Suriyeli Alevilerden Türkiye’ye mektup
Haber
12 Mart 2025 - Çarşamba 15:35 Bu haber 165 kez okundu
 
Suriyeli Alevilerden Türkiye’ye mektup
AK Parti, CHP ve MHP’ye sunulan 'Suriyeli Alevilerin Türkiye’den Beklentileri' başlıklı mektupta 15 madde yer aldı. Arap Alevilerinin uluslararası müdahalelere karşı oldukları, Suriye’yi bütünüyle sahiplendikleri ve Ulusal Diyalog Konferansı’nda temsil edilmeyi istedikleri görüldü.
Bölge Haberi
Suriyeli Alevilerden Türkiye’ye mektup

AleviVakıflar Federasyonu (AVF), Suriye’de Alevilere dönük saldırılarla ilgili Adalet ve Kalkınma Partisi (Ak PARTİ), Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ile görüştü. Üç siyasi partiye, Türkiye’nin yeni Suriye yönetimi üzerindeki nüfuzunu kullanması istemiyle, “Suriyeli Alevilerin Türkiye’den Beklentileri” başlıklı 15 maddeden oluşan bir mektup sundu.

Suriye’de yaşayan kanaat önderleriyle yapılan görüşmelere dayanan metinde, Arap Alevilerinin uluslararası müdahalelere karşı oldukları, Suriye’yi bütünüyle sahiplendikleri ve Ulusal Diyalog Konferansı’nda temsil edilmeyi diledikleri vurgulandı.

 

Partilerin AVF aracılığıyla iletilen talep ve hassasiyetlere sıcak baktığı aktarıldı. AVF’nin konuya dair Dışişleri Bakanlığı ile de irtibat halinde olduğu öğrenildi.

ÖZEL, ÂLÂ VE YILDIRIM İLE GÖRÜŞTÜLER

14 Alevi-Bektaşi vakfının çatı kuruluşu olan Alevi Vakıflar Federasyonu, Suriye’deki Arap Alevilerinin talep ve hassasiyetlerini paylaşmak amacıyla dün Ankara’da bir dizi temasta bulundu. Genel Başkan Dr. Haydar Baki Doğan ile yöneticileri Ali Ulu, Mehmet Ali Ayyıldız ve Mustafa Menevşe’den oluşan AVF Heyeti önce AK Parti Genel Merkezinde Genel Başkanvekili Efkan Âlâ, Genel Başkan Yardımcısı Belgin Uygur ve Merkez Karar Yönetim Kurulu Üyesi Veli Arslan ile görüştü.

 

AVF heyeti, AK Parti’nin ardından MHP Genel Merkezinde Genel Başkan Yardımcısı Yaşar Yıldırım ile buluştu. MHP’den sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i ziyaret etti.

ŞAM’A GİTME BAŞVURUSUNA YANIT

Temaslarda CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Grup Toplantısındaki “Üzüntüyle, endişeyle takip ediyoruz. Dünyanın dört bir yanından gelen cihatçıların görev yaptığı bir orduya, bu insanların hayatı teslim edilemezdi.” görüşünü tekrarladı. Taleplere hak verdi.

AK Parti Genel Başkanvekili Efkan Âlâ, AVF’nin sağduyulu yaklaşımını takdir ettiğini ve dosyayı dikkatle inceleyeceğini belirtti. “Alevi Vakıfları Federasyonu Genel Başkanı Sayın Haydar Baki Doğan ve heyetiyle bir araya gelerek verimli bir görüşme gerçekleştirdik.” sözleriyle görüşmeyi sosyal medya hesabından duyurdu.

MHP Genel Başkan Yardımcısı Yaşar Yıldırım, meseleyi bizzat Genel Başkan Devlet Bahçeli’ye aktaracağını, hassasiyetleri paylaştığını ve takipçisi olacağını bildirdi.

AVF, aynı mektubu Dışişleri Bakanlığı’na da iletti. Bakanlıktan AVF’nin daha önce yaptığı Türkiye’den bir Alevi heyetinin Suriye’ye gitme başvurusunun şimdilik mümkün olmadığı yanıtı geldi.

