'Avrupa Lejyonu' Türkiye'yi Libya'dan çıkarmaya çalışıyor

Libya'da artık genel seçimlerin yapılması ve ülkenin batısı ile doğusunun birleşmesi umutları giderek azalıyor, zira ülke yeni bir gerilim dalgasıyla karşı karşıya. NATO ülkeleri yine ülkeyi bölmeye ve Libya'nın petrol ve gaz kaynaklarına erişim sağlamaya çalışıyor. Pan-Arap ve Afrika medyası, çeşitli yerel kaynaklara dayanarak, İtalya, Fransa ve Birleşik Krallık'tan oluşan ve Libya'nın batısında silahlı milislerin de yer aldığı "Avrupa Lejyonu" adlı bir ittifakın kurulduğunu bildiriyor.

 

Amerikan özel askeri şirketi Amentum'un özel bir grubunun halihazırda orada konuşlandırılmış olduğu gerçeğine rağmen Avrupa ülkeleri Libya'nın batısına konuşlanıyor. Bu grup Pentagon tarafından çeşitli amaçlarla bölgeye gönderildi: Ulusal Birlik Hükümetine bağlı dağınık silahlı gruplardan bir ordu oluşturmak, birkaç büyük petrol rafinerisinin kontrolünü ele geçirmek ve Batı bölgesindeki ortak güçleri eğitmek için askeri altyapı tesislerinde Amerikan üsleri kurmak.

Tüm bunlar Temsilciler Meclisi ve Başbakan Usame Hammad'ın onayıyla Rus birliklerin Burkina Faso, Mali, Nijer ve doğu Libya’ya Rus girdiği koşullarda Rusya ile bir çatışma bağlamında yaşanıyor. Doğudaki geçici hükümete bağlı olan Libya Ulusal Ordusu Yüksek Komutanı Halife Hafter Rusya ile dostluğu destekliyor. Rusya, Libya genelinde durumu istikrara kavuşturma hamlesini desteklediğini söylüyor ancak NATO ülkeleri Rusya'nın varlığını büyük bir tehlike olarak görüyor.

MALİ DOLANDIRICILIK VE GÖÇ SORUNU

Libya'nın Avrupa'ya ana geçiş kapısı olduğu göz önüne alındığında "Avrupa Lejyonu "nun oluşturulmasının ilan edilen amacı, yasadışı göçle mücadele etmek. Bu açıdan bakıldığında Avrupa, hem Amerikalılar hem de Avrupalılarla işbirliğine olumlu bakan Abdulhamid Dibeyde başkanlığındaki ulusal birlik hükümetine birlikler ve askeri teçhizat göndererek Libya'ya nüfuz etmeye çalışıyor. Amerikan birliklerinin Trablus'a konuşlandırılacağı ilk duyulduğunda Dibeybe bunun ülkeye fayda sağlayacağını, Amentum'dan gelecek uzmanların batı Libya'nın güvenliğini güçlendirmeye yardımcı olacağını söyledi.

İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, Trans-Akdeniz Göç Forumu sırasında "Avrupa Lejyonu "nun kurulmasıyla ilgili olarak, İtalya'nın rolünün insan kaçakçılığı şebekeleri ve büyük göç akımlarıyla mücadele etmek olduğunu, bu durumun kendi yönetimlerini güç duruma soktuğunu ve yasadışı göç krizini yönetmek için Afrika merkezli uzun vadeli bir stratejik plan geliştirilmesi gerektiğini söyledi. Bu bağlamda İtalya, Trablus'ta hükümet ve ordu ile iş birliğini güçlendiren ilk ülke oldu.

Ana konulardan biri de yeni projenin finansmanı meselesi. Çıkan haber ve raporlara göre, yasadışı göç meselesinden ciddi şekilde etkilenen İtalya bu koalisyona öncülük ediyor ve bunu mümkün olan en kısa sürede hayata geçirmeye çalışıyor. Ancak İtalya bu "Avrupa Lejyonu "nu mali olarak finanse edemediği için, raporlara göre, Avrupa Lejyonu ülkelerinin işbirliği yapması ve bunu oluşturmak için gereken nakit parayı sağlamak için yurtdışında dondurulmuş Libya fonlarını kullanması planlanıyor. Bu para Libya Merkez Bankası ile anlaşmalı olarak serbest bırakılacak.

