Cointelpro, bilgilenmeye ve kültürlenmeye engel olmak amacıyla ABD Federal Bürosu tarafından yürütülen siyasi örgütlere sızmayı, itibarlarını ortadan kaldırmayı, onları taciz etmeyi ve toplum önderleri hakkında küçük düşürücü değişik soruşturmalar amaçlayan bir dizi gayriresmi çalışma yürüten örgütün adıdır. Bu örgüt Amerikan egemenliğini reddeden her türlü harekete karşı tavır alır ve bu hareketlere özel yetiştirilmiş adamlarını sokarak hareketleri denetler, yabancılaştırır, örgüt çıkarlarını kendi amaçları doğrultusunda kullanır.
Başlangıcında Amerika ile sınırlı olan ve resmi adı Cointelpro olan bu organizasyon ABD ile sınırlı olan faaliyetlerini 1956-1971 yıllarında yapmıştır. Cointelpro taktikleri psikolojik savaş, sahte belgeler, medya bilgilendirmesi gibi aynı zamanda taciz, haksız hapis ve suikast dâhil olmak üzere yasa dışı şiddet gibi hedefe aldığı kurumların ya da bireylerin eylemlerini, itibarlarını sarsacak şekilde faaliyetler düzenler. Bunların amacı ABD’nin ulusal ve uluslararası çıkarlarını korumak ve dünyaya dikte ettiği düzeni korumak olarak anlaşılır.
Bu uygulamalara bir örnek verirsek Amerikan zencilerini örgütlemek üzerine çalışan Jean Seberg örnek gösterilebilir. Jean Seberg oynadığı bir dizi filmde acımasız eleştirilere maruz kalır. Daha sonra bunalımlı dönemler başlar. Bunlara uğradığı psikolojik travma ve taciz eklenince intihar girişiminde bulunur. En son intihar girişimi 1978 yılında Paris metrosuna atlamasıyla başarılı olur.
Eşi Romain Garry, FBI’ın Seberg’e karşı yürüttüğü karalama kampanyası sonucunda onun zihinsel ve psikolojik sağlığının kötüye gittiğini ve bu nedenle hayatına son verdiğini açıklar. Daha sonra Romain Garry de intihar eder ve intihar sebebi olarak artık edebi eserler üretemeyeceği hissine kapılması olduğunu söyler. Bu olay sinemaseverler tarafından da bilinen bir olaydır. Daha sonra bu projenin ABD açısından başarıya ulaşması üzerine uluslararası ölçeğe taşınır.
İNSANA KARŞI SAVAŞ ARACI OLARAK TIP
Bu planda şu uygulamalarda bireyi toplumu parçalamak bütünden koparmak adına her türlü politik psikiyatrik çalışmalar kullanıldı. Vicdan ve duygu durum bozukluğu yaratılan bireylerin; sivil toplum örgütlerine üniversitelerde, iş dünyasında, siyasete kitle iletişim araçlarında özetle yaşamın her alanında etkili olması sağlandı. Temel faaliyetler devleti zaaf içinde gösterecek uygulamalardı.
Toplum önderleri sahte psikiyatrik raporlarla etkisiz kılındı yaşamları karartıldı. Bireysel özel yaşama dair suçlamalar gibi bireysel toplumsal algı bozulmaları ile toplumu sarsan yöntemleri, denetimsiz nüfus göçleri gibi pek çok neden ulus devleti ve toplumu sarsmak için kullanılmıştır. Vurgulamaya çalıştığımız nokta, tıbbın nasıl savaş aracı haline geldiğini göstermektir.
CIA DOKTORLARI
Amerika’nın gayriresmi organizasyonu olan bu faaliyetlerde özellikle hekimler ve hekimliğin psikoloji-psikiyatri alanı önemli rol oynamıştır. Kullanılan nöro-farmakolojik ilaçlar, değişik işkence yöntemlerinin tıbbi açıdan değerlendirilmesi CIA doktorlarının gözetiminde yapılıyordu. Bu hekimler insanın ve toplumların psikolojik ve politik psikiyatri açısından kırılma noktalarını hesaplıyorlar. Toplumsal kırılganlıkları kendi çıkarlarına uygun toplumsal olayları yönetecek şekilde kullanıyorlardı.