SURİYE’YE MÜDAHALEYE KARŞILAR

AVF’nin Suriye’de yaşayan Arap Alevi kanaat önderleri ile yaptığı görüşmelerden hareketle hazırladığı beklentiler listesinde, “Öncelikle, kesinlikle herhangi bir uluslararası gücün Suriye’ye müdahalesine karşı olduklarını, kendilerini Suriye’nin bir parçası olarak gördüklerini, eski rejim kalıntıları ile Suriye Alevilerinin de sorunlar yaşadığını, bir kısmını köylülerin güvenlik güçlerine teslim ettiğini, fakat Ulusal Diyalog Konferansı’nda temsil edilmediklerini ve devlet dairelerinden toplu işten çıkarmalar nedeniyle açlıkla mücadele ettiklerini ifade ediyorlar.” cümleleri dikkat çekti.

“Sivillere yönelik katliam ve saldırılar derhal durdurulsun. Bir daha tekrarlanmaması garanti altına alınsın. İnsanların evlerine güvenli bir şekilde dönmeleri sağlansın. Öldürülenlerin cenazelerinin onurlu bir şekilde defnedilmesine izin verilsin.” denildi.

‘SALDIRGANLAR YARGILANSIN’

AVF’nin “Suriyeli Alevilerin Türkiye’den Beklentileri” başlıklı mektubundaki 15 madde şöyle:

1- Sivillere yönelik katliam ve saldırıların derhal durdurulması, bunların bir daha tekrarlanmamasının garanti altına alınması, insanların evlerine güvenli bir şekilde dönmelerinin sağlanması ve öldürülenlerin cenazelerinin onurlu bir şekilde defnedilmesine izi verilmesi.

2- Alevi köylerine saldıran silahlı grupların geri çekilmesi ve sivillere zarar verdiği tespit edilen kişilerin şeffaf ve adil bir şekilde yargılanacaklarının garanti edilmesi.

3-Alevilerin yoğun yaşadığı sahil bölgesine yapılan saldırılar, “Esad dönemi kalıntıları” olarak sadece Alevilerin görüldüğünü gösteriyor ve Alevileri hedef haline getiriyor. Halbuki, Esad döneminin Genelkurmay Başkanı bir Sünniydi, Savunma Bakanı ise bir Hristiyan. Arap Alevilerde oluşan, “Esad dönemi kalıntılarına” yönelik olduğu söylenen operasyonların mezhep düşmanlığını açığa çıkardığı kanaatini değiştirecek açıklamaların en üst düzeyde yetkililer tarafından yapılması gerekiyor.

‘MAĞDUR AİLELERE TAZMİNAT’

4- Alevi bölgelerinde yerel halkın güvenlik birimleriyle işbirliği yaparak kırsal ve kentsel bölgelerde barış ve güvenliği sağlamada koordineli şekilde yer almasını sağlanması.

5- Suçluların adil ve şeffaf bir yöntemle tespit edilip yargılanmasını garanti altına alacak, içinde Alevi temsilcilerin de olacağı bağımsız bir uluslararası soruşturma komitesinin kurulması ve çalışmalarını bağımsız bir şekilde yapmasını sağlanması.

6- Uluslararası insani yardım kuruluşlarının tıbbi ve gıda yardımlarının sahil bölgelerine ulaştırmalarının sağlanması.

7- Mağdurların ailelerine maddi ve manevi tazminat ödenmesi ve benzer olayların tekrar yaşanmaması için güvence verilmesi.

‘ARANANLAR LİSTESİ YAYINLANSIN’

8- Hem Suriye içinde ve hem de yurt dışında yaşayan Suriyelileri kapsayacak şekilde, mezhep düşmanlığı ifade eden söylemleri suç sayan bir yasanın çıkarılması.

9- Adalet önüne çıkarılması gereken eski rejime mensup subay ve askerlerin yer aldığı arananlar listelerinin yayımlanması. Bu kişilerin yasalara ve uluslararası hukuka uygun şekilde tutuklanarak yargılanması. Listede yer almayan herkesin can güvenliğini garanti altına alınması, keyfi olarak ve yargısız tutuklanan herkesin acilen serbest bırakılması.