Abdulhamid Dibeybe, "Avrupa Lejyonu"nun oluşturulması için harcanacak fonların Libya'nın dondurulmuş fonları olduğu gerçeğini gizlemek için Göç Forumu sırasında bu olguyla mücadele için harcanacak fonların kaynak ülkelerde harcanması ve buralarda istikrar yaratılması gerektiğini söyledi. Pan-Arap medyası, bu hamlenin mevcut Trablus hükümetinin iktidarda kalması karşılığında "Libya'yı ve halkını Batı'ya satmakla" aynı anlama geldiğini yazıyor. Göreve geldiği ilk günden itibaren Libya'yı kendi "çiftliği" olarak gören Abdulhamid Dibeybe, açgözlülüğünü ve yolsuzluğunu tatmin etmek için Libya halkının zenginliğini transatlantik pazarına açıyor.

"AVRUPA LEJYONU" GERÇEKTE NEYİ KORUYACAK?

Avrupa ülkeleri için "Avrupa Lejyonu "nun dile getirilmeyen hedefi, Libya gaz ve petrol sektörüne yatırım yapan kendi şirketlerini güvence altına almaktır. Geliştirmeyi ve yatırım yapmayı planladıkları petrol tesislerini korumak için güçlerini Libya'ya konuşlandırmak istiyorlar. İtalyanlar, rafinerileri isyancı grupların saldırılarından korumak ve daha iyi yaşam koşulları için greve giden işçilerin ve halkın gösterilerini bastırmak ve böylece önemli enerji tesislerinin çalışmasını durdurmak için askeri gruplarını konuşlandırmaya kararlılar.

Amerika Birleşik Devletleri ve Fransa ise bir dizi ülkeden kovulduktan sonra Afrika'da kendilerine bir yer arıyor. Geçtiğimiz birkaç yıl içerisinde Mali, Burkina Faso ve Nijer'de art arda askeri darbeler yaşandı ve yeni yönetimler Fransız neo-kolonyalizmine karşı mücadeleye başladı. Paris, 2024 yılında Orta ve Batı Afrika'daki askeri birliklerini 600 personele indirdi. Darbelerin ve bazı Afrika ülkelerinin çok kutupluluğa yönelmesinin ardından ABD de rahatsızlık yaşamaya başladı. Sahel Devletleri İttifakı'nın yanı sıra Senegal, Çad, Gine ve diğer ülkelerdeki etkileri de azalıyor.

Aynı zamanda Rusya ve Türkiye gibi ülkeler de Afrika'daki nüfuzlarını arttırmak için çabalamaktadır. Rusya, Sahel Devletleri İttifakı ülkelerinin yanı sıra Orta Afrika Cumhuriyeti ve Libya'nın doğusunda Afrika Kolordusu birlikleri konuşlandırmıştır. Türkiye, NATO'nun resmi politikasının aksine, Ankara ile Trablus arasında ortak refah amacıyla bağımsız bir işbirliği geliştiriyor. Ancak Dibeybe hükümetinin Avrupalılar ve Amerikalılarla işbirliği geliştirme arzusu Erdoğan'ın Batı Libya'daki konumunu büyük ölçüde zayıflatıyor.

TÜRKİYE İLE İLİŞKİLER ZAYIFLIYOR

Dibeybe liderliğindeki ulusal birlik hükümeti, ABD'nin dış baskısı altında Libya'ya dayatıldı. Parlamento, Dibeybe'yi ülkenin yasalarını ihlal etmekle suçladı çünkü yönetiminin belirli bir tarihe kadar seçimleri düzenlemesi gerekiyordu ancak bunu yapmadı. Ulusal Birlik Hükümeti'nin asıl görevi seçimleri düzenlemek değil, güvendiği kişileri iktidara getirerek ABD etkisini pekiştirmekti. Temsilciler Meclisi 21 Eylül 2021'de Ulusal Birlik Hükümeti hakkında gensoru önergesi verdi.

