İsrail’in nükleer silahları neden konuşulmuyor!
Haber
13 Haziran 2025 - Cuma 16:15 Bu haber 236 kez okundu
 
İsrail’in nükleer silahları neden konuşulmuyor!
İsrail'in defalarca itiraf ettiği nükleer silah cephaneliği, başta Filistin olmak üzere Türkiye, Rusya, İran, Suriye ve İslam İşbirliği Teşkilatı'nın tüm çağrılarına rağmen herhangi bir uluslararası denetime tabi tutulmuyor
Dünya Haberi
İsrail’in nükleer silahları neden konuşulmuyor!

İsrail'in elinde nükleer silah bulunup bulundurmadığı konusu, uzun yıllardır tartışılıyor. Aslında İsrailli yetkililer, 1960'lardan itibaren bu konuda dönem dönem itiraflarda bulunsa da, uluslararası kuruluşlar İsrail'i denetleme ve nükleer cephaneliğini kontrol altına alma konusunda hiçbir adım atmıyor. Söz konusu İran, Irak ve Suriye olunca kaplan kesilen ülkeler, İsrail'in kitle imha silahları karşısında üç maymunu oynuyor. Halbuki daha 2023 yılında İsrail Miras Bakanı Amihai Eliyahu, nükleer silahlara sahip olduklarını bir kez daha itiraf etti. Katıldığı bir radyo programında Filistin'e yönelik tehditler savuran İsrailli Bakan, Gazze'ye atom bombası atmalarının “olası seçeneklerden biri” olduğunu söyledi. Bu itiraf üzerine başta Filistin olmak üzere Türkiye, Rusya, İran, Suriye ve İslam İşbirliği Teşkilatı'ndan İsrail'in nükleer silahlarının denetlenmesi çağrısı gelirken, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı hala sessizliğini koruyor...

'NÜKLEER BELİRSİZLİK'

İsrail'in resmi politikası, “nükleer belirsizlik” olarak tanımlanıyor. Nükleer çalışmaları hakkında uluslararası kamuoyu ile bilgi paylaşmayan İsrailliler, “Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması (NPT)”nı da imzalamadılar. Ancak yetkililer, ellerinde nükleer silah olduğunu ima etmekten de çekinmiyorlar. Bu ifşaatların ilki; 19 Aralık 1960 tarihinde Time dergisinde yer alan küçük bir haberin ardından geldi. Çok sayıda spekülasyon sonrası bir açıklama yapan dönemin İsrail Başbakanı Ben Gurion, 24 megawatt kurulu güce sahip bir reaktör inşa ettiklerini, ancak bunun “barışçıl amaçlarla” kullanılacağını söyledi. 12 Aralık 1968'de ise dönemin Başbakanı İzak Rabin, “İsrail bölgede nükleer silahları uygulamaya koyan ilk ülke olmayacaktır.” diyerek ilk büyük ifşaatı yapmış oldu.

İsrail'in nükleer silah programıyla ilgili ayrıntılı bilgiler ise 5 Ekim 1986 tarihli Sunday Times gazetesinde yer aldı. 1977-1985 yılları arasında Dimona Nükleer Santrali’nde çalışan Mordehay Vanunu, Sunday Times gazetesine verdiği belge ve fotoğraflarla, İsrail’in nükleer silah geliştirip geliştirmediği konusundaki tartışmalara son noktayı koydu. Bunun üzerine Roma'da MOSSAD tarafından kaçırılarak İsrail'e getirilen Vanunu, devlet sırlarını ifşa etmekten suçlu bulundu ve 18 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Böylece İsrail'in nükleer silah ürettiği konusundaki şüpheler ortadan kalktı. 2004 yılında serbest bırakılan Vanunu, hala Doğu Kudüs'te yaşıyor. Ancak Vanunu'nun İsrail vatandaşı olmayanlarla konuşması ve ülke dışına çıkması yasak.

