Küresel canavara karşı mücadelede sanat
Haber
07 Eylül 2025 - Pazar 18:25 Bu haber 984 kez okundu
 
Küresel canavara karşı mücadelede sanat
Yüzyıldan fazladır emperyalizme karşı verilen insanlık mücadelesi sanatı da dönüştürdü. Edebiyattan sinemaya, görsel sanatlardan müziğe dek hemen hemen her sanat alanında anti emperyalizmden söz etmek mümkün
Dünya Haberi
Küresel canavara karşı mücadelede sanat

İnsanlık 19. yüzyıldan beri emperyalizmle mücadele ediyor. Verilen kurtuluş savaşları ve devrimler kültür ve sanatta da büyük etkiler yarattı. Geçen yüzyıl  Kurtulux Savaşı, Ekim Devdimi İkinci Dünya Savaşı, Çin Devrimi, Yugoslavya’nın Kuruluşu, Vietnam Savaşı, Küba Devrimi, Venezuela Devrimi, Libya ve Cezayir’de verilen kurtuluş savaşlarına tanık oldu. Filistin’in bağımsızlık mücadelesine de hepimiz bugün tanığız.

 

Bu mücadelede bir sanat cephesinin oluştuğunu söylemek mümkün. Milletlerin uyanışı ve bağımsızlık mücadeleleri Nâzım Hikmet’ten Picasso’ya, Tarkovski’den Feyruz’a kadar pek çok sanatçıyı etkiledi. Günümüzde ise özellikle Filistin için yapılan resimler, illüstrasyonlar, sinema filmleri tüm dünyada ilgiyle takip ediliyor. Peki bir anti emperyalist sanattan söz etmek mümkün mü? Şair Hüseyin Haydar, Sinema Eleştirmeni Tunca Arslan ve Prof. Dr. Caner Karavit yanıtladı.

‘YERİMİZ DÜNYA MAZLUMLARININ YANI’

Toplumsal mücadelelerin sanatı hem nitelik hem de nicelik açısından yükselttiğini kaydeden Şair Hüseyin Haydar, “Yerel boyutta yaratılan türkü, mani, masal, destan, yaşmak oyası, kilim deseni, oyun havası vb. halkbilimi varlıkları giderek, kaynaşıp etkileşerek milli kültürü var ederler. Yerel sorunların milli boyutlarda yansıması sürecinde her türlü buluş, yaratış, biçim de kendine özgü milli sanata ulaşır.” dedi.

“Yerimiz dünya mazlumlarının yanı, cephemiz küreselci canavara karşıdır.” diyerek tavrını açıklayan Haydar, “Kendi payıma ben, ülkemin, milletimin güç yığdığı mücadele siperlerinin Afganistan’dan İran’a, Rusya’dan Çin’e, Suriye’den Venezüela’ya, Romanya’dan Filipinler’e, Filistin’den Yemen’e vb. milli devletlerin coğrafyalarına kadar uzandığı bilinciyle şiire emek veriyorum.” ifadelerini kullandı.

 

DEVRİMLER OLMASAYDI SİNEMA GELİŞMEZDİ

 

Sinema Eleştirmeni Tunca Arslan ise devrimlerin çeşitli sinema akımları doğurduğuna dikkat çekti. Arslan, “En genç sanat dalı olan sinema, tarihi boyunca dünyadaki gelişme ve altüst oluşlardan yoğun biçimde etkilenmiş, devrimler çeşitli sinema akımları da doğurmuştur. Sovyet Devrimi olmasaydı sosyalist gerçekçi sinema gelişemezdi ya da faşizme karşı mücadele ve 1960-70’lerin ulusal kurtuluş hareketleri olmasaydı, örneğin İtalyan Yeni Gerçekçilik akımı o kadar güçlü biçimde yükselemezdi.” dedi.

Bugün de anti emperyalist mücadelenin sanata yansımasının kaçınılmaz olduğunu kaydeden Arslan, “Günümüzde de benzer bir etkileşim söz konusu; Filistin’den Venezuela’ya uzanan hattaki anti emperyalist ve anti siyonist mücadele büyüdükçe, bunun sinemaya, müziğe, edebiyataa, festivallerdeki kitlesel protestolara vb. yansıması kaçınılmaz. Devrimler ve devrimci mücadeleler, sanatta da devrimlere yol açar, bugün tüm dünyada bu gerçeğin ilk belirtilerini görüyoruz, devamı da gelecek.” değerlendirmesini yaptı.

BATI’NIN GALERİLERİ DIŞINDA BİR SANAT GELİŞİYOR

Anti emperyalist sanat akımından söz edilebileceğini kaydeden Prof. Dr. Caner Karavit İsrail’in Filistin’de yaptığı katliamlardan sonra özellikle görsel sanatlar alanında anti emperyalizmin etkilerinin görülmeye başlandığını kaydetti.

Karavit, anti emperyalist sanatın Batı hegemonyasının dışında geliştiğinin altını çizerek, “Özellikle sosyal medyada protest amaçlı özellikle İsrail’in soykırımını içeren protest amaçlı sanat çalışmalarına baktığımız zaman kendine has bir tarz ve üslup oluşturmaya başladığını görüyoruz. Bu çalışmaların özgün olmasının nedeni üst akıldan bağımsız olması yani Batı’nın galeri ve müzelerinin dışında bir tarzın geliştirilmesidir.” dedi.

ANTİ EMPERYALİST SANAT KONTROL EDİLEMİYOR

“Anti emperyalist sanat var diyorsak Bunu nasıl tanımlayabiliriz?” sorusuna da yanıt veren Karavit sözlerini şöyle sürdürdü:

“Sosyal gerçekçi sanat, anti emperyalist olarak ortaya çıktı. Sovyetler’de, Çin’de devrimlerden hemen sonra birçok sanatçı aslında yönetimin kendi ideolojileri doğrultusunda resimler yapmaya başladılar. Ama bu resimler o günün gerçekliğini yansıtmayan, ütopik bir geleceğe yönelik resimlerdi. Yani devrimlerin sonuçlarını hemen görmek mümkün değildi. Ancak sanatçının görevi halkı motive edebilecek çalışmalar yapmaktı. Sosyal gerçekçilik bunun üzerine oturtuldu. Ama bir yandan da geleceği öngörmek, sosyalist geleceği ileride nasıl olabileceğini tasavvur etmek, onu işte imgesel dünyanda gerçekleştirip biçime dönüştürmek için bir tarz, bir üslup yarattı.

Bugün ise yeni bir durum var. Özellikle Filistin’de yaşanan soykırım gerçeğiyle birlikte geleceğe yönelik öngörüden ziyade bugünkü trajik durumu betimleme üzerine kurgulanmış çalışmalar görüyoruz. Sosyal gerçekçilik artık tam anlamıyla gerçekçi bir sanat üslubu olarak karşımıza çıkıyor. Bu gerçekçi sanatı da üst akıl kontrol edemiyor.”

Kaynak: Editör:
Etiketler: Küresel, canavara, karşı, mücadelede, sanat,
Yorumlar
Haber Yazılımı