Ozan Utku ARICAN KUKLACI-SAHNE-OYUN
Yazı Detayı
31 Temmuz 2025 - Perşembe 14:47 Bu yazı 515 kez okundu
 
KUKLACI-SAHNE-OYUN
Ozan Utku ARICAN
oznn.utkk@gmail.com
 
 

 

 

    Bitmek bilmeyen bir oyunu takip etmek ne kadar zor… Olayları tekrar tekrar anlamaya çalışıp, beyin fırtınası yaparak anlamaya çalışıyoruz Her geçen gün benzer şeyler sahnede oynatılıyor. Artık biz izlemekten ve yaşamaktan sıkıldık ama kuklacı bu senaryolardan vazgeçemedi. Öyle görülüyor ki vazgeçmeye niyeti de yok; neticede beslendiği şey kaos. Kaostan güç alarak yüzyıllardır, canavarlarını doyurmakla meşgul. Belki o da yorulmuştur diye bazen düşünmeden edemiyorum. Her gün başka bir plan, vizyon, program yaratmak zorunda.

 

Yaratmazsa canavarları onu yiyerek yerine yeni bir senarist ve yönetmen bulabilir. Oyun yine devam eder ve insanlık tarihinin içerisinden çıkılamayan tarihsel kanlı sahnesinde oyunlar her zaman oynanmaya devam eder.

 

  Şöyle uzaktan bakınca, şanlı davamızı, tarihi şahsiyetlerin varlığı ve karakterleriyle nasıl güzel bir şekilde ortaya koyduklarını gururla izliyorum. Bazen birbirlerini nasıl da yok ettiklerini, nasıl da kuklacının oyunlarına geldiklerini gördükçe üzülüyorum. Hep iyiye, hep kahramanlığa duyduğumuz, sarıldığımız inançla,  aydınlığa kavuşan günlerin hayaliyle ümit ederek yaşamak istiyoruz. 

 

   İnsan anlayamıyor, şaşırıyor. İçimizde bu kadar canavarı nasıl yaratabildiler. Oyunun sahneleri bizde nasıl sergilendi, hangi koşullarda gelişmeye başladı. Kimler neden sebep oldular. Dertleri neydi? Büyük biraderlerin, dinazorların, istediği bizim zamanımızı, canımızı, kanımızı, aklımızı, aydınlığımızı, yaşamımızı, varlığımızı, kaynaklarımızı hüp diye yiyip bitirmek. Bu yüzden her yerde ve her toplumda canavarları var. Ve orada sürekli sahneler kuruluyor. Peki ya biz ne yapıyoruz ya da ne yapmalıyız? Geçmişte ne sergilenmiş, nasıl yazılmış, kimler oynamış, nasıl oynamış, nasıl dekore edilmiş diye bakmalıyız. Öğrenenler görebilen, perdenin arkasını aralayarak gerçeğe ulaşıyor. Göremeyenler koltuklarına oturarak, sahnelenen oyunun güzelliğini, oyuncuların ne güzel oynadıklarını, kıyafetlerini, süslerini, seslerini falan düşünerek yollarına devam ediyorlar. Zamanı geldiğinde onlar da oyunun bir parçası haline geliyor ya da sahnede yerini alarak, biraderleri mutlu ediyorlar. Biraderler bunlara yaratılan kaos oyunu içerisinde güzel bir yuva kuruyor. Yaşamlarının kalanında mutlu mesut yaşıyorlar. ‘Bana dokunmayan yılan bin yaşasın’ diyerek hayata gözlerini yumuyorlar. Kimisi büyük oyuncu, star, şowmen, yıldız oluyor. Tarihin tozlu sayfalarında güzel bir yere yerleşiyor. Bu oyun böyle sürüp gidiyor.

 

 Bu dünyanın içerisinde uyananlarda var. Kök söktüren, sahneleri deviren, oyunu yeniden yazanlar…Yok edilenler, çile çekenler, unutturulanlar, adı ağza bile alınmayanlar, nefret edilenler, tehlike olarak görülenler olarak biraderlerin hafızasında, ajandasında her zaman kayıtlıdırlar. Onlar canavarların korkulu rüyasıdır. Perdeyi aralayarak toplumsal uyanışı sağlayabilirse, sahne yıkılır, deyim yerindeyse kafadaki kel görünür, kral çıplak kalır.

