Gazze Anadolu’dur ve Gazze, ileri karakoldur.!

 

Siyonist ve işgalci İsrail’in 7 Ekim’de Gazze’de HAMAS’ı bahane ederek saldırısı sonrasında yaşanan insanlık dışı vahşeti ve soy kırımı biliyor, yaşıyoruz.

 

7 Ekim’den bugüne Filistin ve Gazze’de yaşananlar yaşamımızın bir parçası oldu. Yaşanan dehşet görüntüleri, savunmasız insanların çoluk çocuk, kadın, yaşlı denmeden ayrımsız barbarca öldürülmesi, binlerce insanın açlığa mahkum edilmesi millet olarak yüreklerimizi dağlarken, içimiz kan ağladı.

 

7 Ekim sonrası ilk günlerde, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükümet sözcülerinin Gazze beyanları, TV’lerde ve yazılı basında  yer alan vahşet görüntüleri hepimizin ağzının tadını kaçırdı ve hatta  insanlara rahatsızlık verdiği anlar oldu. Bir anlamda  Gazze ile yattık Gazze ile uyandık.!

 

Siyaseten Cumhur İttifakı ve Erdoğan’ın kullanışlı bir malzeme bulduğu zannına kapıldığımız ve bu kadar da olayın üzerine gidip, Filistinlilerin sahiplenilmesinin abartılı ve yanlış olduğu düşüncelerine kapıldık. İsrail ve Başbakan Netenyahu ile köprülerin tümden atılmasına anlam bile veremedik. Güncel ve gündelik sorunlarımız, hayat pahalılığı, geçim derdi, maaş zamları gibi sorunlarımız üzerinde tepişmek daha cazip geldi.

 

Başkan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Grup Toplantısı'nda 15 Mayıs tarihinde önemli açıklamalarda bulundu ve özellikle Gazze konusunda adeta tokat gibi beyanlarda bulundu. Şöyle dedi:

 

“Sanmayın ki İsrail Gazze'de duracak. Sanmayın ki Ramallah güvenlik içinde olacak. Bu azgın devlet, bu terör devleti, eğer durdurulmazsa 'vadedilmiş topraklar' hezeyanıyla gözünü er ya da geç Anadolu'ya dikecek. İsrail, Gazze'de sadece Filistinlilere saldırmıyor; bize saldırıyor bize. Hamas, Gazze'de, Anadolu'nun ileri hat savunmasını yapıyor. Bunu göremeyecek kadar kör müsünüz? Bunu anlamayacak kadar mı idrakiniz kapandı? Ben Hamas'ı Kuvayımilliye'ye benzetince rahatsız olanlar var. Neden rahatsız oldunuz? Kuvayımilliye'ye de affedersiniz, eşkıya demediler mi, asi demediler mi, isyancı demediler mi, hain demediler mi, şaki demediler mi? Bugün Hamas'a terör örgütü diyenler, 100 yıl önce olsa, inanın, Kuvayımilliye'ye de terör örgütü diyecekler, asi, şaki, hain diyeceklerdi."

 

Evet, kördük ve bunu anlamayacak kadar idraklarımız kapalıydı.! Suriye ve Irak’ta, Libya’da ne işimiz var kervanına bir kez kapılmaya görün, Gazze ve Filistin okyanus ötesi bir toprak parçasına dönüşür, ki öteye gitmeye de gerek yok. Biz, Selçuklu ve Osmanlı’ya bile öylesine yabancılaştık ki, soyumuzu sopumuzu unuttuk.! Coğrafya ve tarih bize yabancı alanlar oldu. 600 yıl, üç kıtada başka bir gezegenin insanları  at koşturmuşçasına bu toprakların dilini unuttuk.!

 

Oysa ki, siyonistler ve işgalciler, vaat edilmiş topraklar konusunda yüz yıldır bağırlarında hasretle büyüttükleri Mısır, Ürdün, Lübnan, Suriye, Irak, İran ve Anadolu üzerine hesaplarından ve amaçlarından hiç vaz geçmediler. Gizleyip, saklamadılar.

 

Bugün kime sorsanız, 40 yıldır boğuştuğumuz terör belasının baş hamilerinden birinin İsrail olduğunu söyler. Başkan Erdoğan’ın Filistin ve Gazze, Hamas konusundaki vurgularının ana nedenini iyi anlamak gerekiyor. Başkan Erdoğan’ın sözleri her baba yiğidin dillendirebileceği sözler değil ve her sözünün bir bedeli var. Başkan Erdoğan’da bu bedeli öngörüp, iyi biliyor.  Siyonizme ve ABD emperyalizmine kafa tutuyor.

 

Türkiye devlet ve hükümet olarak alenen ilan edilmemiş bir savaşın içinde.’Hamas, Gazze'de, Anadolu'nun ileri hat savunmasını yapıyor’ demek, yaşanan fiili savaş durumunun açık ifadesidir. Askeri konularda uzman olanlar, uluslararası ilişki uzmanları, diplomatlar bu beyanları tercüme etsin bize..

 

Başkan Erdoğan’ın bu açıklamalanın üzerine Hamas’ı Kuvayı Milliye ile özdeş görmesi daha derin anlamlar taşıyor. Kurtuluş Savaşı sürecinde Kuvayı Milliye’nin işgalciler nezdindeki adı  ‘eşkıyalar’, ’bolşevikler’,’ haydutlar’ değil miydi?

 

Dedik ya, soyunu inkar eden soysuzdur diye.. Açın, okuyun..! Ama biz, nicedir, okumayı da unuttuk..!

 

Oysa ki, ulusal kurtuluş mücadelemizin baş komutanı Mustafa Kemal, emperyalizme karşı verdiği mücadele ile bayraklaştı. Şimdi, emperyalizm sözcüğünü kullanmaktan bile sakınır, utanır olduk. Suriye, Irak, Libya ve Filistin’e yabancılaşanlar Mustafa Kemal’e de aynı hızla yabancılaştılar.

 

Tarihin cilvesidir diyelim, geçelim.. Türkiye, günü geldiğinde İsrail ve Siyonistlerle de hesaplaşıp, kozunu paylaşacak. Emperyalizmin acımasızlığı, kindarlığını, vahşetini, barbarlığını, şımarıklığını bugün Filistin’de görüyor, yaşıyoruz. Yaşanan ve yaşanacak tarihi  ve acımasız bir hesaplaşma olacaktır. Anadolu insanı aşılıdır. Biz, emperyalistlerle yeni tanışmıyoruz. Düşmanlarımızı iyi biliyor ve iyi tanıyoruz.

 

Esen kalın..