Ozan Utku ARICAN Anadolu ve Türkler
Yazı Detayı
08 Aralık 2022 - Perşembe 15:10 Bu yazı 140 kez okundu
 
Anadolu ve Türkler
Ozan Utku ARICAN
oznn.utkk@gmail.com
 
 

‘Coğrafya kaderdir’.

Evet, bu cümleyi sık sık kuruyoruz. Konu Türkiye olduğunda, yaşanan sorunların temel sebebini Anadolu’nun stratejik konumuyla bağdaştırırız. Bu bir açıdan doğrudur tabiki.

 Türkiye konumu itibariyle tarihte her zaman göçlerin ve istilaların yaşandığı bir coğrafya oldu. Her daim ele geçirilmek istenilen önemli bir bölge olara kimi  ağızların suyunu akıttı. Ki uzunca bir süredir  Anadolu coğrafyası bizim hakimiyetimizde bulunuyor. Bizler göçleri de istilaları da göğüsledik, devletler kurduk, yıktık; yetmedi küllerinden yeni bir devlet daha kurmayı başardık. Coğrafya elbette insan yaşamını doğrudan etkiler.

Bizler, Anadolu’ya keşifler yaptığımızda bu coğrafyanın zenginliği gözlerimizi kamaştırdı. Suyu, toprağı, bereketi, medeniyetleri ve imparatorluğu içerisinde barındıran merkezi bir konumdaydı. Anadolu her açıdan bir çok yere açılan kapılara sahipti. Bir de yetmezmiş gibi Hıristiyan dünyası (devletleri) nin başına bela olan Türkler, Anadolu’nun kapılarına dayandı. Yerleşti ve uzun bir süre bu coğrafyaya  hakim oldu.

Dünya değiştikçe Anadolu’nun Türklerin hakim olduğu diğer toprakların Dünya düzenini sağlamak için Anadolu’nun parçalanması gerektiğini gördüler ve uygun zaman da bundan faydalandılar. Devlet, var olan topraklarını koruyamadığı için diğer devletlerin hakimiyeti altına girdi. Bazı milletler Osmanlı’ya sırtını döndü, bağımsızlık hevesleriyle isyan ederek diğer devletlerin yardımlarıyla mikro devletçikler olarak tarih sahnesine çıktılar. Örneğin hala Yunanlılar’ın yemek kültüründe dahi Türk izlerini görmeniz ne kadar olağan değil mi? İşte bu kalıtım imparatorluk artığı olduklarını gösteriyor. O yüzden bu da tarihsel ve siyasi açıdan çok değerli bağların kurulmasının önünü açtı. Bu da bir güç ve prestij getirdi. Zannımca getirmeye de devam edecek.

 Bu duruma en iyi örnek, Libya ile yapılan antlaşmadır  ya da Suriyelilerin Türkiye’yi ikinci ana vatan bellemeleri, Türk devletin göçmen kabul etme geleneğine duydukları güvendir (Buradaki temel amaç, Suriye iç savaşı sonucunda yaşanan göçlerin Türkiye’ye etkisini tartışmak ya da güzelleme yapmak değildir.).

Yani demem o ki, coğrafya kaderdir. Bu kaderin de bir sorumluluğu elbette vardır. Dört tarafı denizlerle çevrili, iki kıtayı birleştiren bir noktaya hakimsiniz. Ve işin daha da kötüsü Türk’sünüz. Dünya’nın başına bela olarak görülen Türkler, hiçbir zaman güçlensin diye desteklenmez. Tam tersine, Türk devletlerini sorunsuz bırakırsan yarın öbür gün Dünya’nın başına bela olup, sömürgecilerin/emperyalizmin planlarını bozacaklarına inanırlar. Çünkü, bizler hiçbir zaman bir  sömürgeci ya da emperyalist bir güç olarak hareket etmedik, koloniler kurup milletleri sömürmedik!

Tabii ki, bir milli ordumuzun, Türk patentli silahların üretilmesini istemeyecekler. Bu ülkede bilim adamları ansızın faili meçhullere kurban gitmedi mi?! Yazarları, çizerleri, askerleri, zulme maruz kalmadı mı? Düşünürleri süründürülmedi mi? Kuklalar oynatıldı, paralar dağıtıldı, kimileri satın alındı... Bu oyun ne yeni ne de yabancı olduğumuz bir konu değildi aslında. Sadece zamanla bazı şeyleri görememenin verdiği boşluk insanları bir çok gerçekliği değerlendirmekten uzaklaştırdı.

Öyle ki, coğrafyamız bir kaderse, kaderin bize sunduklarını biliyorsak, sorumluluğu alıyorsak; bu bir birimizle uğraşmamız niyedir.? Davamız birbirimizin yakasına sarılarak içten içe ruhumuzu kurutmak mı, yoksa birlikte aynı ülküyle hareket edebilmek  midir?

Davamız, Türk devletini ve milletini, her türlü güce karşı korumak mı, yoksa birbirimizi yok edip, gönlümüzün ve fikrimizin kör olması mıdır? Davamız ve töremiz, halkın ve devletin sorunlarını çözmek mi, yoksa kendi cebimizi doldurarak, hırsla bozuk para gibi insanları harcamak mıdır?

Bizim töremiz ve davamız, kaderimiz ve sorumluluğumuz, var olan kadere yön vermek mi, yoksa kadere yenik düşmek midir?

