Arıcan:Basın:2022 ve 2023.!
Haber
02 Ocak 2023 - Pazartesi 15:15 Bu haber 2535 kez okundu
 
Arıcan:Basın:2022 ve 2023.!
Gazeteci-Yazar Engin Arıcan, gazete açıp/kapamalar,el değiştirmeler ve basının yaşadığı sorun ve sıkıntıları değerlendirdi.
Manşet Haberi
Arıcan:Basın:2022 ve 2023.!

Balıkesir ve Bandırma bölgesel ve yerel yazılı basınında son yıllarda yaprak dökümü sürüyor. Bandırma’da 50’li ve 60’lı yıllarda günlük olarak yayınlanan UFUK; ZAFER,GÜRSES ve GERÇEK  gazetelerinin kurucu ve İmtiyaz Sahipleri’nin yaşamlarını yitirmesi ile bir bir yayın yaşamına veda eden  yazılı basın kuruluşlarından sonra  Bndırma’da 1992 15 Aralık’ında yayın yaşamına başlayan bölgenin ve kentin ilk renkli ofset gazetesi İlKHABER’ve İlkHaber Yayın Grubu’nun da 2000’li yıllarda yayın faaliyetine son vermesiyle hızlanan yazılı basındaki yaprak dökümü GençBayrak ve BANSES gazetelerinin de sahiplerinin el değiştirmesi ile farklı bir noktaya taşındı.

 

Bandırma basınındaki yaprak dökümü Gönen’e de sıçradı. Gönen’in ilk günlük gazetesi Gönen GÜRSES gazetesi, sahipleri MUTLULAR Grup’un basın-yayın faaliyetine son vermeleriyle birlikte KAPANDI.

 

Konuyla ilgili bir açıklama yapan Gazeteci-Yazar Engin Arıcan, yaşananlarla ilgili şöyle dedi:

 

“ Basın-yayın yaşamında yaşananlar, olup-bitenlerle ilgili üzerinde fazla konuşulup, tartışılmasa da Balıkesir ili genelinde ve ilçeler nezdinde böylesi bir kara tablo var ve tüm derinliği ile yaşanan yaprak dökümü ve bunun nedensellikleri mutlaka sorgulanmalı.

 

Cumhuriyetimizin 100.yılını kutlayarak 2.yüzyıla girerken,  Bandırma’da bugün 50 yıllık bir kuruluş ve faaliyete sahip bir tek yazılı basın-yayın kuruluşunun kalmamış olması acı olmanın ötesinde endişe ve kaygı vericidir.

 

Neden ve niçin?

 

Çünkü, basın,  ülkenin ve toplumun yazılı arşivi, belgesi ve  belleği, hafızası  olmanın ötesinde bilgi kaynağı, yönlendiricisi, uyarıcısı ve nefes kaynağıdır. Ülke, bölge ve kent düşün ve sanat yaşamını besleyen entellektüel bir kaynak ve demokrasilerde güç odağıdır. Çağdaş demokrasilerde Yasama-Yürütme ve Yargıdan sonra basının 4.kuvvet olarak konumlanıp, yer alması bir lütuf olarak görülmemeli. Basın, tarafsız ve özgür bir devlet ve toplum yaşamını denetleyici, uyarıcı ve yönlendiricidir. Basın ve  basın çalışanlarının mesleki hak özgürlüklerinin  Anayasal ve hukuksal açıdan güvence altına alınması, korunuyor olması  tüm içerdiği nedenlerle bunun için demokrasilerde vazgeçilmez ve önemlidir.

 

Dünden bugüne ülke yönetiminde söz sahibi olmuş devlet ve siyaset adamlarından tutun da  düşün, kültür ve sanat yaşamlarımıza baktığımızda  hemen herkesin bir şekilde yaşamlarında yollarının yazılı basınla kesiştiğine tanık oluruz. Bu tasadüfi değildir.

 

Buna karşın neden ve niçin, yazılı basınımız, basın-yayın kuruluşlarımız ve gazeteciler böylesi bir yoksunluğa, yoksulluğa ve yaprak dökümüne tanık oluyorlar?

 

  1. neden, düşünce ve ifade özgürlüklerinin,mesleki hak ve özgürlüklerinin sürekli  egemen devlet ve yönetim anlayışları karşısında  mesleki hareket alanlarının daraltılması ve mesleki hak ve özgürlüklerinin budanması,resmi ya da gayri resmi uygulanan  sansürdür.

