Sayıyı bırak olana bak...
Haber
11 Temmuz 2025 - Cuma 15:02 Bu haber 176 kez okundu
 
Sayıyı bırak olana bak...
Cümleler gölgede kalabilir ama çaba mutlaka anlaşılmalı...( Özay Şendir yazdı..)
Gündem Haberi
Sayıyı bırak olana bak...

Irak’ın kuzeyi dünyada silaha erişimin en kolay olduğu yerlerden birisidir.

 

Aynı zamanda PKK’nın farklı bölgelerde 2 bin 200 civarında militanın bulunduğu alandır.

Bugün silahlara veda eden militan ya da bırakılan silah sayısının önemi olmayan bir gün.

Önemli olan 41 yıl sonra ilk kez bu noktaya gelmiş olmamız.

Önemli olan PKK’nın silahlarını gömmesi değil, teslim etmesi. Gömülen silah çıkarılıp tekrar kullanılabilir, teslim edilen silah kullanılamaz.

Önümüzdeki 4 ay içerisinde tüm örgüt militanlarının silahlarını bırakması bekleniyor.

Militan sayısı PKK’dan çok daha az, silahları çok daha basit olan IRA’nın 2 yılda silahları bırakması bekleniyordu, süreç 4 yıl sürmüştü.

 

Takvime dikkat çekmemin sebebi Terörsüz Türkiye konusundaki güçlü iradenin altını çizmek.

Ayrıca iş ne kadar uzarsa başka yollara sapmaya çalışan, başka ülkelerin kontrolüne girme eğilimi olanların sayısı artar, o yüzden hızlı ilerlemek en doğrusu.

Daha da önemli olan, bugün dağdan inen ve silah bırakan PKK’lıların yeni adresinin ova olması.

Bu geçmişe bakarak güven sorunu yaşayan insanlar için de yeni bir dönemin başladığının en somut kanıtı olacak.

Bugün yaşananları son grup silah bırakmış gibi abartmak ile 41 yıl sonra gelinen bu noktayı “Yine bir şey çıkmaz” diye küçümsemek aslında aynı şey.

İkisi de mantıklı değil ikisi de Türkiye’nin hayrına değil...

Şeffaflıkta altın oran

Sosyal medya hepimizin içindeki röntgenci ve teşhirci yanı ortaya çıkardı diye defalarca yazmıştım.

Hayatı kendileri için değil başkalarına göstermek için yaşayan insanlar olarak bu alışkanlığımızın bir sınırı olması gerekiyor.

Mesela Terörsüz Türkiye için atılan adımlar, mesela İmralı’dan gelen açıklamalar, televizyon yayın akışı sayfası gibi ilan edilmemeli.

Mesela, bugün yaşanan sembolik silah bırakma süreci kimsenin sosyal medya hesabından yayımlayacağı bir paintball etkinliği değil.

Daha işin başındayız ve en ufak bir sloganın, abartılı en ufak bir hareketin kırılganlığı arttırma riski var.

Şeffaflık meselesini doğru anlamamız ve sınırsız olduğunu düşünmememiz lazım.

İktidarı ve muhalefetiyle siyaset kurumunun bilgilendirildiği, TBMM’nin devrede olduğu bir dönemde her konuşulandan değil, alınan mesafeden haberdar olmamız gerekiyor. Süreç çok kapalı götürülseydi, bu işe karşı olan ülke ve gizli servislere operasyon imkanı doğardı, süreç hepimizin gözü önünde şekillenseydi bugün silah bırakan PKK’lıları göremeyebilirdik.

 

Önümüzdeki günlerde de bu altın orana dikkat edilmesinde büyük fayda var.

Mantık inatçısı bir portre...

Erken yaşta annesini kaybetmiş, okula giderken babasının yanında domates ve salatalık kasalamış bir adam o.

Alanya’da düz bir devlet lisesinde başlayan eğitim hayatı, İstanbul Üniversitesi’nden sonra Malezya’da yüksek lisans, ABD’de doktora diye devam etmiş.

Başarma konusunda inadı olan bir adam o ve biliyoruz ki çocukluğu da öyle geçmiş.

Aksi olsa ortaokul son sınıf talebesiyken Alanya Lisesi Kütüphanesi’nde bulduğu Aristo’nun Organon kitabını hocasının ağır gelebilir uyarısına rağmen okumaz, başka bir kitaba yönelirdi.

İnatçı olduğu tek konu başarmak değil, bir de analiz etme inadı var.

 

Dinmek için basketbol oynadığı zamanı “Orada bireysel bir yetenekle kolektif bir yapı içerisinde hareket etmenin ahengini yakalıyorsunuz.” diye açıklayan kaç kişi çıkar ki hayatta karşımıza?

İbrahim Kalın hayatının büyük bir kısmını konuşarak geçirdi.

Sadece Türkçe değil, akademik kariyeri gereği birkaç dili ana dili gibi konuşuyor.

Hocalık, SETA Direktörlüğü, MİT Başkanı olmadan önce yaptığı Cumhurbaşkanlığı Sözcülüğü hep konuşma gerektiren işlerdi.

Hayatı boyunca konuşarak ilerlemiş bir adam şimdi perde arkasında çok konuşuyor ama kamuoyu önünde hiç konuşmadığı bir işi yapıyor.

Ne fark eder diyeceksiniz, birincisi bir konuyu en iyi anlatan aslında konuyu en iyi anlayan kişidir inanışı doğru bir inanıştır.

 

İkincisi, Cumhurbaşkanı Sözcüsü olduğu dönemlerde de ettiğimiz sohbetlerden aklımda kalan şey, bilgi ve perspektif ile ikna kabiliyetinin yüksek olduğu.

Bugün Terörsüz Türkiye sürecinde önemli bir rol üstlenmiş durumda İbrahim Kalın.

Görev süresinden bağımsız, sosyolojiyi de dikkate alan, bir çaba içerisinde.

MİT Başkanı, takvimin uzunluğundan dolayı başarıda alkışlanmayacağını biliyor, riski alıyor ve durmuyor.

Bu başarma inadıyla değil olsa olsa vatan sevdasıyla açıklanabilir bir durum.

Kalın’ın saz çalıp, ney üfleyen duygu dünyasıyla, Aristo dahil çok katlı mantık örgüsünün aynı hedefe kitlendiği bir dönem yaşıyoruz.

Cümleler gölgede kalabilir ama çaba mutlaka anlaşılmalı...

Kaynak: Editör:
Etiketler: Sayıyı, bırak, olana, bak...,
Yorumlar
Haber Yazılımı