hatta aynı parti  içinden  bir yerlere seçilmiş, birlikte mesai tüketen insanlar arasında bile konu  ‘güç’ sahibi olmak ve ‘iktidar’ a ulaşabilmek amacıyla kişiler arası rekabet ve bu rekabetin ayrışmalara varan örneklerine tanık olup, yaşamamız mümkün.. Kimi zaman da bu, rezillik ve rezalet boyutlarına ulaşacak. Onun için kimse ‘polyannacılık’ ya da ‘mağdurluk’ kisvesine bürünüp, toplumu  ya da karşısındakini aptal yerine koymamalı.. Yada mevcut  çatlağı bir şekilde derinleştirmeye çalışıp, şapkadan tavşan çıkartma sevdasına düşüp, asıl amacını ve hedefini  makyajlayarak, gizleyip, birilerinin önünü açmaya soyunmamalı, Şirinleri oynamamalıdır.!

Çünkü, bu şark kurnazlığıdır..

Örneğin, Bandırma’da son olarak Belediye Başkan Yardımcılığı görevinden alınmış Metin Ok üzerinden kimi yazılıp-çizilenlere, yapılan sosyal medya paylaşımlarına bakıyorum. Başkan Tosun’un aldığı kararın içeriği ve nedeni anlamsızlaştırılıp, iktidar da  etrafındaki isimleri keyfe keder, ceberrut bir anlayış ve iktidar hırsıyla kıydığı konusunda ‘iddia’ diyemiyorum, itham ediliyor. Çünkü, ‘itham’ ile ‘iddia’nın da birbirine karıştırılmaması, her iki kavramın arasındaki farkın iyi bilinmesi gerekiyor.

Oysa ki,  Belediye Başkan Yardımcılığı görevinden neden ve niçin  alındığı konusunu en iyi bilen ve kararı sürprizle karşılamayan bizzat Metin Ok’un kendisi.

Neden?

Bandırma CHP’nin 2009  yılı yerel seçimlerinden başlayarak geleneksel bir politika ve tasarruf haline getirdiği bir yerel yönetim anlayışı ve politikası var. Bunu önce Sedat Pekel, yerel seçimler öncesi tasvip etmemesine karşın, gördü, yaşadı ve bir anlamda kamuoyu ve partililerinin  baskısıyla hiç onaylamasa da kabullenmek zorunda kaldı. Ne yaptı? Başkanlığa aday adayı olmuş iki ismi, Ozan Onur ve Dursun Mirza’yı  seçim arifesinde başkan yardımcısı yapmayı kabullendi ve seçim sonrası her iki isim de başkan yardımcısı oldu.Mirza’nın daha sonra bizzat kendisinin dile getirdiği gibi yardımcılığı kabul etmesinin nedeni, ‘kabul et, başka türlü  başkan olamazsın’ yönündeki tavsiyelerdi.Onur’un da  başkan yardımcılığını kabul etmesinin gerekçesi,’belki CHP’yi  sola açık bir hale getirebilirim noktasında benzer politik dürtülerde. Ve,her iki ismin Pekel’e başkan yardımcılığı konusunda yazılı taahhüt imzaladıkları daha sonra ortaya çıktı.

Peki, seçim sonrası Pekel’in başkanlığı döneminde ne oldu ve neler yaşandı?

Kentimiz gazetecilerinin bir çoğu o günlerin tanığıdır ki,  Başkan Pekel, Mirza ve Onur’la 5 yıllık görev sürecinde kamuoyuna yansıtmasa da farklı sorun ve sıkıntılar ama en önemlisi başkan olarak altının hem parti de hem belediyede altının oyulmasını yaşadı.’Pekel’den belediyeyi idare etmeyi öğreniyorum’ diyen Mirza,  2014 yerel seçimleri arifesinde Başkan aday adayı olarak öne çıktığında, Onur da aynı şekilde başkan adayı olarak öne çıktı.  Başkan aday adaylığını ilan etmiş Pekel, her iki başkan aday adayının belediye içi ve partide ektiklerini biçmeye çalıştıklarına tanık olduğunda, adaylıktan çekilmek zorunda bırakıldı. Bu sürecin canlı tanığı, Pekel’dir, partililerdir..