 

 

          2.neden,Türkiye,ekonomik-politik açıdan kapitalist ekonomi-politiği yön olarak tercih etmiş, kalkınma modeli olarak tercih etmiş kapitalist bir ülkedir. Paranın saltanatının söz konusu olduğu bir ülke de  egemenler eleştirel ve bağımsız, özgür bir basını tercih edemez. Basın kurum ve kuruluşları devlet ve yönetimler tarafından ekonomik kuşatma altına alınarak, idari ve mali açıdan yükümlülükler altında düşkünleştirilip, devlet ve yönetimlere hemen her açıdan bağımlı hale getirilir.

 

3.sü vergi ve sigorta gibi mali yükümlülükler  altında ümüğü sıkılan basın-yayın kuruluşları,baskı makinasından-kağıt ve boyaya-enerjiye  kadar baskı maliyetleri altında öylesine maliyet artışlarına tanık olur ki, yaşama ve üretim adeta insan üstü yetenekler gerektirir ve zaman içinde maliyetler karşılanamadığı içindir ki,  yayın faaliyetlerine son vermek ve kapanmak kaçınılmaz kaderleri olur.

 

4.sü,basın yayın yaşamımızda  bu durum, açmazlar ve varoluş kavgası yıllar önce görüldü ve üzerinde çok konuşulup, tartışıldı. Basın-yayın yaşamımız yol ayrımına sürüklenerek   ikiye ayrıldı: İstanbul ‘mütareke’ basını ve Anadolu basını..Bu mesleki ayrımın izdüşümü işgal ve kurtuluş savaşı yıllarına kadar uzanır. Anadolu basını tarihsel olarak, yüzü memleket ve millete dönüktür. Ulusalcıdır. ‘Mütareke basını’ ise, kapitalizmin nimetlerinden istifade  etmeyi gözeten, işbirlikçi ve plazalarda konuşlanmış, sektörde hızla tekelleşen, yabancı ortaklarla içselleşmiş, ülke ve millet diye bir derdi olmayan, ihale takipçisi, mafyalaşmış bir basındır.

 

Halkın  tabiriyle ‘boyalı basın’..!

 

Felsefi, ideolojik-politik –tarihi arayışlarına ve çaresizliğine çözüm bulamayan Anadolu basınının paydaşları, çözümsüzlükleri noktasında  başlangıçta mali sorunlarına çözüm bulabilmek beraberinde de para kazanmak düsturuyla model olarak ‘mütareke basınını’ ve çalışma anlayışını model olarak benimseyip, hızla kendi bölgesel ve yerel faaliyet alanlarında kolay para kazanabilmek amaçlı ya el değiştirdiler ya da kolayından mali ve bölgesel/yerel güç odağı olmak isteyenlerin sözcülüğüne soyunarak, mafyokrasinin  bölgesel ve yerel güç odağına dönüştüler. Bu sürece ve yaşananlara uzak olan yerel basın-yayın kuruluşları ise birer birer kapılarına kilit vurdular. Vahşi kapitalizmin, mafyokrasinin bu egemenlik ve güç merkezi olma süreci, Anadolu basın-yayın kuruluşları yanı sıra, kuşkusuz gazetecileri de, yazarları da, siyasal yaşamı ve siyasetçileri de, bürokratları da, düşün insanları,sanatçıları da  derinden etkiledi, sarıp sarmaladı. Yeni bir gazeteci, siyasetçi ve bürokrat, yatırımcı, sanayici  kişiliği oluştu.

 

5.si,bu süreç doğa olarak sosyal medya nanı sıra İnternet üzerinden haber sitelerinin yağmur gibi kurulmasını beraberinde getirdi. Yüzlerce/binlerce gazeteciyi, gazete çalışanını mağdur etti, işsiz ve mağdur kıldı.Mesleki açıdan yaşanan olumsuzluklar, karışık ve çapraşık ilişkiler bu alana taşındı. Gazeteciler Cemiyetleri, sendikalar  dün olduğu gibi yaşananları  sessizce  kabullenir konuma düştü. Kamuoyu ve okur ise basın yayın yaşamımızda olup bitenlerin farkında. Yapılan kamuoyu anketlerinde basına güven dibe vurmuş durumda.

 

Sürpriz mi, değil.!

 

Basın-yayın kuruluşları ile gazeteciler ile yazarların  2023 yılında önümüzdeki sürecin aktörleri mi yoksa figüranları mı olacağını hep birlikte göreceğiz.’Kalem’in boynu yok ki. boynunu eğsin..!

 

Bu konuyu, basın-yayın yaşamındaki bi karmaşık ve çapraşık,kirli ilişkiler yumağı ve nedenleri üzerinde  yaşanan süreci sorgulamaya devam edeceğiz. Esen kalın..

Kaynak: Editör:
Etiketler: Arıcan:Basın:2022, ve, 2023.!,
Yorumlar
Haber Yazılımı