Performansa dayalı "Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği" olarak bilinen ve "eziyet yönetmeliği" diye adlandırılan düzenlemeye karşı 6-10 Ocak tarihleri arasında iş bırakan Aile hekimleriyle birlikte, bu kez 2. ve 3. basamakta görev yapan sağlık çalışanları da dün (8 Ocak Çarşamba) tüm Türkiye’de iş bırakarak aile hekimlerine destek verdi. İstanbul Tabip Odası ve diğer STK’ların katılımıyla Aile hekimleri, sağlık emekçileri, Çapa Tıp Fakültesi önünde açıklama yaptı. Açıklamada, “Bu daha başlangıç mücadeleye devam.”, “Sağlıkta performans ölüm getirir.” sloganları atıldı.

Burada konuşan İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Ertuğrul Oruç şunları söyledi:
“Bugün 2. ve 3. basamakta çalışan yani devlet hastanelerinde, eğitim ve araştırma hastanelerinde, şehir hastanelerinde, kamu, vakıf üniversitesi hastanelerinde sağlık çalışanları olarak bir günlük iş bıraktık. Elbette bu tarih seçimi tesadüf değil. Hepimizin bildiği gibi Sağlık Bakanlığı aile hekimliğine dair bir yönetmelik çıkardı. Bu yönetmelik, 1. basamak dediğimiz aile hekimliklerinde performansa dayalı çalışma usülünü getiren, halkımızın daha fazla ilaç katkı payı, muayene katılım ücretini ödeyeceği, alternatif tıp uygulamalarının önünü açan, halkın sağılığı için dezavantaj olan bir yönetmelik çıkardı. Sağlık meslek örgütlerimiz, Sağlık Bakanlığına uyarı niteliğinde, halkımıza da anlatmak için kasım ayında 3 günlük iş bırakmışlardı. Sağlık Bakanlığı yönetmeliği geri çekmeği için aralık ayında 5 günlük iş bırakma daha yaptı. Ancak Sağlık Bakanlığı oralı olmadı. Hiçbir şekilde geri adım atmadı. Biz bir günlük uyarı grevi ilan etmiştik. Bugün greve çıkmış bulunuyoruz. İstanbul’un 4 bir tarafında sağlık çalışanları iş bırakmış durumda.”

‘BİZE ŞİDDET OLARAK DÖNÜYOR’

2’nci ve 3’üncü basamaktaki sorunları anlatan Oruç şöyle devam etti:
“Kamuda, özeli de etkileyecek şekilde yüzde 11 buçukluk bir zamla karşı karşıyayız. Bu zam bizi açlık ve yoksulluğa mahkûm edecek. İnsanca yaşayacağımız ücreti Sağlık Bakanlığından ve yetkili sendika Memur-Sen’den talep ediyoruz. Zam tekrardan gözden geçirilmeli ve artırılmalı. Yoğun poliklinik şartlarında çalışıyoruz. İş yükümüz çok ağır. 2, 3 dakikada bir hasta görülen poliklinikler mevcut. Bu da halkın yeterli sağlık hakkının gaspı anlamına geliyor. Hekimlerin mesleki bağımsızlığı da gasbediliyor. Bu bize şiddet olarak geri dönüyor.

‘HALK SAĞLIĞI DA NİTELİKSİZLEŞİYOR’

“Bu polikliniği döndürmek için yıllardır uygulanan sistem performans sitemi. Bu şartlarda çalışmaya bizi zorlamış oluyorlar. Mobbingle ve liyakatsiz yöneticilerin baskılarıyla karşılaşıyoruz. Üniversite ve eğitim araştırma hastaneleri gibi asistan eğitimi ile yetiştiren hastanelerde niteliksiz eğitim şartları oluyor. Bunlarla baş etmeye çalışıyoruz. Sağlık çalışanlarını kötü şartlarda çalışmaya zorlayan her türlü uygulama halk sağlığının da niteliksizleşmesi demek.”