ABD'nin etkili yayın organı Foreign Policy'de yayımlanan bir makalede, Atatürk'ün “partilere düşkün yaşam tarzı nedeniyle” hayatını kaybettiği ileri sürüldü.

22 Nisan'da Foreign Policy'de Reuben Silverman imzalı, “Bir Türk Cumhurbaşkanı Seçimi Kaybederse Ne Olur? Kimse Bilmiyor” başlıklı makale yayımlandı.

14 Mayıs seçimlerinin ele alındığı makalede, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçimleri kaybetmesi durumunda görevi devredip devretmeyeceği sorgulandı. Cumhuriyet'in kuruluşundan bu yana Türk siyasetindeki değişimlere atıf yapan yazar, önemli değişimlerin ya ölümler ya da darbeler yoluyla gerçekleştiğini ileri sürdü. İncelemesine Atatürk'le başlayan Foreign Policy yazarı, şu ifadeleri kullandı:

“Türkiye'nin kurucusu ve ilk cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk, büyük olasılıkla partilere düşkün yaşam tarzı nedeniyle, görece genç sayılabilecek 57 yaşında görevi başında öldü.”

Daha sonra İsmet İnönü, Celal Bayar, Adnan Menderes, Süleyman Demirel ve Bülent Ecevit gibi liderlerin görevlerini bırakma süreçlerini hatırlatan yazar, şunları kaydetti:

ERDOĞAN VAZGEÇER Mİ?

“Erdoğan'ın iktidarı barışçıl bir şekilde nasıl bırakacağına dair çok az model var. Erdoğan'ınkine benzer bir güç ve nüfuza sahipken görevini gönüllü olarak bırakan tek Türk Cumhurbaşkanı 1950'de İnönü'ydü. Bu geçişin sarsıntılı olduğu kanıtlandı: Demokrat Parti ve destekçileri İnönü'ye ve CHP'ye derin bir öfke duydular; sonraki yıllarda muzaffer Demokratlar CHP'nin mallarına el koydular, İnönü'nün oğullarından birini cinayetten yargıladılar ve hatta İnönü'nün mitinglerine saldırmak için destekçilerinden oluşan çeteler örgütlediler. Demokratları iktidardan uzaklaştıran 1960 askeri darbesi, partinin CHP'yi kapatmaya hazırlandığı bir sırada geldi.

“Erdoğan, Demokratlarla ve onların ordudan gördükleri kötü muameleyle özdeşleşmeyi seviyor gibi görünüyor. Yine de Demokratların İnönü'ye ve diğer mağlup muhaliflere nasıl davrandıklarının hatırası, Erdoğan'ın zihninde kaybetme riskini artırmış olabilir. Türkiye'deki mevcut muhalefet Erdoğan'ı sık sık yolsuzluğa bulaşmış bir diktatör olmakla suçluyor ve bu da kendisinin ya da ailesinin görevden ayrıldıktan sonra yargılanma ihtimalini gündeme getiriyor. Erdoğan'ın bu suçlamaları ciddiye aldığı açık.

“Türkiye'nin muhalefet partileri, Erdoğan'ın kaybetme korkusunu hafifletmek için Cumhurbaşkanı'nı suçlamaktan kaçınmalı ve iktidara geldiklerinde atacakları olumlu adımları seçmenlere anlatan olumlu bir mesaj hazırlamalıdır. Bu, CHP'nin başarılı 2019 İstanbul Belediye Başkanlığı kampanyasındaki stratejisinin bir parçasıydı.

“Erdoğan için bu kadar güce ulaşan ilk kişi olmak, vizyon ve hayal gücü gerektiriyor. Asıl soru, bundan ilk vazgeçen olmayı da hayal edip edemeyeceği.”