ÇOCUK oyunlarında ‘sütten oyuncu’ olmak vardır. Sizden azıcık büyükler oynarken, “haydi bu da takılsın bize” derler, ağlamayasın diye.
Ama sütten olanın oyuna müdahale hakkı yoktur; yenmesi – yenilmesi, kazanması – kaybetmesi söz konusu olmaz. Oyunun kaderini değiştiremezsin yani.
Bir de büyüklerin oyun alanları var.. Şehirle falan oynarlar.
Bizim Büyükşehir Belediye Meclisi gibi.
Orada da ‘sütten’ bir Meclis Üyesi var.
Tek başına, bağımsız, doksan üç kişilik Meclis’te alınacak kararlarda sadece bir oy.
..ve Büyükşehir Başkanı, bu aykırı üye için ‘sütten’ dedi geçen gün.
Ne ki, oyunun kaderini değiştirebiliyor tek başına.
Doksan iki üyenin olur dediğine olmazlanınca sinirler geriliyor.
Sütten olanın varlığını önemsemezsin güya.. Ama iş itiraza, redde, karşı duruşa, çekinceye gelince..
Delleniyor adam!
*
HEM sütten deyip yok sayacaksın.. Hem de seni dellendiren hal ve hareketlerine dair öfkeni kusacaksın.
Olmaz yani.
Sütten dediğin adamın bir itirazı, bir hayırı, bir karşı çıkışı, senin dengeni bozuyorsa.
Sütten değildir. Asil oyuncudur.
Nitekim öyle.
*
BALIKESİR Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz’ın, bağımsız Meclis Üyesi Cengiz Dikici için söyledikleridir mevzumuz.
Hakaret, laf çakma, aşağılama, yok sayma; hepsi bir arada.
..ve o seçilmiş üye için ‘sütten’ ifadesini kullandı Meclis’te.
Dikici, CHP seçmeninin oylarıyla Büyükşehir Meclisi’ne girdi. Sonra, kendi iradesi dışında CHP’den ihraç edildi.
Olabilir.. Siyaset bu.
Somut olan, halk oyuyla orada oturması.
Somut olan, Seçim Kurulu Başkanı’nın mazbatadaki mührü ve imzası.
O halde..
Seçilmiş bir kişi hakkında ‘sütten’ diyebilir misin?
İtiraz ediyor, arıza çıkarıyor, o yüzden kararlar oy birliğiyle değil oy çokluğuyla çıkıyor diye adama hakaret etme hakkına sahip misin? Değilsin.
*
YÜCEL YILMAZ siyaset sahnesinin s’sini bilmezken.. Cengiz Dikici, mimarlık mesleğinin sorumluluğu, bilinci, şehre karşı hissettiği aidiyet, yanlış giden işlere dur deme çabasıyla.. Belediye Meclisi toplantılarında sabahladı yıllarca.
İzleyici sıralarından Meclisi takip etti sürekli.
Üyelerin neye evet dediklerini bile bilmeden el kaldırıp onayladıkları gündem maddelerini inceledi, araştırdı, soruşturdu; gerektiğinde yargıya taşıyıp hatadan dönülmesini sağladı.
Sen kalk, “bu işten ne çıkarın var” diye sor adama!
*
BİR DE dalga geçiyor, “Cengiz Dikici için araştırma komisyonu kurulmasını talep ediyorum” diyor.
Adamın ruh sağlığını falan sorguluyor.
Sonra, “şehri şiir gibi yönetiyoruz…”
*
PARTİSİNDEN ihraç edilmiş de olsa.. Aynı listeye yazılıp birlikte seçildiği arkadaşlarından biri çıkar da, Yücel Yılmaz’a “bu nasıl bir üsluptur ey Başkan” der diye bekledik ama..
Ya da İYİ Parti içinden bir arkadaş, “haddinizi bilin sayın Başkan” desin.
Öylece izlediler.
Hâttâ bu beklentinin tam tersine, CHP’li Edremit Belediye Başkanı Hasan Arslan, Yücel Yılmaz’la ağız birliği edip Dikici’yi örseledi uzun uzun.
Neymiş; Edremit’in yeni hastane yerine itiraz etmiş, o sebeple hastanenin yapımı gecikiyormuş, bu Edremit’e ihanetmiş falan filan.
Geçen de zaten, Sayıştay raporları gündeme gelince, yine Yücel Yılmaz’la paslaşıp, “Sayıştay bizim için kim bilir ne rapor yazacak; siz bizim için susun, arkamızda durun, biz de sizin için susup arkanızda duralım” dediydi.
CHP’nin Meclis Grup Başkanı ve İl Başkanı Serkan Sarı da bu paslaşmayı izlemekle yetindiydi.
Yani ortada Büyükşehir Başkanı ile Edremit Belediye Başkanı arasında yazılı olmayan bir anlaşma var sanki.
*
GELELİM, her kararın oy birliğiyle çıkması gerektiği saplantısına.
Niye oy birliğiyle çıkar ki?
Yapılan her iş doğru mu kabul edilmiş oluyor o zaman?
Meselâ n’oldu geçen gün Meclis’te?
Satmak için fırsat kollayıp karşılarına çıkan engellerden dolayı bir türlü satamadıkları Lunapark arsasını yine gündeme getirdiler. Satış için yetki istediler.
İYİ Partili Özgür Çelebioğlu, “sat sat nereye kadar, bugün var olanı sattın, yarın ne yapacaksın; senden sonrakilere de bir şeyler kalsın” dedi ve ret oyu kullanacaklarını açıkladı.
Yine bir diğer İYİ Partili Serkan Mehmet Ertan, “değersiz bir araziyi imarlandırıp değerli hale getirin, yani bir değer yaratın, onu satın.. Bunu destekleriz. Ama şehir için zaten değerli olanı satmanıza karşıyız” gibisinden bir şeyler söyledi.
Yücel Yılmaz onlara da çıkışsaydı, Dikici’ye çıkıştığı gibi.
*
YÜCEL YILMAZ, Büyükşehir’in başına geçtikten sonra hızla yükselen egosuna ve dozu kaçan kibrine yenik düşüyor; çok farkında değil.
Selam ederim.
|