Jön Türkler ve onun takipçisi İttihat Terakki geleneğinde pek çok fedakâr devrimci yetişmiştir. Mehmet, Reşat ve Nuri Beyleri bu toprakların yetiştirdiği örnek insanlardan sayabiliriz. Bu üç ismin özelliği Paris Komününe katılmış olmalardır. Üç Jön Türk’ün Paris Komünü günleriyle ilgili bilgiler az olsa da bildiklerimizi okuyucuya aktarmak niyetindeyim. Bu konuyla ilgili Türkiye’de en önemli çalışma 1986 yılında Serol Teber tarafından yayınlanan “Paris Komünü’nde Üç Yurtsever Türk: Mehmet, Reşat ve Nuri Beyler” kitabıdır. Konuyla alakalı bilgilerin büyük bölümü bu eserden alıntılanmıştır.
Apriori olarak 1870-1871 yılında Avrupa’da Fransa-Prusya savaşı başlamış. Fransa Sedan’da ağır bir mağlubiyet yaşamış ve yabancılar Fransa’yı tahliye edilmeye başlamıştı. Namık Kemal İstanbul’a, Ziya Bey ise önce Londra’ya sonrasında Cenevre’ye gitmiş. Mehmet, Reşat ve Nuri Beyler ise Fransa’nın kendilerine sundukları misafirperverlik ve devrimci atmosferden etkilenmeleri sebebiyle Paris’te kalıp Paris Komünü’nde savaşa katılmışlardır. Konuyla ilgili elimizdeki en önemli belge Reşat Bey, 3. Napoleon düştükten sonra, Ulusal Muhafız Komutanı olan General Troucheau’ya yazdığı mektupta, gönüllü olarak Paris’in savunmasına katılabilmek için kendilerine izin verilmesini istemesidir. Mektupta şunlar ifade edilmiştir:
“General, Türk’üm ve vatanıma Fransa'nın hizmetlerini unutmadım. Minnet duygusunun ve büyük bir millete zaruri olan demokratik ruhun heyecanlarıyla, general sizden rica ederim, Fransız Cum huriyetinin düşmanlarıyla savaşmak için beni gönüllü olarak Fransız ordusuna alınız. Vatanseverliğiniz halikındaki hayranlığamı ve Cumhuriyetçi Fransa için beslediğim bağlı duygularımı lütfen kabul ediniz general.” (1)
Bu mektubun kilişesi Namık Kemal’in gelini Celile Bolayır’ın arşivinde mevcuttur.
Sovyet araştırmacısı Petrosyan da bu konuya değinmiş, ve, “Mehmet Bey, Reşat ve Nuri, Fransız ordusuna girdiler, ve savaşlara katıldılar. Paris’in ve Paris Komününün kuşatması sırasında, her üçü de bazı bilgilere göre şehirde kaldılar ve şehrin savunmasına komünacılara katılarak aktif olarak çalıştılar.” diye yazmıştır. Petrosyan, ileri sürdüğü bilgilere kaynak olarak, “Schweiger Lercheıifeld, A.” nın, “ Şerail und Hohe Pforte” adlı yapıtını göstermektedir. (2)
Mehmet, Reşat ve Nuri Beylerin Paris Komünü’nde savaştıklarını yazanlardan birisi de Ebuzziya Tevfik’tir. Tevfik, “Yeni Osmanlılar Tarihi” kitabında kahramanlarımızın Paris’te neler yaptığını ayrıntılarıyla anlatmıştır.
Kahramanlarımızdan Mehmet Bey oldukça onurlu bir adamdı. Hayatını saraya kapılanmadan geçirdi. Devlette memurluk yapmayan tek Jön Türk aydını olarak hayatını noktaladı. Kısa bir ömür sürdü. Ülkede her zaman halk hareketine ihtiyaç olduğunu düşündü. Tüm bunlar idam edilmesinin de yolunu açmıştır.
Reşat Bey Paris deneyiminden sonra İstanbul’a dönmüş ve Namık Kemal ile İbret gazetesini çıkartmıştır. Basiret gazetesinde de yazılar kaleme almış. Yazılarında devrimci düşünceleri tüm coşkusuyla dile getirmeye devam etmiş. Daha sonra Paşalığa kadar yükselmiş ama çizgisinden sapmamıştır. Hiçbir zaman duruşundan taviz vermemiştir.
Son olarak Nuri Bey’de ülkeye geri döndükten sonra Namık Kemal’in İbret gaztesinde yazılar kaleme almıştır. Nuri Bey enternasyonalist düşüncelerini bu mecrada da dile getirmiştir. Örneğin Medeniyet adlı yazısında şunları ifade etmiş:
“Enternasyonal namiyle maruf olan Cemiyet ki Avrupa’nın bazı mahallerinde garazen burada ise cehlen (bilgisizlikten) âsayiş-i umumiyi (genel banşı) ihlâle sai (bozmaya çalışan) bir heyet bilinmiştir. İşte o cemiyetin maksadı sırf medeniyetten murad olunan neticeyi hâsıl etmektir.” (3)
Nuri Bey’de arkadaşları Mehmet ve Reşat Bey gibi ölüme onurlu bir şekilde yürümüştür. Üçü de erke biat etmeden ve güce tapınmadan gerçek birer devrimci gibi yaşadılar ve öyle öldüler.
Kaynakça
1) Serol Teber, Paris Komünü’nde Üç Yurtsever Türk: Mehmet, Reşat ve Nuri Beyler, De Yayınevi, İstanbul, 1986, s. 76-78.
2) Age, s. 79.
3) Age, s. 100.