VELA OLAYI

İsrail'in nükleer denemeler yaptığına dair ilginç bir olay ise 1979 yılında yaşandı. Tarihe "Vela Olayı" olarak geçen hadise, esasında bir uydu tarafından tespit edilen ışık patlamasıydı. 22 Eylül 1979'da Hint Okyanusu'ndaki Prens Edward Adaları yakınlarında Amerikan Vela Hotel uydusu, bir çift ışık parlaması yakaladı. Başta bu ışığın uyduya çarpan bir meteoroidden kaynaklandığı öne sürülse de, İsrail ve Güney Afrika'nın nükleer deneme yaptığı iddiası yayıldı. Şubat 1980'de CBS News, İsrail'in Güney Afrika'nın nükleer deneme yapmasına yardım ettiğini öne süren ilk gazete oldu. 20 Nisan 1997'de ise Haaretz gazetesinde bir makale kaleme alan Güney Afrika Dışişleri Bakan Yardımcısı Aziz Pahad, Vela Olayı'nın nükleer bir testten kaynaklandığı doğrulandı. Makalede, İsrail'in 550 ton ham uranyum ve diğer yardımlar karşılığında Güney Afrika'nın bomba tasarımlarını geliştirmesine yardım ettiği belirtiliyordu. 2010 yılında da The Guardian gazetesi, 1975 yılında Güney Afrika Başbakanı Pieter Willem Botha ve İsrail Başbakanı Şimon Peres öncülüğünde iki ülkenin nükleer silahlanma alanında işbirliği yaptıklarını gösteren bir toplantının tutanaklarını yayımladı.

KAÇ NÜKLEER BOMBASI VAR?

 

İsrailin envanterindeki nükleer bomba sayısıyla ilgili de çeşitli söylentiler bulunuyor. 2008 yılında ABD Başkanı Jimmy Carter, İsrail'in 150'den fazla nükleer silaha sahip olduğunu söyledi. Colin Powell ise bu rakamı 200 olarak telaffuz etti. Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI), İsrail’in 80 adet nükleer harp başlığına sahip olduğunu ileri sürüyor. Bulletin of the Atomic Scientists adlı Amerikan dergisi göre ise, “Nükleer Silahları Önleme Antlaşması” uzmanlarından Robert S. Norris ve Hans M. Kristensen tarafından ele geçirilen bir belge, İsrail'in 2004 yılında nükleer silah üretimini durdurmuş olmasına rağmen 115 nükleer başlıklı silah üretebilecek malzemeye sahip olduğunu gösteriyor. Tam sayı bugüne kadar resmi olarak hiç açıklanmasa da, İsrail'in Ortadoğu'da nükleer cephaneliğe sahip tek ülke olduğuna inanılıyor. Tel Aviv yönetimi, bu üstünlüğünü korumak için de bölge ülkelerinin nükleer çalışmalarına saldırıyor. Bunların içinde Irak, İran ve Suriye de var.

NASIL FIRLATACAKLAR?

İsrail'in olası bir saldırıya maruz kalması durumunda nükleer füzelerini fırlatabileceği farklı platformlar bulunuyor. Fransız Dassault firmasıyla ortak geliştirilen Jericho II balistik füzesinin 2800-5000 kilometre menzili bulunuyor. 2008 yılında geliştirilen Jericho III kıtalararası füzesi ise bu menzili 11 bin 500 kilometreye çıkarıyor. Füzenin savaş başlığı taşıma kapasitesi ise 1 ila 1,3 ton arasında. Bunun yanında İsrail Hava Kuvvetlerinde uzun menzilli stratejik bombardıman uçağı bulunmamasına rağmen, envanterindeki F-15 ve F-16 savaş uçaklarının nükleer savaş başlığı fırlatabileceği biliniyor. İsrail Donanması’nın bünyesinde faaliyette olan Alman yapımı Dolphin sınıfı denizaltıların da nükleer savaş başlığı taşıyabilecek Popeye Turbo füze fırlatma sistemine sahip olduğu görülüyor. Geçen yıl Almanlardan sessizce satın alınan INS Drakon denizaltısının ise devasa bir yelkeni bulunuyor. Donanma uzmanları, INS Drakon hakkında şu bilgileri paylaşıyor:

“Bu alana iki büyük füze silosu ya da daha büyük olasılıkla 4-8 küçük füze silosu yerleştirilebilir. Ayrıca nükleer silahlı olabilecekleri de makul bir varsayımdır. INS Drakon, yelkendeki yeni füzelerine ek olarak, pruvasında da dört adet ekstra torpido kovanı bulunduruyor. Bu ekstra tüpler normal 533 mm torpido tüplerinden daha büyük. Bunların İsrail tarafından geliştirilen seyir füzelerine tahsis edildiği anlaşılmaktadır. Bu füzeler nükleer başlıklı olabilir ve İsrail’in nükleer caydırıcılığının bir parçasını oluşturduğuna inanılmaktadır.”

Nükleer tesisler hedef bankasında

İran, kısa süre önce büyük bir istihbarat başarısına imza atarak İsrail’e ait binlerce gizli belgeyi ele geçirdi. İstihbarat Bakanı İsmail Hatib, geçen hafta İsrail’in nükleer tesisleri, ABD, Avrupa ve diğer ülkelerle ilişkileri ile savunma kabiliyetlerine ilişkin hassas belgelerin yakında açıklanacağını söyledi.

