|
||
Sömürgecilik ve kölelik üzerine | ||
Peki Osmanlı döneminde bu azat edilen Afrika kökenli köleler ne oldular. Afrika'ya geri mi döndüler? Bunlar Osmanlı Devleti’nin diğer milletleri gibi Türk topraklarında yaşayıp çeşitli kademelere geldiler. Bazıları denizci, tüccar, müzisyen, asker ya da kadı oldular. | ||
Gündem Haberi | ||
![]() |
||
|
||
Halim GençoğluSon zamanlarda sömürgecilik ve kölelik hakkında çeşitli mahfillerde bilip bilmeden fikir yürütülür oldu. Ve lakin bu konular, bilgi sahibi olmadan anlaşılacak meseleler değildir. Kölelik mefhumu Batı dünyası ve İslam devletlerinde önemli farklılıklar içeriyordu. Mesela, Osmanlı’da kölelik kurumu İslam kaidelerine göre belirlenmiş olup, Türklerde Batı dünyasındaki gibi sınıf ayrımına dayalı bir kölelik sistemi yoktu. Bu durum esasen İslam’ın kölelik ve köleleri azat etme konularına farklı şekilde yaklaşımından kaynaklanmaktadır. İslâm dışı olan toplumların aksine, Osmanlı İmparatorluğu'na İslâmiyet’ten geçen ‘azatlık’ anlayışı sayesinde köleler özgürlüklerine kavuşabiliyorlardı. Mesela efendisi cariyesiyle evlenerek veya kölesini bizzat azat ederek hürriyetine kavuşmasını sağlayabiliyordu. Yani Osmanlı’da kölelik devamlılık arz eden bir nitelik taşımıyordu. Yine köylüler hür olup Avrupa feodalizmindeki gibi bir toprağa bağlı kölelik düzeni Osmanlı topraklarında yer bulmamıştır. Azat edilip hürriyetine kavuşan köleler devlet kademelerinde görev alabilirdi. Osmanlı belgelerine göre 1575 tarihinde İstanbul'da Mehmed b. Abdüllatif, orta boylu, açık kaşlı, esved ve sağ eli serçe parmağında eser-i cerh bulunan zenci kölesini azat ettiğini ve bu sûretle tamamen hür olduğunu beyan etmişti. Bu hadise mahkeme kararıyla belirlenmişti. Yine İstanbul’da Raziye Hatun, azat ettiği köle ve câriyelerine vermek için iki yastık, iki minder, bir yemeni yorgan, bir kırmızı velense, bir alaca kilim, bir tencere, iki sahan, bir baklava tepsisi, bir top üskülü keten ve beş yüz akçe para bağışlamış, onları azat etmişti. Bu şahısların mesela Batı’da kölelikten kurtulması için köleliğin kaldırılmasını yani 1834 yılını beklemesi gerekecekti. Peki Osmanlı döneminde bu azat edilen Afrika kökenli köleler ne oldular. Afrika'ya geri mi döndüler? Bunlar Osmanlı Devleti’nin diğer milletleri gibi Türk topraklarında yaşayıp çeşitli kademelere geldiler. Bazıları denizci, tüccar, müzisyen, asker ya da kadı oldular. Bu yüzden Osmanlı toplumunda köle olarak yaşayanlar, Batı dünyasındaki kölelik kurumunun kaldırılmasından çok önce hür vatandaş oldular. BATILI KAYNAKLARDA OSMANLI DEVLETİ’NDE KÖLELİKOsmanlı'da kölelikle ilgili mukayese açısından başvurulması gereken yabancı kaynaklardan birisi Hollandalı oryantalist C. Snouck Hurgronje'ın ‘Mekke’ adlı eseridir. Osmanlı döneminde Hicaz'ın toplumsal yapısı ve kölelik hakkında ilginç araştırmalar yapan Hurgronje, şöyle diyordu: “Avrupalılar, İslâm’da kölelik hakkında Amerika ile Doğu’daki şartları birbirine karıştırdıkları için bu hususta hatalı hükümler vermişlerdir. Bundan dolayı İngilizlerin esir ticaretini men için koydukları nizamlar hakkındaki görüşleri pek yerinde değildir. Bugünkü şartlar içinde Mekke'deki köleler için esir olmak bir saadettir. Denemek için, kendilerine benimle birlikte yurtlarına dönmelerini teklif ettiğim kölelerin hemen hepsi bu teklifimi, ancak kendilerini tekrar Mekke’ye getirmem şartı ile kabul ediyorlardı. Bu esirlerin umumiyetle hayat şartları ağır değildir; yemekleri boldur. Hizmetçi köleler hemen daima yirmi yaşlarında âzat edilirler. Zira Osmanlı'da bir esirin azat edilmesi haddi zatında sevaplı bir iş telakki edilir. Azattan sonra aile bağı da eskisi gibi kuvvetli kalır. Mekke'deki esirler birkaç sene hizmetten sonra da hür insanlar gibi cemiyet içine kabul ediliyorlardı. Velhâsıl Osmanlı idaresinde Yemen'de Müslüman esirin (köle) vaziyeti Avrupalı hizmetçi ve işçininkinden pek farklıdır.” Osmanlı’da köleliğin daha önceki halini ise İspanyol General Miranda şöyle aktarıyor: “Türklerde zenci ırkına karşı bizde olduğu gibi en küçük bir nefret yoktur. Bindiğim geminin kaptanı zenci kölesi ile yemek yiyordu. Her Türk beyazlara nasıl davranırsa zencilere aynısını davranıyordu.” Bu hoşgörünün sebebi Kur’an-ı Kerim ve hadislerde köleyi azat etme, iyi muamele etmeyle ilgili öğütlerin olmasıdır. BATI’NIN AFRİKA’DAKİ SÖMÜRGE ENKAZIOndört Afrika ülkesi halen Fransa’ya kölelik ve sömürgecilikten elde ettikleri faydalar nedeniyle vergi ödemek zorunda bırakılmıştır. Dünyada okuma yazma oranının en düşük olduğu 10 ülkenin 8’i, Afrika’da Fransızca konuşan coğrafyada yer almaktadır. Afrika'yı insanı, toprağı ve kaynaklarıyla talan edip sömürmüş olan Fransa'nın ve Batı’nın Afrika'daki mirası özetle budur. |
||
|
||
Etiketler: Sömürgecilik, ve, kölelik, üzerine, |
|
||
|