Selma Rıza, 1872’de İstanbul’da dünyaya gelmiştir. Selma Rıza Jön Türkler’den Ahmet Rıza Bey’in de kız kardeşidir. Selma Rıza siyasal düşüncelerini abisi Ahmet Rıza Bey’den almıştır. Selma Rıza, annesi Avusturyalı bir hanım olmasından dolayı Batı’ya yabancı biri değildi. Selma Hanım Paris’e gittiğinde ağabeyinin çevresinin içine girmiş ve orada ilgi ile karşılanmıştır. Sorbonne’da sosyoloji eğitimi gören Selma Hanım, “Sorbonne’da eğitim gören ilk Türk kızı” olma şerefine nail olmuş ayrıca Meşveret gazetesinde yazılar kaleme alarak “İlk Kadın Gazetecimiz” olarak tarihe geçmiştir. Selma Hanım yurtsever bir insandı. Bu yüzden de İttihat Terakki Cemiyeti’ne üye olan ilk kadın şahsiyetimiz olmuştur. Milli Mücadelede mandacılığı savunan Halide Edip Adıvar’a sert çıkmış ve ona uyarıcı bir mektup yazmıştır. Yurtsever Selma Hanım aynı zamanda Hilal-i Ahmer Hanımlar Heyeti’nde (Kızılay) yer alarak genel sekreterlik vazifesi ifa etmiştir. Selma Rıza eli kalem tutan bir aydınımızdı. 20 yaşında Uhuvvet romanını yazmıştır. Fatma Aliye Topuz’un Muhadarat eserinden önce kaleme aldığı için “İlk kadın romancımız” denilebilir. Öte yandan Uluslararası Kadın Kongresine katılarak Avrupa’da Türk kadınını temsil etmiştir. (1)
DEVRİMDEN SONRA YENİDEN İSTANBUL'DA
Selma Hanım iTTİHAT VE tERAKKİ cEMİYETİ’nin tek kadın üyesi olduğunu söylemiştim. Evet… Selma Hanım aynı zamanda İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin yayın organlarında yazılar yazmış, çeviriler (Fransızca’dan Türkçe’ye) yapmış hatta İttihat ve Terakki mührünü kullanabilme hakkına sahipti. Selma Hanım ile Emine Semiye Hanımın üyeliği birbirine karıştırılmaktadır ancak canlı tanıklar Selma Hanımın Semiye Hanımdan önce üye olduğunu kanıtlamaktadır. Örneğin Taha Toros bey Selma Hanımın tek ve ilk üye olduğunu söylemektedir. Zaten Emine Semiye Hanım’da Selma Hanımın ilk ve tek üye olduğunu ifade etmiştir. (2)
Selma Hanım yazılarında toplumun kadınlara yönelik ayrımcı ve baskıcı tutumu, geleneksel- modern dikotomisi ve II. Abdülhamit dönemi istibdadı gibi konulara eserlerinde yer vermiştir. Özellikle Uhuvvet romanı toplumsal baskıyı anlatması bağlamında güzel bir örnektir. Selma Hanım yukarıda bahsettiğim olumsuz sebeplerden dolayı ülkesini terk etmiş ve Paris’e yerleşmişti. 1908 Devrimi’nden sonra İstanbul’a geri dönebilen Selma Hanım, sosyal sorumluluk projelerinde yer almıştır. Ayrıca Türkiye’nin kadın hareketi ve basın dünyasına katkı sağlamak için aktif rol üstlenmiştir. Selma Hanım Türkiye’de kadınların erkeklerle eşit konuma gelmeleri için yaptığı mücadelede ne yazık ki Fatma Aliye Hanım, Nigar Hanım ve Halide Edip Adıvar kadar çok bilinen bir figür değildir. (3)
'ÖZGÜRLÜK, ÖZGÜRLÜK!'
Selma Rıza’nın kayda değer başarılarından birisi de Türkiye’nin ilk yatılı kız lisesinin açılmasına yaptığı katkıdır. Okulda modern eğitim verilmiş, İslam’ın kadına verdiği önemi belirten argümanlar sunulmuş ve eğitime büyük bir ivme verilmiştir. Kadınlar her dönem toplumsal meselelere yön vermede etkili olamasalar da ülkemiz özelinde Tanzimatla başlayan modernleşme çabalarında Selma Rıza’nın gösterdiği mücadele yadsınamaz.
Son olarak Selma Rıza’nın Uhuvvet (eser ilk kez 1999’da yılında basılmıştır) romanından bir parça ile yazımı bitirmek isterim:
“İlk yaratılışta insan yokmuş… Evet, yeryüzü daha rahattı. (…) İnsan kendi cinsine de esir! Dine, şeriata, düzene, âdetlere de esir! Esir! Her şeye esir! Bu hal nedir Yarap?! Kurtuluş yok mu? (…) Ah uçmak!.. Bu esaret zincirinden kurtulmak! Özgürlük, Özgürlük!” (4)
Kaynakça
1-Dilara Çelik, İttihat ve Terakki’nin Tek Kadın Üyesi: Selma Rıza, Selanik Yayınevi, Ankara, 2020, s.52.
2- Age, s. 54-57.
3- Kübra Özpınar, Cumhuriyet Tarihinin İlk Kadın Gazetecisi Selma Rıza Feraceli’nin Hayatı ve Çalışmaları, Namık Kemal Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksek Okulu Dergisi, Vol 6 (1), Nisan 2024, s. 13-14.
4- Ayrıntılı bilgi için Bkz. Selma Rıza, Uhuvvet, Kültür Bakanlığı, Ankara, 1999; Leman Atalay, “Karanlığa Meydan Okuyan Kadın: Selma Rıza, Bilim ve Gelecek, 01.03.2025.