İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “Yangın söndürmek için buradayız, yangından mal kaçırmak için burada değiliz. Hayatımın hiçbir döneminde yangından mal kaçırmamışımdır. Şimdi özne milletimiz.” dedi.

Meral Akşener, 10 ili etkileyen ve “asrın felaketi” olarak nitelendirilen 7,7 ve 7,6 büyüklüklerindeki depremlerin merkez üssü Kahramanmaraş’ın Elbistan ve Pazarcık ilçelerinde depremzedelerle bir araya gelerek, sorunları dinledi.

Akşener, bölgeye toplam 164 tır, minibüs, arazi aracı ve 8 kamyonetle jeneratör, konteyner, iş makinası, gıda, giyecek, hijyen, bebek malzemelerini ihtiyaç sahiplerine ulaştırdıklarını ve ulaştırmaya devam edeceklerini ifade ederek, şöyle devam etti:

“Bunlar aynı zamanda milletimizin bize verdiği yardımların ulaştırılması yönünde de bir görevdi. Depremin ilk günü demiştim ki ‘Bizim susma zamanımız, devletimizin konuşma zamanı. Devletin sesinin duyulma zamanı, siyasetin ise susma zamanı.’ Buna uyduk. Şimdi bugün Pazarcık, Kahramanmaraş merkezdeyiz ve buradan Elbistan’a geçeceğiz. Şimdi de milletimizin sesini duyup, kamuoyuna yansıtma zamanı. Bugün milletimizin sesini dinleyip, eksik gedik, rahatsız edici durumlar, yapılmayan, yapılması gereken nedir, bunları görüp öğrenip, bunun teminine çalışmak ve bunu yerine getirtmek zamanıdır. 72 saat sonra buradayım. Gölcük depremini birebir yaşamış, akrabasını kaybetmiş bir milletvekili, bir insanım. Kurtarma çalışmalarının yapıldığı yerlerde ayak altında dolaşmak, oraya engel olmak doğru değildir.”

‘ASKERİN JANDARMANIN DEPREM BÖLGESİNE GİTMESİ GEREKİYORDU’

Bölgede pek çok aksaklık gördüğünün altını çizen ve 2009 yılında Sivil Savunmanın kaldırılarak AFAD’ın kurulduğunu söyleyen Akşener, şu değerlendirmelerde bulundu:

“AFAD önemli bir kurum ama çalışan insan sayısı sınırlı. En az 30 bin kişinin, 15-65 yaş arasında sivil insanın, vatandaşın eğitildiği, afetlerden yangın söndürmeye, depremlerden sel baskınlarına kadar arama kurtarma çalışmalarını yapmak üzere eğitilen insanlardır. Bu kalktı, sadece devlet memurunun bulunduğu ve sayısının yetersiz olduğu bir yeni kurum ortaya çıktı. AFAD’da çalışan her bir arkadaşımdan Allah razı olsun ama sayıları az. AFAD’da görev yapan insanlardan bir kişi önderdir ve altında bu sivil insanların olması lazım. Birinci hata, yanlış bu. İkincisi valilerin talimatıyla derhal askerin, jandarmanın deprem bölgesine girmesi gerekiyordu. Çünkü jandarmanın arama kurtarma konusunda çok ciddi bir bilgi birikimi mevcuttur. Girmesi gerekiyordu. Yardım dağıtımındaki tecrübesi sivil insanların tümünden daha fazladır.”

‘O BİNAYI YAPAN MÜTEAHHİT…’

Kahramanmaraş’ta tamamı yıkılan Ebrar Sitesi’ne de gittiğini belirten Akşener, “Arkadaşlar siteden bir tane demir verdiler. ‘Demiri Meclis’te göster’ dediler. 8 katlı binanın inşaatında kullanılan demirin inceliğini göstereceğim. Kurtarma çalışmalarındaki eksikliklerden bahsettiler. Bir arkadaşımızın annesi ve babası enkazın altındaymış. ‘Burası eskiden bir bataklık, tarlaydı. Biz burada sarımsak ve soğan yetiştirirdik.’ dedi. O binayı yapan müteahhit, orayı imara açan el, o imara imza atan eller ve orayı yapan müteahhit, satan kişiler…” diye konuştu.

‘KARMAŞANIN TEMEL SEBEBİ TEK ADAM SİSTEMİDİR’

Bölgeye rozeti olmadan, sadece Meral Akşener olarak geldiğini vurgulayan Akşener, şöyle devam etti:

“Muhalefet halkın avukatıdır, iktidar iş görür, hizmet yapar. Muhalefet öğrendiklerini çözümüyle anlatır. Bir kutuplaştırma dili devam ediyor. Bugün kim yönetiyor devleti? AK Parti, Cumhur İttifakı ve Sayın Erdoğan yönetiyor. Sayın Erdoğan tek bir kişi, devlet onun şu an itibarıyla. Dolayısıyla bütün belediyelerin tamamının Cumhurbaşkanı olarak onların kaynaklarını, bizlerin vergisiyle oluşan Hazine’nin kaynaklarını birleştirip çarçur etmeden burada oluşan problemlerin çözülmesini sağlaması lazım. Bugün bu keşmekeşin, karmaşanın temel sebebi bu tek adam sistemidir.”

Akşener, devletin birinci önceliğinin ciddiyet, ikincisinin ise kapsayıcılık, eşitçilik olduğunu vurgulayarak, şu değerlendirmeyi yaptı:

“Bir tek canın kurtulabilmesi için her kapıyı çalar ve gerekirse o kapıyı bir yumrukla kırar, o kişinin canının kurtarılması için üzerime düşeni yaparım. Yangın söndürmek için buradayız, yangından mal kaçırmak için burada değiliz. Hayatımın hiçbir döneminde yangından mal kaçırmamışımdır. Şimdi özne milletimiz.”