2014 yerel seçimlerinde de  aynı şekilde Mirza başkan seçilirken Onur ‘daimi’ başkan yardımcılığı görevine getirildi. Bu dönem, geleneksel CHP ve Pekel’in yerel yönetim anlayışı ve yerel politikasında en ciddi kırılmanın  yaşandığı dönemin de başlangıcıdır. 2009 yerel seçimleri öncesi ve Pekel’in başkanlığı döneminde Ak Parti’ye karşı ‘satan değil alan belediye olacağız’ söylem ve politikasından  uzaklaşılarak,  Belediye mülkleri ve arazilerinin bir emlakçı anlayışıyla, 5 yıl boyunca pazarlandığı bir dönemdir. Pekel’in bu konudaki duruşu ve  sözlerine karşı ,’ Bu o dönemdi ve onun sözüydü’ diyen Mirza, şaibeli ve kamuoyunda tartışmalı satışları ve ilişkileriyle ‘hit’ oldu.

2019 yılı yerel seçimleri öncesi aday adaylığı sürecinde de artık gelenekselleşmiş parti içi ‘ittifak’ anlayışı ve politikası  yine gündemdeydi. Başkan Mirza’nın belediye başkanlığına aday adaylığına Ohur’un  başkan aday adaylığı  ile meclis üyesi Tolga Tosun’un ve Metin Ok’un başkan aday adaylığı eklemlendi. Parti içinde Ok ve Grubu yabana atılacak bir aday değildi. Başkan Mirza’nın CHP Genel Merkezi’ne taşınmış dosyaları nedeniyle aday adaylığının kabul görmemesi ve OK’un da aday adaylığının kabul görmemesi noktasında yaşananlara hem partililer ve kent şahit. Mirza’nın beyanları, restleşmeleri, parti arayışlarını hem partililer hem  de Bandırma biliyor. Sonuçta, Başkan adayı Tosun’un listelerin hazırlanmasında  mağduriyeti dikkate alınarak  yine Onur’a belediye başkan yardımcılığını önerirken; Ok’da lafını hiç sakınmadan, başkan adaylığında hakkının yenildiğini, şahsının Genel Merkez tarafından aday gösterilecekken, birilerinin devreye girerek, son anda engellendiğini belirterek, Grubunun zorlamasıyla, Başkan Yardımcısı olmayı kabul etti. CHP’nin ‘Millet İttifakı’ esprisiyle Bandırma’da İyi Parti ile kurduğu ittifak, oluşturulan listeler de  İP’li isimlerin yer alması ve Ticaret Odası üzerinden Kılkışlı’nın çabasıyla belli isimleri listeye dahil etmesi  sonucu, 2019 yerel seçimlerinde  en yakın siyasi rakibi AK Parti’ye ciddi bir fark atılarak kazanıldı.

Bu  siyasi süreçte siyasi duruşu en net olan isimlerin başında Metin Ok’un geldiğini vurgulayalım. Başkan Yardımcılığı görevini üstlenerek, belediyede yürüttüğü çalışmalarda  bir an olsun eğilip, bükülmedi, içinden gelen özlemi ve amacını, hedefini gizlemedi, belediye hizmetleri, yatırımlar ve personel politikası konusunda bir çok kez yutkunsa da  işine bakarak, görevini layıkıyla yerine getirmeye çalıştı. Baştan belirtelim, Ok’un yerel hizmet anlayışı ve politikası farklıydı ve Tosun ile yollarının bir nokta da ayrılması kaçınılmazdı. Kuşkusuz, ben de hem kişi hem de bir gazeteci-yazar olarak görevinden alınması karşısında üzüldüm ama şaşırmadım…Eminim ki, ismi üzerinden birilerinin olmadık yakıştırmalarda ve yorumlarda bulunması konusundan da  Ok’un rahatsız olduğuna inanıyorum.. Çünkü, ismi üzerinden kimi aklı evvellerce  yaratılmaya çalışılan ‘mağduriyet edebiyatı’ en başka Ok’u yaralıyor.

Bandırma Belediyesi,Başkan Tosun ve yardımcıları ve CHP üzerinden yaşanan ve kamuoyuna yansıyan tartışma ve ithamların iddiaların temelinde yazımızın başında da dikkat çektiğimiz gibi, ‘güç’ olma, ’gücü elde utabilme ve ‘iktidar’ olabilme ve ‘paylaşım’ sorunu yatıyor. Kuşkusuz, tüm bu yazdıklarım, yorumlarım sonuçta benim ‘subjektif’ düşüncelerim ve yorumlarım. Bu yorumlarım eksik ya da yaşanmış sürecin  yanlış okunması olabilir mi, EVET.!