Hakikat nedir, gerçek nedir?  Ulusal bağımsızlık savaşımızın muzaffer kumandanı Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucu lideri, Ata’sı Mustafa Kemal de aynı soruların yanıtını şöyle vermiş:

” “Bu memleket, dünyanın beklemediği, asla ümid etmediği bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine, yüksek sahne oldu. Bu sahne 7 bin senelik, en aşağı, bir Türk beşiğidir. Beşik tabiatın rüzgarları ile sallandı; beşiğin içindeki çocuk tabiatın yağmurları ile yıkandı. O çocuk tabiatın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından evvela korkar gibi oldu; sonra onlara alıştı; onları tabiatın babası tanıdı, onların oğlu oldu; Bir gün o tabiat çocuğu tabiat oldu; şimşek, yıldırım, güneş oldu; Türk oldu. Türk budur. Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir.”

 
Etiketler: Anadolu, ve, Türkler,
Yorumlar
Yazarın Diğer Yazıları
04 Mart 2025
YOL HARİTASI
55 Okunma.
04 Şubat 2025
GÖKBÖRÜ
49 Okunma.
23 Ocak 2025
KARTALKAYA FACİASI ve DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
50 Okunma.
19 Ocak 2025
DEPREM GERÇEĞİ VE SOSYOLOJİK DURGUNLUK
50 Okunma.
17 Ocak 2025
YILLAR ÖNCE YAZDIĞIM BİR YAZININ ANIMSATTIKLARI
47 Okunma.
12 Ocak 2025
SURİYE MESELESİNE NASIL BAKMALIYIZ?
37 Okunma.
16 Ekim 2024
BARIŞ- DEMOKRASİ – CUMHURİYET VE NEO-LİBERALİZM?
76 Okunma.
20 Nisan 2024
Türk Rönesansı: KÖY ENSTİTÜLERİ (1940-1954)
115 Okunma.
01 Nisan 2023
Türk Siyasi Zihniyeti Neden Çözüm Üretemiyor?
199 Okunma.
29 Mart 2023
TÜRKİYE'DE DOĞRU SİYASET HANGİ İLKELERE DAYANMALI?
167 Okunma.
25 Mart 2023
HAYAT BİZE NEYİ ÖĞRETEMEDİ?
136 Okunma.
25 Mart 2023
GERÇEĞİN IŞIĞINDAKİ BUKALEMUN
149 Okunma.
04 Şubat 2023
TARTIŞMA VE ELEŞTİRİ KÜLTÜRÜ NİYE ÖNEMLİ?
214 Okunma.
30 Ocak 2023
GERÇEĞİN IŞIĞINDAKİ BUKALEMUN
148 Okunma.
21 Aralık 2022
ŞEREF VE İSTİKLÂL
155 Okunma.
12 Aralık 2022
İktisadi Krizler Tüketim Alışkanlıklarını Nasıl Etkiledi?
139 Okunma.
05 Aralık 2022
SİYASİ DURUŞ VE KİMLİK SORUNU
152 Okunma.
01 Ekim 2022
‘Türkiye, Türkiye’den Büyüktür’
164 Okunma.
01 Ekim 2022
KIVILCIM
149 Okunma.
30 Ağustos 2022
GAFLET-DALALET-HIYANET
173 Okunma.
29 Ağustos 2022
TOPLUMSAL ALZHEİMER
175 Okunma.
19 Temmuz 2022
TÜRKİYE'DE EĞİTİM ÜCRETSİZ Mİ?
183 Okunma.
19 Haziran 2022
ABD'NİN 'CAMBAZA BAK' OYUNU !
176 Okunma.
27 Mayıs 2022
FİYASKO: NEO-LİBERAL EKONOMİK-POLİTİKA
165 Okunma.
09 Mayıs 2022
AŞAĞILIK PSİKOLOJİSİ VE İNSANOĞLUNUN DEHLİZLERİ
206 Okunma.
06 Mayıs 2022
İNTERNETİN NATO'SU NE ANLAMA GELİYOR?
144 Okunma.
06 Mayıs 2022
TARİHTE BİR YOLCULUK.. (1)
158 Okunma.
06 Mayıs 2022
KÜLTÜREL DÖNÜŞÜM VE EĞİTİM
166 Okunma.
25 Mart 2022
BİR PULSUZ DÜŞÜNCE
193 Okunma.
25 Mart 2022
DOSTOYEVSKİ'den TOLSTOY'a...
201 Okunma.
25 Mart 2022
MABED
147 Okunma.
23 Mart 2022
ATATÜRK VE DEVRİM -2-
154 Okunma.
01 Mart 2022
BU GİDİŞLE...
195 Okunma.
01 Mart 2022
ATATÜRK VE DEVRİM -1-
153 Okunma.
15 Şubat 2022
CEPHANE
200 Okunma.
03 Şubat 2022
BELEDİYE, HALKLA İÇSELLEŞME VE HALKÇILIK
193 Okunma.
22 Ocak 2022
13
247 Okunma.
18 Ocak 2022
Endüstriyel Et Yığınları
167 Okunma.
07 Ocak 2022
Batıcılık ve Aşağılık Psikolojisi
209 Okunma.
28 Aralık 2021
Kapitalizm İçerisinde Şans Oyunu ve İnsana Dair..
190 Okunma.
12 Aralık 2021
GÖNLÜ YOL GÖSTERİCİ, ELİ ÖPÜLESİ İNCİLÂ ÖĞRETMEN
273 Okunma.
29 Kasım 2021
Çok Farklı Bir Gelecek..!
275 Okunma.
28 Kasım 2021
Çok Farklı Bir Gelecek..!
162 Okunma.
23 Kasım 2021
EFESLİ HERAKLEİTOS'A SELAM OLSUN
185 Okunma.
15 Kasım 2021
TAVUĞUN BACAĞI..!
179 Okunma.
10 Kasım 2021
Deve Kuşu Politikası
171 Okunma.
Haber Yazılımı