Hatib, Tahran tarafından elde edilen belgelerin, ülkenin duruşunu güçlendirebilecek bir “hazine” olduğunu belirtti. Operasyonun, bir buçuk yıllık bir çalışmanın ürünü olduğu ifade ediliyor.

UAEA DOĞRULADI

Tel Aviv, Tahran’ın ele geçirdiği belgelerle ilgili henüz bir yorumda bulunmadı. Ancak Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Genel Direktörü Rafael Grossi, belgelerin Tahran’ın eline geçtiğini doğruladı ve İsrail’in İran’ın nükleer tesislerine yönelik herhangi bir saldırısının felakete yol açacağını söyledi. Grossi, Jerusalem Post gazetesine verdiği demeçte şöyle konuştu: “İsrail’in saldırısı yıkıcı sonuçlar doğurabilir. Açıkça söyleyeceğim: Nükleer silah geliştirmeye devam edecekler ya da Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması’ndan çekilecekler. Bana bunu doğrudan söylediler.”

İran Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi ise ele geçirilen belgeler sayesinde İsrail’in gizli nükleer tesislerinin hedef bankasına alındığını açıkladı.

‘İsrail'in nükleer silahları denetlenmeli’

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 18 Kasım 2023 günü Almanya ziyareti dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlarken İsrail’in nükleer silahlarına dikkat çekmişti.

İsrail'in, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması'na taraf olmadığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullanmıştı:

“Taraf olmadığı için ilk etapta kurallarına da tabi olmuyor. Ama üye ülkelerin nükleer güvenlik adına Uluslararası Atom Enerjisi Kurumuna başvurup bir denetleme mekanizması isteme durumu var, onu şu anda harekete geçireceğiz. Oradaki kurulu toplayacak, bu talebe dair bir karar verecekler. Bu süreç biraz zaman alacak. Kurul kararını Atom Enerjisi Kurumunun üst organı olan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine göndermeleri gerekiyor. Orada ABD'nin İsrail'in yanında durup bu konuyu veto etmesi mümkün. Ancak bu konunun, o zeminde tartışılır hâle gelmesi bile muazzam bir durum. Şu ana kadar İsrail ile ilgili böylesi bir başvuru resmî kayıtlara ilk defa geçiyor. Bunun ilerletilmesi bölgedeki stratejik çıkarları dengeleme açısından çok önemli bir konu. Buradan baskı kurmaya devam edeceğiz. Biz Türkiye olarak bu çağrıyı yapıyoruz. Vakit çok geç olmadan İsrail'in nükleer silahları şüpheye yer bırakmayacak biçimde denetlenmelidir. Biz bunun takipçisi olacağız. Tüm dünya kamuoyuna da bunun peşini bırakmama çağrısı yapıyorum.”

 

‘Biz şu anda bu çalışmalarımızı yürütüyoruz’

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 5 Eylül 2019 tarihinde Sivas'ta Orta Anadolu Ekonomi Forumu'nda yaptığı konuşmada, “Birlerinin elinde nükleer başlıklı füze var, bir tane iki tane değil… Ama benim elimde nükleer başlıklı füze olmasın! Ben bunu kabul etmiyorum.” demişti.

Türkiye, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması’nı 1980'de imzaladı. Türkiye ayrıca, her türlü nükleer infilakı yasaklayan Kapsamlı Nükleer Test Yasağı Anlaşması'na da 1999'da imza attı.

Erdoğan, nükleer silahlarla ilgili açıklamasında şunları söyledi:

“Şu anda dünyada gelişmiş ülkeler içinde neredeyse nükleer başlıklı füzesi olmayan ülke yok, hepsinde var. Hatta isim vermeyeceğim. Bir tanesi şu anda cumhurbaşkanı değil, ziyarete gittiğimde bana dedi ki, 'Bize böyle böyle diyorlar, benim elimde şu anda

7 bin 500 kadar nükleer başlıklı var ama Rusya'nın Amerika'nın elinde 12 bin 500, 15 bin nükleer başlıklı füze var, ben de yapacağım.' dedi. Şimdi hale bakın, onlar nerede, neyin yarışını yapıyor, bize de ne diyorlar? 'Sakın ha sen yapma!' diyorlar. Yanı başımızda İsrail. Var mı? Var. Ve bütün her şeyiyle onunla korkutuyor. Değerli kardeşlerim biz şu anda çalışmamızı yürütüyoruz.”

Kaynak: Editör:
Etiketler: İsrail’in, nükleer, silahları, neden, konuşulmuyor!,
Yorumlar
Haber Yazılımı