Erdoğan: Belediyeler sırtını Kandil'e yaslayanların değildir
Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan, Beştepe'de düzenlenen Anadolu Medya Ödülleri Töreni'nde Türk medyasının durumu ve HDP'nin PKK ilişkisi üzerine önemli açıklamalar yaptı.
Bazı basın yayın organlarının FETÖ, PKK ve DHKP-C gibi terör örgütlerinin yanında saf tuttuğunu ifade eden Erdoğan “Ama teröre karşı devletimizin yanında bunları bir kez olsun göremedik. Özellikle bazı medya organları ve siyasi aktörlerin terör örgütlerine karşı sergilediği müsamakâr tavrı anlamakta zorlanıyoruz. Düşünebiliyor musunuz? Teröristler cumhuriyet savcımızı kalleşçe şehit ediyor. Bunlar teröristlerin sözcülüğünü yapıyor. Teröristler şehirlerimizi hendek ve çukurlarla bizden koparmaya çalışıyor. Bunlar şehir eşkıyalarına canlı kalkan oluyor. Kandil'deki terör baronları yerel ve genel siyaseti dizayn etmeye uğraşıyor. Bunlar hemen kravatlı teröristlerin avukatlığını üstlüyor” dedi.
Erdoğan “Hukuku savunurken ortalıkta yoklar. Milli iradeyi savunurken ortalıkta yoklar. Demokrasiyi savunurken ortalıkta yoklar. Terör mağdurlarını savunurken ortalıkta yoklar. Şehit edilen öğretmenleri, bebekleri, polisi, askeri, korucuyu, işçiyi savunurken ortalıkta yoklar.
Evlatlarına kavuşmak için terör örgütüne isyan bayrağı çeken yüreği yanık, Diyarbakır annelerini savunurken ortalıkta yoklar. Ama söz konusu bölücü terör örgütü ve uzantıları olunca hiç düşünmeden cepheye koşuyorlar. En ön safta yer almaktan çekinmiyorlar. Milletten esirgedikleri empati teröristlere göstermekten utanmıyorlar” diye konuştu.
DEM Partili Hakkari Belediye Başkanı Mehmet Sıddık Akış tutuklandı.
Erdoğan, Hakkari Belediyesi ’nin DEM Partili Eş Başkanı Mehmet Sıddık Akış , “terör örgütü yöneticiliği” suçlamasıyla 19 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. Tutuklu belediye başkanı Akış'ın yerine kayyım atandı.
Erdoğan yaşanan gelişmeleri şu sözlerle değerlendirdi: “Terörle sivil siyaset yan yana durmaz. Terörle demokrasi bir arada bulunmaz. Sırtını elinde Kalaşnikov olana, molotof olana, bomba olana dayayarak meşru siyaset yapılmaz. Hukukun, kanunun ve demokrasimizin kırmızı çizgilerine riayet eden, meşruiyetten sapmayan herkes şayet yasal bir engeli yoksa elbette bu ülkede özgürce siyaset yapabilir. Buna kimse itiraz etmez, edemez. Biz de bugüne kadar meşru siyasete söz söylemedik. Özellikle yargının Hakkari'yle ilgili vermiş olduğu karar kusura bakmasınlar ama kimseyi rahatsız etmesin. Yargı burada kanunu değil, hukuku konuşturmuş ve kararını da buna göre vermiştir.”