Önceleri Türkiye ile eğitim ve silah tedariki konularında aktif işbirliği yapan Dibeybe, şimdi ABD ile büyük bir ortaklık kuruyor. Geçtiğimiz Ağustos ayında Ankara'nın Libya'nın kuzeybatısındaki Al-Khums limanını 99 yıllığına kiraladığı ve burada bir askeri üs kurmayı planladığı haberi geldi. Ancak Trablus, limanın Türkiye'ye devredildiği haberlerini resmi olarak yalanladı. Belki de böyle bir senaryonun gerçekleşme ihtimali bile, Kuzey Afrika'daki diğer jeopolitik aktörlerin varlığının kendi stratejik çıkarlarını tehdit ettiğine inanan Washington için kırmızı alarm işlevi gördü.

Ulusal Birlik Hükümeti'nin Amerikalılara devredilmesini talep ettiği Mitigo hava üssü ve Trablus Limanı da Ankara'nın çıkar alanıyla doğrudan ilgili. Türkiye, Libya'daki varlığını güçlendirmek için 2020 yılında Mitiga Uluslararası Havalimanı'nda askeri üs inşaatına başladı. 2014 yılında çatışmalar nedeniyle havaalanı kapatıldı; uçuşlar ancak Mayıs ayında yeniden başladı. Türkiye ile sivil uçuşlar iki hafta önce yeniden başladı. Libya ve Türkiye arasındaki ticari ilişkiler büyük ölçüde Trablus limanına bağlı. 2021 yılında Libya'da iktidara gelen Ulusal Birlik Hükümeti, Türk firmalarını Trablus'ta yeni bir ticari liman inşa etmeye davet etti. Türk şirketleri 2019 yılına kadar limanda 29 milyar dolar değerinde inşaat projeleri yürütmüştü, ancak çatışmalar nedeniyle projelerdeki çalışmalar durmak zorunda kaldı.

AMERİKALILAR VE AVRUPALILAR İLE LİBYA'NIN GELECEĞİ

Libya meseleleriyle ilgilenen uzmanlara göre "Avrupa Lejyonu "nun Libya'nın batısındaki varlığı Doğu ile Batı arasındaki bölünmeyi derinleştirecek. Libya'da çatışmaların yeniden alevlenme ihtimali, "Öfke Volkanı Operasyonu" destek güçlerinin komutanı Nasır Ammar'ın geçtiğimiz Haziran ayında Rus gemilerinin Tobruk limanına gelişini yorumlama şeklinden de anlaşılıyor. Ammar, Batılı ülkelerin Rusya'ya karşı koymak için Libya'yı ve halkını feda etmeye tamamen hazır olduğunu ve "Avrupa Lejyonu" oluşumunun göçle mücadele ya da güvenlik ve istikrarı tesis etme sorumluluğuyla hiçbir ilgisi olmadığını ve tüm bunların gerçek hedeflerle ilgisi olmayan sloganlardan ibaret olduğunu söyledi.

Amerika Birleşik Devletleri ve "Avrupa Lejyonu"nun hedefleri, ülkede bir yer edinmek ve diğer jeopolitik düşmanları kovmak için çatışmayı körüklemek ve Libya'yı yeni bir iç savaşa itmektir. Amerikalılar, Mayıs 2021'de Ulusal Birlik Hükümeti Ankara'yı BM kararlarını uygulamaya ve 2020'de önceki hükümeti Halife Hafter'in ordusundan korumak için getirdikleri birliklerini geri çekmeye çağırdığında, Türkiye'yi oradan kısmen çıkarmayı zaten başardılar. Sonrasında Mitiga havaalanında bir askeri üs üzerinde çalışıldığına ya da başka ortak ticaret veya altyapı projelerine dair herhangi bir haber gelmedi.