 

 

 

 

 

 

 
Etiketler: YÖNETENLER, İLE, YÖNETİLENLER, VE, ŞEYH, EDEB, ALİ,
Yorumlar
Yazarın Diğer Yazıları
06 Ekim 2024
Bandırma’nın gündemi…
37 Okunma.
20 Eylül 2024
Bandırma, CHP ve Dursun Mirza.!
31 Okunma.
16 Temmuz 2024
15 Temmuz ve Bandırma
77 Okunma.
28 Haziran 2024
Biz neden saçmalıyoruz?; Savaşa hayır!
36 Okunma.
07 Mayıs 2024
STATÜKO VE STATÜKOCULUK...
128 Okunma.
17 Nisan 2024
MİRZA VE BANDIRMA
130 Okunma.
10 Eylül 2023
"BALTALAR ELİMİZDE..!"
196 Okunma.
24 Ağustos 2023
CHP İLÇE KONGRESİ ÜZERİNE...
138 Okunma.
21 Ağustos 2023
MHP İLÇE KONGRESİ ÜZERİNE
164 Okunma.
21 Ağustos 2023
SANDIĞIN ŞAKASI OLMAYACAK..!
140 Okunma.
31 Temmuz 2023
İHSAN KURUOĞLU VE NEREDE KALMIŞTIK!?
164 Okunma.
27 Temmuz 2023
MAFYOKRASİ...
143 Okunma.
27 Temmuz 2023
HALK TV ve CHP
136 Okunma.
27 Temmuz 2023
KARAMAN'IN KOYUNU...
130 Okunma.
16 Temmuz 2023
15 Temmuz direnişi
155 Okunma.
16 Temmuz 2023
Hablemitoğlu'nun ardından...
118 Okunma.
16 Temmuz 2023
Dipten gelen dalga...
123 Okunma.
19 Haziran 2023
MİRZA NEREYE KOŞUYOR ?
142 Okunma.
17 Haziran 2023
BANDIRMA ÖZGÜRCE KONUŞMALI..
155 Okunma.
17 Mayıs 2023
SEÇİMLER ÜZERİNE
134 Okunma.
20 Nisan 2023
DEMOKRAT PARTİ'NİN TARİHSEL RÖVANŞI!
160 Okunma.
25 Mart 2023
'HIRLAMAK' VE 'HAVLAMAK'...
164 Okunma.
09 Mart 2023
İNGİLİZ OYUNU
130 Okunma.
27 Ocak 2023
KÜRESEL ÇETE VE KÖPEKLERİ
168 Okunma.
27 Ekim 2022
Düşünmenin anahtarı
169 Okunma.
13 Eylül 2022
Beceri ve beceriksizlik.!
189 Okunma.
26 Ağustos 2022
Günaydın,sn.Havutça.!
144 Okunma.
25 Haziran 2022
TÜSİAD VE ANADOLU KAPLANLARI
178 Okunma.
17 Mayıs 2022
KUŞCENNETİ FESTİVALİ ÜZERİNE...
190 Okunma.
27 Mart 2022
YUMURTA KAPIYA DAYANMADAN..!
182 Okunma.
01 Mart 2022
MUHALEFETE GEREK VAR MI?
182 Okunma.
25 Ocak 2022
‘Hakaret’ özgürlüğü..!
177 Okunma.
07 Ocak 2022
İtiraf..!
192 Okunma.
07 Ocak 2022
Bit yeniği..!
161 Okunma.
05 Ocak 2022
Sn. Yurt ve Gönen..
159 Okunma.
31 Aralık 2021
Sorumluluklarınızı unutmayın..!
150 Okunma.
30 Aralık 2021
Belediyelerin işi zorlaştı
162 Okunma.
27 Aralık 2021
Kim yetkili.?
200 Okunma.
25 Aralık 2021
Bir yılın ardından..
197 Okunma.
25 Aralık 2021
'2022’ yılını karşılarken..
182 Okunma.
15 Aralık 2021
Gardı düşürmemek..!
181 Okunma.
13 Aralık 2021
Biz bunu nasıl becerdik.!?
162 Okunma.
07 Aralık 2021
‘Alçak Başkan’ muhabbetleri..
224 Okunma.
03 Aralık 2021
Başkan Yılmaz, bu iddiaları önemsemeli..!
188 Okunma.
29 Kasım 2021
Mazeret bitti..!
181 Okunma.
23 Kasım 2021
Farkında mıyız..?
219 Okunma.
18 Kasım 2021
Zehirli dil..!
190 Okunma.
15 Kasım 2021
Onlar Başardı! Sıra Kimde!?..
160 Okunma.
Haber Yazılımı