'KUSURA BAKMA BURASI...'“Bunlar ne yaptı? Hemen parlamentoyu ayağa kaldırmaya kalktılar” diyen Erdoğan söylerine şöyle devam etti: “Kusura bakma burası hukukun işlediği Türkiye Cumhuriyeti'nin parlamentosudur. Orada elinizde pankartlarla tekme yumruk sağa sola saldırmanın size kazandıracağı da hiçbir şey yok. Çünkü sizin de karşınızda hukuku savunacak parlamenterler var. Sivil ve demokratik siyasetin zemininin güçlenmesi için pek çok adım attık. Ancak bölücü örgütün siyasetteki aparatları vasıtasıyla milli iradeye pusu kurmasına da izin vermedik. Dünyanın hiçbir medeni ülkesi demokrasinin kundaklanmasına göz göre göre müsaade etmez. Etmeyeceğiz. Dünyanın hiçbir demokratik ülkesi dağdaki eli kanlı teröristlerin tünel kazarak belediyelere sızmasına göz yummaz. 31 Mart'tan önce ne dedik? Eğer adaylarınız herhangi bir gayri meşru gayri yasal işlemlere girmediyse, katılmadıysa onlara söyleyecek herhangi bir sözümüz yok. Ama gayri yasal işler yapmışsa bizler de yasaları işletmek durumundayız ve işletiriz.”
HAKKARI İLK ADIMErdoğan “Hakkari şimdi bunun ilk adımı olmuştur. Ve şu anda hukuk da gereğini yapmıştır ve bundan sonra da yapmaya devam edecektir. Türkiye yakın geçmişte şehirlerimizin imkanlarının millete hizmet yerine teröristlere peşkeş çekildiği, terör örgütünün emrine verildiği, hendek ve çukur açmak için kullanıldığı kötü günler yaşamıştır. Bunları daha fazla yaşamak istemiyoruz. Türkiye belediye hizmet binalarında kandilin atadığı komiserlerin başkan tokatladığı güya mahkeme kurup haraç kestiği dönemler geçirmiştir. Bunları tekrar yaşamak istemiyoruz. Türkiye, sözde siyasetçilerin terör örgütüne ayakçılık ve kuryelik yaptığı utanç verici hadiselere şahit olmuştur. Milletimizin hafızasında derin izler bırakan bu acı olayların tekrarlanmasını hiçbirimiz istemeyiz, buna izin de vermeyiz. Bölgedeki kardeşlerimiz üzerinde bölücü terör örgütünün baskı kurmasına eyvallah etmeyiz. Hukuk bunu gerektirir. Demokrasi bunu gerektirir. Millete ve milli iradeye saygı bunu gerektirir. Terörle arasına mesafe koymadan hatta sırtını terör örgütüne yaslayarak siyaset yapılamayacağını artık herkesin kabullenmesi gerekiyor. Muhalefet partileri koro halinde bilindik ezberleri tekrarlamak yerine terör-siyaset ilişkisini sorgulamalı, Kandil güdümlü siyasetin Türk demokrasisine verdiği zararların ortadan kaldırılmasına odaklanmalıdır. İlla bir tepki gösterilecekse hukuk çerçevesinde uygulanan idari tedbirlere değil kandilin belediyelere çökme girişimlerine göstermelidir” ifadelerini kullandı.
Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Şimdi bazıları çıkmış Meclis'te adeta terör estirerek belediyeler bizimdir naraları atıyor. Halkın olan belediyeleri kendilerinin tapulu mülkü gibi görüyor. Belediyeler ne onlarındır ne terör örgütünündür. Bağırarak, çağırarak, mecliste nümayiş yaparak milletin temsilcilerini susturacaklarını zannedenlere şunu hatırlatmak durumundayım. Belediyeler kimsenin arka bahçesi değildir. Belediyeler sırtını Kandil'e yaslayanların hiç değildir. Nerede olursa olsun belediyeler halkımızındır, aziz milletimizindir. Bu ülkenin de, devletin de, belediyelerin de tek bir sahibi vardır. O da millettir, 85 milyonun tamamıdır. Bölgede bölücü örgütün vesayetini işlerine sindiremeyen ve şehirlerine gerçekten hizmet etmek isteyen belediye başkanlarının olduğunu gayet iyi biliyoruz. Bu başkanlar şunu bilsinler ki örgütün tasallutundan kurtulmak için atacakları adımlarda millet de devlet de tüm imkanlarıyla yanlarında olacaktır.”