Yayıncılık derin krizde!
Haber
27 Haziran 2025 - Cuma 17:40 Bu haber 196 kez okundu
 
Yayıncılık derin krizde!
Yayıncılığın 2018’den beri ciddi kriz içerisinde olduğunu kaydeden Fihrist Kitap Genel Yayın Yönetmeni Ömer Alkan, halkın fakirleşmesinin sonucunda okurun giderek kaybolduğunu söyledi. Alkan özellikle yapay zekâ asistanlarının kitabın değerini azalttığını belirtti.
Gündem Haberi
Yayıncılık derin krizde!

Türkiye’de kitap baskı sayısı bu yıl azaldı. Yayıncılık ise özellikle pandemi döneminden bu yana, döviz kurlarının da etkisiyle derin bir krizin içerisinde. Yayınevleri yeni bir kitap basmaktan imtina ederken okurların da gözleri raflara takılı kalıyor.

 

Yayıncılığın güncel meselelerini özellikle çevirilerle tanınan Fihrist Kitap Genel Yayın Yönetmeni Ömer Alkan’la konuştuk.

2018 DÖVİZ KRİZİ VE PANDEMİ YAYINCILIĞI VURDU

- Türkiye’de kitap üretiminde bu yıl bir azalma görüldü. Yayıncılık nereye gidiyor?

Kitap üretimi, satışların azalması ile orantılı olarak azaldı diyebiliriz. 2020 yılının başı ile kıyasladığımızda, satışlar gerçekten büyük bir düşüş yaşadı. Diğer bir deyişle, şu an artık kitap yayıncılığında sorun arz kaynaklı olmaktan çok, talep kaynaklı…

 

- Yayıncılığın güncel sorunları neler? Görebildiğim kadarıyla bütün taraflar yani yayıncılar, editörler, yazarlar, okurlar mevcut durumdan epeyce rahatsız. Neden ve nasıl bu noktaya geldik?

Birkaç önemli tarih üzerinden derinlemesine bir okuma yapabiliriz, evet. Öncelikle, 2018 yılı kitap yayıncılığı için kritik bir tarihti. Dolar krizi ile birlikte, kağıt fiyatları artmakla kalmadı, şimdiki gibi ağır enflasyona alışık olan kağıt piyasası hazırlıksız yakalandı. Kağıt bulunamıyordu adeta, gümrüklerde stoklanan kağıtlar kulaktan kulağa konuşuluyordu. Bu da kitap fiyatlarını iki katından çok daha fazla bir maliyet ile basımı zorunlu koşuyordu yayıncılara. İkinci önemli tarih, pandemide artan kitap satışlarını vuran, Kasım 2021 faiz indirimi krizi idi.

Bununla birlikte piyasa müthiş bir gerginliğe ulaştı. Büyük yayıncılar, en büyük platformlar artık tekel olmak istiyor ve küçük yayıncıları satın alıp her ama her kitabı basmak istiyordu. Çünkü kriz, yine maliyet odaklı ve hatta dağıtımcılar odaklı idi; diğer bir deyişle, 6 ayı geçen ve hatta 12 ayı bulan ödeme vadeleri, küçük yayıncıları öldürüyordu. Güçlü ve tekel dağıtımcılar/platformlar da bu yüksek enflasyon krizini fırsata çevirmişti.

OKURLAR KAYBOLUYOR

Bu iki büyük kriz de, okurun sayısını düşürmedi. Liste fiyatlarının artışı, diğer her üründe olduğu orandaydı ve kitap fiyatlarının yüksekliğinden şikayet edenler, zaten trendyol vb platformlarda, diğer tüm ürünlerin fiyatlarından da şikayet ediyordu. Diğer yandan fakirleşen okur, elbet daha az alışveriş yaptığı için, daha az kitap almaya başlayacaktı. Bu gerçeği de göz ardı etmemeli ama gerçek tüketici fakirleşmesi, 2023 yılının sonunda başladı. Şu an ise, artık farklı bir dönemeçteyiz. Sorun, artık okurun kaybolması.

‘DİJİTAL HİÇBİR AYGIT KİTABIN YERİNE GEÇEMEZ’

- Her alanda olduğu gibi yayıncılıkta da yapay zekâ tartışması sürüyor. Siz ne dersiniz?

