Talat Paşa Komitesi: AYM Anayasal sınırlarını aşmıştır
Haber
08 Ocak 2024 - Pazartesi 14:16 Bu haber 1532 kez okundu
 
Talat Paşa Komitesi: AYM Anayasal sınırlarını aşmıştır
Talat Paşa Komitesi Başkanı ve eski TBMM Başkanvekili Hasan Korkmazcan, Anayasa Mahkemesinin Can Atalay kararı ve CHP’nin TBMM’yi toplantıya çağırmasına ilişkin basın açıklaması yaptı.
Siyaset Haberi
Talat Paşa Komitesi: AYM Anayasal sınırlarını aşmıştır

Talat Paşa Komitesi Başkanı ve eski TBMM Başkanvekili Hasan Korkmazcan'ın açıklamalarından öne çıkan satırbaşları şöyle:

 

Talat Paşa Komitesi (TPK) olarak son günlerde Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay’ın kararları üzerinden başlayan ve ana muhalefet partisinin Gazi Meclisimize yarın taşıyacağı tartışmaya dair fikir ve önerilerimizi kamuoyuyla paylaşmak üzere toplanmış bulunuyoruz.

'AYM ANAYASAL SINIRLARI AŞMIŞTIR'

En baştan belirtmekte fayda var. Anayasa Mahkemesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesini, temel ilkelerini ve Anayasal sınırlarını aşmıştır.

Anayasa Mahkemesi üyelerinin çoğunluğu, son birkaç yılda verdiği kararlar ve aldığı tutumlarla, kendini Türkiye Cumhuriyeti’nin karşısında konumlandırmaktadır. Bu hakikat, Yargıtay’ın son kararları tarafından da ortaya konulmaktadır.

'AYM ABD-AB'NİN TÜRKİYE ŞUBESİ'

 

Anayasa Mahkemesi’nin çoğunluğu özellikle bölücülük, terör, Türkiye’nin egemenliği vb. konularda siyasi duruş sergilemektedir. Bu duruşla Türkiye’nin bütünlüğü, bağımsızlığı, ulusal egemenliği ve hukuk devleti ilkeleri yok sayılmaktadır. Hatta Anayasa Mahkemesi, Türkiye’ye yönelik emperyal planlar güden ABD-AB kurumlarının Türkiye şubesi gibi görüntü vermektedir.

Bu ifadelerimiz somut delillere dayanmaktadır. En önemli delil de Anayasa Mahkemesi’nin HDP’nin kapatılması davasında aldığı tavırdır. HDP’nin terör örgütü PKK’nın eli, kolu, dili olduğu tartışmasız bir gerçektir. Bu gerçeği bizzat terör örgütü liderleri ve HDP yöneticileri dile getirmektedir. Nitekim Yargıtay Cumhuriyet Başsavcığımız Sayın Bekir Şahin başkanlığında hazırlanan iddianame de somut gerçeklere dayanmakta ve HDP’nin terör örgütünün paravan örgütü olduğunu hukuki delillerle tartışmaya kapalı şekilde gözler önüne sermektedir.

Fakat HDP’nin kapatılması davasında izlenen sürüncemeli yöntem, HDP tarafına ek süreler verilmesi, davanın uzadıkça uzatılması Anayasa Mahkemesi’nin Türkiye’nin terörle mücadelesinde karşı tarafta yer almasının somut kanıtı olmuştur.

'AYM'NİN HUKUK KİMLİĞİ TARTIŞILIR HALE GELMİŞTİR'

Anayasa Mahkemesi, HDP’nin Hazine yardımına tedbir konulmasına da engel olarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nden Mehmetçik’e kurşun olacak yüz milyonlarca lirayı teröre teslim etmiştir. Bütün bunlar Anayasa Mahkemesi’nin hukuk kurumu kimliğini de tartışılır hale getirmiştir.