10- Güvenlik operasyonlarının bağımsız medya kuruluşları ve uluslararası haber ajanslarının savaş muhabirleri tarafından takip edilebilmesi için gerekli tüm koşulların sağlanması ve böylece yerel ve uluslararası kamuoyuna gerçeklerin şeffaf bir şekilde aktarılması. Yeni yönetime bağlı oldukları iddiasıyla hareket eden, aynı resmi kıyafetleri giyen, aynı araçları kullanan grup ve kişilerin engellenerek yargılanması.

‘YENİ YÖNETİMLE ORTAK HAREKET’

11- Yeni Şam yönetiminin toplumsal barışı güçlendirmek için resmi söylemlerinde bütün etnik, mezhebi ve dini grupları anarak, hepsinin vatandaş ve eşit haklara sahip olduklarının vurgulanması.

12- Yeni yönetimin iktidarı devralmasının ardından oluşan ve yeni saldırıları da cesaretlendiren cezasızlık algısının kırılmasına yönelik somut ve ikna edici çalışmalar yapılması.

13- Yeni Şam yönetiminin Lazkiye ve Tartus başta olmak üzere, sahil şeridinde Alevi kökenli eski askerlerle işbirliği yaparak bölgenin korunması için ortak hareket edilmesi bölge insanlarının güvenlik duygusunu güçlendirecek ve yeni yönetimle işbirliği arzusunu destekleyecektir.

14- Bölgede neredeyse açlık tehlikesi oluşturacak noktaya ulaşan işsizliği gideren önlemlerin süratle hayata geçirilmesi.

15-Türkiye bölgede halk tarafından güvenilen tek yabancı güç olduğu için, Türkiye’nin varlığının bölgede daha fazla hissedilmesini sağlayacak girişimler, barış ve huzurun kısa sürede sağlanmasında bir faktör olarak düşünülebilir.

Suriye sahil şeridinde ne oldu?

Beşar Esad’ın devrilmesinin ardından bazı sözde cihatçı gruplar Suriyeli Alevi, Hristiyan ve Dürzilere yönelik yağma eylemlerine girişmişti. Heyet Tahrir Şam (HTŞ)’ın iktidarı devralarak yeni düzeni kısmen sağlamasıyla azınlıklara karşı hareketler azalmıştı.

6-7 Mart’ta Beşar Esad’ın eski askerleri milis örgütleri kurarak HTŞ güçlerine pusu kurdu. HTŞ saldırıyı püskürtmek amacıyla kendisine doğrudan bağlı olmayan ve sözde cihatçı gruplardan oluşan “Gönüllü Halk Destek Güçleri”ni desteğe çağırdı. Lazkiye, Tartus, Ceble, Banyas ve Kardaha’da Esad’ın eski askerlerinin milis örgütlerini arayan Gönüllü Halk Destek Güçleri, 7-8-9-10-11 Mart’ta yeniden Alevi ve Hristiyanların can ve mal güvenliğine yönelik eylemlerde bulundu. Bölge sakinlerinin karşılık vermesi üzerine olaylar büyüdü ve sivillere dönük katliama dönüştü.

Yaşananlar üzerine HTŞ, operasyonları durdurduğunu ve Gönüllü Halk Destek Güçlerinin arasına kontrolsüz grupların karıştığını duyurdu. Kontrolsüz grupları tahliye ettikten sonra arama faaliyetlerine devam edeceğini bildirdi. Alevi ve Hristiyanlara karşı insan hakları ihlâllerinde bulunanları yargılayacağını ilan etti.

Avrupa Parlamentosu üyesi Paul Antonopoulus tarafından hazırlanan Birleşmiş Milletler ön raporunda 6 Mart itibariyle 7 bin Alevi ve Hristiyan sivilin hayatını kaybettiği yazıldı.

Kaynak: Editör:
Etiketler: Suriyeli, Alevilerden, Türkiye’ye, mektup,
Yorumlar
Haber Yazılımı