 

  Birkaç gündür ‘Bir Pulsuz Dilekçe’yi yeniden okurken, bana bunları ve yazılması çok zor olan bir çok düşünceyi anımsattı. Uğur Mumcu gibi adamlar neden yok edilir!  Yazdıklarının faturasını ödediğini okuyunca çok daha iyi anlayabiliyorsunuz. Yolsuzluklar, hırsızlıklar, rüşvetler, satılmışlıklar, sağ-sol hareketlerinin birbirine kırdırılması,  istihbarat oyunları vs. bir çok konuya açıklık getirmek için ateşten gömlek giymiş bir adamın onurlu mücadelesi. Onun gibi bir çok insan yetiştirdi bu topraklar, ancak bu yola çıkıp da bedelini ödemeyen kimse yok ve gelecekte de olmayacak!

 

   Kafalarını sahneden çeviremeyenleri hayatım boyunca hep anlamaya çalıştım. Ancak insanlığın bazen anlamadığı ve anlamasını beklediğiniz bir an vardır, o anlar, tarihte çok zor koşullarda gerçekleşiyor. Günümüz dünyasında ise geçmiş bir mazidir, okumaya gerek görmüyorum, vakit kaybı olarak  görenlerin sayısı azımsanmayacak ölçüde. Hatta öyle ki yapay zekalarla insanları kitaplardan uzaklaştırıyorlar. Faydasını görüyoruz tabi ki ama, sizin neyi öğrenmeniz gerekiyorsa bilgiyi seçen bir uygulama, gerçeği hiçbir zaman tam anlamıyla önümüze sunmaz. Bugün kurulan dünyanın, sahnenin, yazılan senaryonun alt yapısında, küçümsenmeyecek ölçüde olayların etkisi vardır.  Toplumsal uyanışlar ve hareketler olmasaydı, Dünya’da işçi hakları kazanılabilir miydi? Bu demokratik ölçüde dahi mümkün değildir? Ya da bir çok bağımsız ülke, nasıl bağımsızlıklarını kazandılar? Uyuyan ve boyun eğen, bedelini ödemeyen bir toplum bunu kazanabilir mi? ‘ama olur mu öyle şey medeni ülkeler bunlar, onlar olmasa özgürlükler bile olmazdı’ şeklinde tarihsel altyapıdan yoksun insanların söylediği garip fikirlerle hareket edersek; evet özgürlük tabi var, ancak başka bir çatı altında! Yani bu dünyada yaşayan insanlık, tarihten bu güne kadar, sınırlarını, değişimlerini susarak, kenara çekilerek, pusarak yapmadı. Kendi varlığını bile sürdürebilmek için zincirin en üst kısmına zekasıyla yükselmek zorunda kaldı. Yani hiçbir şey, mücadele etmeden, yerinde sayarak, gözlerini kapayarak kazanılmadı. Bunu tarihte en iyi yazan, Türkler’dir. Hayatı ve tarihi mücadele ve derslerle doludur.

 

 O yüzden, aksiyon ve fikir adamları her zaman sancılı yıllar yaşarlar. Başarılı olsalar da dertleri bitmez, tükenmez. Hele ki Anadolu gibi nice uygarlıkların silindiği bir coğrafyada yaşıyorsak.   Ancak öyle ki tehlike bu coğrafya da her yerdedir. Savaş, her alandadır. Plan ve programların sayısı çoktur. Burada savaş bazı yerlere göre daha zordur, çetindir. Sahneyi yıkmak, oyunu bozmak, tek çaredir.