Yapay Zeka, okurun nitelikli yayıncılığa olan algısını değiştirdi. Dijitalleşme ve sosyal medya ile sıkıntıya giren okuma alışkanlıkları, artık yapay zeka asistanları aracılığıyla kocaman bir darbe yedi. Bilgiye erişimin ilk adresi internet olmuştu ama “nitelikli” bilgiye erişimin ilk adresi de artık kitaplar değil.

Bu, büyük bir sorun, çünkü yapay zeka asistanları kitabın yerini karşılayabilecek aygıtlar değil. Hızlı ve pratik “nitelikli” bilgi akışı için oldukça iyiler ama bir konuya olan bütünlüklü bakışı ancak kitap sağlayabilir. Bu, bilginin kaynağıyla ilgili bir sorun olmasının yanında, okuyan kişinin psikolojik odaklanma becerileriyle ilgili de bir sorun. Okur, fiziki bir kitaba 5 duyu organıyla bağlanır ve yoğun bir zihinsel etkileşim gerçekleştirir. Dijital hiçbir aygıt, bu fiziki kitabın zihinde yarattığı etkileşimin yerine geçemez.

KİTABA VERİLEN DEĞER AZALDI

Diğer yandan, yapay zekanın bu hızlı yükselişi, genel algıyı değiştirdi: Kreatif ve nitelikli ürünler ortaya koyan diğer tüm sektörlerdeki gibi, basılı kitap yayıncılığında da, ürüne gösterilen değer azaldı. Okurun, ya da genel olarak tüketicinin ürüne bakışı değişti. Herkesin tasarımcı olduğu, herkesin her dili bildiğini sandığı, herkesin her konunun uzmanı olduğunu düşündüğü bir devir bu. Yapay Zeka asistanları devri… Elinde ultra güçlü bir potansiyel var, yani YZ aplikasyonları var, onları kullanmasa da o potansiyele sahip olduğu için, her işi yapabileceğini düşünüyor insan. Bu da, her türlü yaratıcı ürünün değerini düşürüyor insan gözünde.

DAĞITIMCILARIN YAYINCI VE OKURLARLA DÜŞÜNCE BAĞI YOK

- Okura eylem çağrısında bulundunuz ve “Nitelikli Yayımcılığı Destekle! Yayınevinin Kendisinden Al!” dediniz örneğin. Neden böyle bir çağrı yapma ihtiyacı hissettiniz? Dağıtımcılar, büyük satış yerleri adil davranmıyor mu?

Dağıtımcılık, bu sektörün tümüyle ticarete, paraya bakan en büyük kapısı. Yani bizim gibi idealist bir zihniyetleri yoktur onların, olamaz ve olmasını beklemek de saflık olur. Tümüyle bir depoculuk, nakliyecilik, mağazacılık algısı üzerinden ilerlerler ve stok tabloları dışında bir dünyaları da yoktur kitap dağıtımcılarının. Dolayısıyla, daha fazla para kazanmak ana hedefleridir. Güçlü oldukları için, yayıncıları ekonomik hamleleriyle, vade geciktirmeleriyle ezerler. Aslında diğer tüm sektörlerde olduğu gibidir durum. Fakat, krizin asıl sebebi, üretici olan yayıncı ve tüketici olan okur ile en ufak bir düşünce bağının olmaması… Yani iki taraf idealist ve tutkulu bir merakla kitaba sarılırken, dağıtımcının umrunda olmaması tabloyu trajik bir hale getiriyor…

- Son olarak okurlarımıza ne demek istersiniz?

Mutlu azınlığa, diye bir söylem vardır. Jaguar’ın da sloganıdır bu. Okurdan mutlu olmayı talep etmek, büyük bir istek olacaktır şu dönemde, ama “dirayetli azınlığa” diyebilirim.

Şu dönemde dirayetle ve odağını kelimelerden, bir tam kitabın bütünlüğünden ayırmadan okuyan okurdan umudum var.

Dirayetle okuyan o azınlığa…

Kaynak: Editör:
Etiketler: Yayıncılık, derin, krizde!, ,
Yorumlar
Haber Yazılımı