Son olarak ise “Şerafettin Can Atalay” kararları yargıdaki bu tabloyu her yerde tartışılır hale getirmiştir. Geldiğimiz noktada Anayasa Mahkemesi, “bireysel başvuru” kozunu kullanarak adeta bir ceza mahkemesi veya temyiz mahkemesi gibi hareket ederek milli yargımızın üzerinde tahakküm kurmaya çalışmaktadır. Halbuki Anayasa Mahkemesi üyelerinin salt çoğunluğu hukuk fakültesi mezunu bile değildir. AYM Başkanı başta olmak üzere üyelerinin çoğunluğunun hukukçu olmadığı bir “mahkemenin” ceza yargılanması yapması en başta garabettir.

Yargıtay ise, son olaylardaki tutumuyla devlet işleyişinde yıkıcı zaafları, milli hukukun üstünlüğü duyarlılığıyla açığa çıkarmıştır. Ülkemize karşı Atlantik kaynaklı yıkıcı faaliyetlerin kaynağı ve Anayasa Mahkemesi’nin buradaki rolü hukuk ölçütleriyle ifade edilmektedir.

'SORUN ORTADADIR, KAYNAĞI BELLİDİR'

Sorun ortadadır, kaynağı bellidir. Yargıda yaşanan son gelişmelere seyirci kalınamaz. Bu durum artık izlenemez. Yargıda estirilmeye çalışılan gayrımilli rüzgarın engellenmesi için düzenlemeler yapmak artık en öncelikli sorunlarımızdan birisi haline gelmiştir.

Anayasa Mahkemesi’nin bu tavırlarının önüne geçecek adımlar atılmazsa, düzenlemeler yapılmazsa Türkiye’yi adeta yargı kapitülasyonlarına götürecek bir sürecin önü açılır. AİHM’in Türkiye’nin terörle mücadelesini engellemek için verdiği “insan hakları ihlallerleri” kararlarının Türkiye’de meşru kararlar haline gelmesinin önü açılır. PKK’ya ve FETÖ’ye yönelik operasyonları durdurmak ve KHK’lıların idari görevlerine dönmesine neden olacak emsal kararlar alınır.

TALAT PAŞA KOMİTESİ'NDEN DÜZENLEME ÖNERİSİ

AB ile Uyum Süreci adı altında hukuk sistemimize sızdırılan düzenlemelerin milli devletimize ve egemenliğimize saldırıları artık tüm açıklığıyla ortadadır. TBMM bu süreçte yürürlüğe konulan bütün düzenlemeleri anayasal ve yasal alanlardan arındırmalıdır.

Bu noktada bazı düzenlemeler yapılabilir:

Gazi Meclisimiz, AYM’nin bireysel başvuru kararlarında hukukçu olmayan üyeleriyle karar vermemesini sağlayacak bir düzenleme yapabilir.

AYM’nin bireysel başvurularda “tespit” makamı olduğu, mahkemelerin yerine geçerek hüküm veremeyeceği ve uygulayamayacağı, yüksek yargıda yetkili yerin Yargıtay olduğu tartışmaya mahal vermeyecek kesinlikte tespit edilmelidir.

Ana muhalefet partisi başta olmak üzere Atlantikçi muhalefetin, basın temsilcilerinin milli yargı kurumlarına yönelik hakaret ve tehdide varan açıklamaların takipsiz kalmayacak ve hakimlerin bağımsızlığı ile tarafsızlığının hukuki güvenceye kavuşturacak şekilde düzenlemeler yapılmalıdır.

Cumhurbaşkanlığı ve Gazi Meclisimiz Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsız, egemen ve Cumhuriyetinin 200’üncü yılına girmiş başı dik bir ülke olduğunu yeniden ortaya koymalıdır. Türkiye Cumhuriyeti Atatürk’ün belirttiği gibi ilelebet payidar olacaktır. Günümüzün yeni insanlık mimarisinin yapılanmasında öncülük görevi Türk devletini beklemektedir. Artık yeni sorumluluklarımıza doğru yönelmenin, mütareke dönemi ve neokapitülasyon zihniyetinden kurtulmanın zamanı gelmiştir.

Kaynak: Editör:
Etiketler: Talat, Paşa, Komitesi:, AYM, Anayasal, sınırlarını, aşmıştır,
Yorumlar
Haber Yazılımı