 
Etiketler: KUKLACI-SAHNE-OYUN,
Yorumlar
Yazarın Diğer Yazıları
16 Temmuz 2025
15 Temmuz - Neyi Niye Yazmaktan Korktunuz?
112 Okunma.
13 Temmuz 2025
KEMALİZM’DEN RAHATSIZ OLANLAR…
63 Okunma.
22 Mayıs 2025
ATA'NIN YOLU
114 Okunma.
04 Mart 2025
YOL HARİTASI
132 Okunma.
04 Şubat 2025
GÖKBÖRÜ
117 Okunma.
23 Ocak 2025
KARTALKAYA FACİASI ve DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
116 Okunma.
19 Ocak 2025
DEPREM GERÇEĞİ VE SOSYOLOJİK DURGUNLUK
106 Okunma.
17 Ocak 2025
YILLAR ÖNCE YAZDIĞIM BİR YAZININ ANIMSATTIKLARI
108 Okunma.
12 Ocak 2025
SURİYE MESELESİNE NASIL BAKMALIYIZ?
103 Okunma.
16 Ekim 2024
BARIŞ- DEMOKRASİ – CUMHURİYET VE NEO-LİBERALİZM?
133 Okunma.
20 Nisan 2024
Türk Rönesansı: KÖY ENSTİTÜLERİ (1940-1954)
177 Okunma.
01 Nisan 2023
Türk Siyasi Zihniyeti Neden Çözüm Üretemiyor?
265 Okunma.
29 Mart 2023
TÜRKİYE'DE DOĞRU SİYASET HANGİ İLKELERE DAYANMALI?
218 Okunma.
25 Mart 2023
HAYAT BİZE NEYİ ÖĞRETEMEDİ?
194 Okunma.
25 Mart 2023
GERÇEĞİN IŞIĞINDAKİ BUKALEMUN
201 Okunma.
04 Şubat 2023
TARTIŞMA VE ELEŞTİRİ KÜLTÜRÜ NİYE ÖNEMLİ?
287 Okunma.
30 Ocak 2023
GERÇEĞİN IŞIĞINDAKİ BUKALEMUN
198 Okunma.
21 Aralık 2022
ŞEREF VE İSTİKLÂL
203 Okunma.
12 Aralık 2022
İktisadi Krizler Tüketim Alışkanlıklarını Nasıl Etkiledi?
199 Okunma.
08 Aralık 2022
Anadolu ve Türkler
200 Okunma.
05 Aralık 2022
SİYASİ DURUŞ VE KİMLİK SORUNU
207 Okunma.
01 Ekim 2022
‘Türkiye, Türkiye’den Büyüktür’
222 Okunma.
01 Ekim 2022
KIVILCIM
209 Okunma.
30 Ağustos 2022
GAFLET-DALALET-HIYANET
235 Okunma.
29 Ağustos 2022
TOPLUMSAL ALZHEİMER
229 Okunma.
19 Temmuz 2022
TÜRKİYE'DE EĞİTİM ÜCRETSİZ Mİ?
245 Okunma.
19 Haziran 2022
ABD'NİN 'CAMBAZA BAK' OYUNU !
235 Okunma.
27 Mayıs 2022
FİYASKO: NEO-LİBERAL EKONOMİK-POLİTİKA
233 Okunma.
09 Mayıs 2022
AŞAĞILIK PSİKOLOJİSİ VE İNSANOĞLUNUN DEHLİZLERİ
258 Okunma.
06 Mayıs 2022
İNTERNETİN NATO'SU NE ANLAMA GELİYOR?
193 Okunma.
06 Mayıs 2022
TARİHTE BİR YOLCULUK.. (1)
220 Okunma.
06 Mayıs 2022
KÜLTÜREL DÖNÜŞÜM VE EĞİTİM
210 Okunma.
25 Mart 2022
BİR PULSUZ DÜŞÜNCE
243 Okunma.
25 Mart 2022
DOSTOYEVSKİ'den TOLSTOY'a...
259 Okunma.
25 Mart 2022
MABED
199 Okunma.
23 Mart 2022
ATATÜRK VE DEVRİM -2-
210 Okunma.
01 Mart 2022
BU GİDİŞLE...
256 Okunma.
01 Mart 2022
ATATÜRK VE DEVRİM -1-
205 Okunma.
15 Şubat 2022
CEPHANE
255 Okunma.
03 Şubat 2022
BELEDİYE, HALKLA İÇSELLEŞME VE HALKÇILIK
237 Okunma.
22 Ocak 2022
13
290 Okunma.
18 Ocak 2022
Endüstriyel Et Yığınları
217 Okunma.
07 Ocak 2022
Batıcılık ve Aşağılık Psikolojisi
260 Okunma.
28 Aralık 2021
Kapitalizm İçerisinde Şans Oyunu ve İnsana Dair..
243 Okunma.
12 Aralık 2021
GÖNLÜ YOL GÖSTERİCİ, ELİ ÖPÜLESİ İNCİLÂ ÖĞRETMEN
331 Okunma.
29 Kasım 2021
Çok Farklı Bir Gelecek..!
338 Okunma.
28 Kasım 2021
Çok Farklı Bir Gelecek..!
216 Okunma.
23 Kasım 2021
EFESLİ HERAKLEİTOS'A SELAM OLSUN
233 Okunma.
15 Kasım 2021
TAVUĞUN BACAĞI..!
230 Okunma.
10 Kasım 2021
Deve Kuşu Politikası
225 Okunma.
Haber Yazılımı