Yaşamın hemen her alanına müdahale eden bu gruplar özel olarak yetiştirilmiş hekim gruplarıydı. Bunlar üniversitelerde çalışıyor ve zamanlarının bir kısmını söz konusu faaliyetlere ayırıyorlardı. Psiko-farmakolojik ilaçlar bireyin anlam bütünlüğünün bozulması, akıl ve davranış yetilerinin kaybolması hep bu çalışmaların sonucudur. Bilimsel gelişmelerin karanlık yüzünü temsil eden, insanlık ahlakıyla bağdaşmayan bu yöntemler Nazi Almanya’sından alınan örneklerle zenginleştirilmiş ve işlenmiş örneklerdir
‘2000’E DOĞRU PROGRAMI VE CİNSİYETSİZLEŞTİRME
2. Dünya Savaşı’ndan sonra alınan derslerle kurulan bu program için daha sonra ‘2000’e Doğru’ Programı altında 100 maddelik önemli konu başlıkları oluşturulmuştur. Bu programın en önemli amacı şudur: Bireylerin uygun koşullar altında duyunç (vicdan) ve duygu durumlarını bozarak, emperyalizme bağımlı hale getirip, ait oldukları toplumların her türlü kuruluşunda emperyalizmin çıkarlarının sürmesini sağlamak amacı güderler.
Bu programda toplumların bütünlüğünü bozma, inanç sistemini değiştirme bireysel bütünlüğü bozma yatar. Bundan sonra ulusal devletlere saldırarak devletleri ve gelenekleri parçalama amacı güderler. Değişik yöntemlerle ekonomiyi çökertme planı uygulayarak toplumun doğal akışını değiştirir. Burada kullanılan temel yöntemler bireyin cinsel tercihlerini değiştirmek, toplumu ve inanç sitemini kendilerinin istediği biçimde kırıklı hale getirmektir.
TOPLUMU ATOMLARINA KADAR PARÇALAMAK
Bu çalışmaların temel felsefesi rekabet halinde oldukları ülkelerde bütünü kendilerine en az zarar verecek şekilde parçalayıp birbirlerine düşman kılarak veya birbirlerine rakip kılarak kendilerine direnme gücünü en aza indirgemektir. Ulusal devletler tanınmayacak küçük parçalara, birey ise kendi sorunları içinde kaybolarak geleneksel tercihlerin dışında özellikle cinsel anlamda tercihlere yönelerek toplumdan kopuk bir hale gelecektir.
Bu programın psiko-sosyo-ekonomik anlamda birey-toplum bağlamında etkilerini ülkemizde en sert şekliyle yaşamaktayız. Bireysel algı bozukluğu yaratmak ulusal partileri ve ulusal düşünceyi onların önderlerine etkisiz kılacak faaliyetler bu yetmediği zaman siyasi cinayetler bu emperyal sistemin yürümesi için birer yöntemdir. Bu faaliyetler yukarıda belirttiğimiz duyunç ve duygu durumu bozuk insanlar tarafından planlanır ve uygulanır. Ne yazık ki bu programın yaratıcısı ve uygulayıcısı CIA doktorlarıdır.
Bilimin karanlık alanlarına hizmet eden ve asla onaylanmayacak faaliyetlerin temsilcileri tıp fakülteleri müfredatında olmayan ve etik bağı olmayan özel disiplinlerin ürünleridir. Toplumlar kendilerine yönelik bu tehditlere psikiyatrinin hemen her dalında ülkelerini savunacak, ülkemiz temelinde Kuvayı-Milliyeci hekimlere ihtiyaç vardır.