Hayal gücü ile inovasyon arasındaki ilişki önemli. İnovasyon haftasının kutlandığı şu günlerde, bir çoğumuzu yabancı gelen bu kavram, aslında tam da yaşamlarımızın içinde.

İnovasyon, kelime anlamı olarak teknolojik alanlarda yapılan yeniliklerin tümünü içerdiyor ama bir icat değil. Bilim ve teknoloji ile topluma ve toplumun ekonomisine katkı sağlayacak şekilde yenilenmesi ve güçlenmesi demek. Yani  kısaca inovasyon, , yaratıcılık fikirlerinin ticari zekâ ile buluşması demek. En basit tanımıyla inovasyon, farklı, değişik, yeni fikirler geliştirmek ve bunları uygulamak, günümüz dünyasında  farklı ihtiyaçlar ve bu ihtiyaçlara farklı çözümler üretmek demektir.

Hayal etmek, insanın birey olarak çocukluktan başlayarak tüm yaşamında düşünsel eyleminin en muhteşem sonuçlarından biridir, Btefan Zweg’un dediği gibi  bir kez kendi içindeki insanı anlamış olanlar bütün insanları anlar ve bilmek değil, sadece hayal etmek insanı mutlu kılar.

İnsan soyunda hayal kurmak, hayal gücü beynin gelişimini destekler, o nedenledir ki, insanın çocukluk yaşlarından başlayarak bir sanat dalı ile uğraşması, içinde yaşadığı maddi ve manevi ortam, spor ve oyun alanlarının ve olanaklarının genişliği ve zenginliği hayal kurma gücü ve zihinsel yeteneklerinin gelişimi için çok önemlidir. Mustafa Kemal de çocukluk yıllarından başlayarak yaşamının her aşamasında  hayalcidir ve tüm yaşamında hayallerine ulaşmak ve gerçekleştirebilmek için mücadele verir.  Etrafında o güne kadar imkansız görüneni   gerçekleşmesi mümkün  kılmanın arayışı ve mücadelesi içerisine girer.

Goethe’nin söylediği gibi küçük hayaller, bir insanın yüreğini herekete geçiremez.. Oysa ki, Mustafa Kemal’in günlük notlarını tutan Mazhar Müfit’in ifade ettiği gibi, Mustafa Kemal, büyük ve imkansız görünen hayallerinin peşinden sürekli koşmuş ,tam bir hayalperestti.

Oysa ki, Türkiye’nin  yeni bir yüzyılın eşiğinde  ülkesini ve milletini yaşamın her alanında bulunduğu yerden daha ilerilere taşıyacak hayal ve yürek gücüne, motivasyona sahip, öz güvenini kuşanmış ,özgür bireylere ihtiyacı var. Bu ülke gerçeği ülkenin her yerleşkesi gibi  şehrimiz için de geçerli. Değişim, dönüşüm ve yaşamın her alanında yenilenmeli ve insanlarımız için bunu gerçekleştirebilmenin ayak bağı değil, öncüsü olmalıyız.

İşte inovasyon, yenilenme ve değişimdir. Türkiye, dünün Türkiyesi olmadığı gibi, Gönen’ de dünün Gönen’i değildir ve olmamalıdır. Yaşamlarımızın günlük akışı ve olağanlığı, alışkanlıklarımız  içerisinde bunu kavramakta farklı sorunlar da yaşasak da ,oysa ki değişmeyen ve yenilenmeyen tek şey değişim ve yenilenmenin ta kendisidir.