Ozan Utku ARICAN KIVILCIM
Yazı Detayı
01 Ekim 2022 - Cumartesi 14:26 Bu yazı 160 kez okundu
 
KIVILCIM
Ozan Utku ARICAN
oznn.utkk@gmail.com
 
 

 

     Toplumsal olarak asker ve kamu dendiğinde aklımıza son dönemlerde hep negatif düşünceler geliyor. Dünden bugüne yaşanan olayların sonucunda toplumsal hafızamızda kalıcı izler kaldı. İster istemez düşüncelerimizde kalıcı hale geldi. Bu fikirlerin değişmesi için zaman ve yeniliklere ihtiyacımız var. Bazı şeylerin değişmesi için taşların yerinden oynaması ve sonrasında doğru şekilde sürecin işlemesi gerekiyor.  Bakış açılarının değişmesi, oluşması, yaratılması bir zaman ve emek meselesi.

   15 Temmuz Askeri Cuntası’nın yapmaya çalıştığı darbe sonucunda Türk askeri kademesine duyulan güvende azalmalar yaşandı ve dünün şanlı, rol model mesleği olan askerlik, toplumun gözünde prestij kaybı yaşadı. Bu öznel düşüncemden öte, toplumsal bakış açısı haline geldi. Ancak sonrasında askeri teknolojide Türk ordusunun kat ettiği mesafeler ve gelişmeler prestijini yeniden arttırarak, milli duyguları arttırdı.  Tabiki boşalan kadroların doldurulması ve bu yeni yetiştirilen kadronun eğitim seviyesinin iyileştirilmesi noktasında belli başlı sorunlar yaşandığı fikri aklımızda yer tutmaya başladı. Kuleli Askeri Lisesi gibi tarihsel önemi olan bir okuldan GATA gibi önemli bir kuruma kadar tüm kurumların kapatılmasının doğru olmadığını konuşmaya başladık.  Toplumsal düşünümüze göre nasıl Yıldız Teknik Üniversitesi, Galatasaray Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi ve ODTÜ gibi okullarımız köklü ve iyi eğitim veriyorsa, askeri okullar da iyi bir eğitim veriyordu.  Ne yazık ki, bu okulların da adının kötü anılmasına yol açtılar ve prestijini toplumun gözünde zedelediler. Böylece okullara ve teşkilatlanmaya duyulan güven azaldı. Son yıllarda ise gerçekleştirilen operasyonlar, yeni silahlar ve teknolojiler sayesinde askerlik mesleğine duyulan güvende bir artış sağlandı. Diğer yandan Türkiye’de bir çok mesleki alanda yaşanan kontenjan sorunu sonucunda Askerliğe ve polisliğe yönelimde artış yaşandı. Böylece gençlerin bir çoğu kendini kurtarmak için bu mesleklere yönelmek zorunda kaldı. Burada lafımız mesleğine gönül veren ve can-ı gönülden bu mesleği tercih edenlere değil, yaşanan zorunluluğu vurgulamak adına söylenmiştir. 

   Tabiki eğitim oranının düşüşte olduğu kanaati sadece askerlik mesleğinde değil aynı zamanda polis eğitimlerine karşı bakış açısı içinde aynı şey geçerli.  Sonuçta CIA’nın taşeronu FETÖ’nün de çöreklendiği ve yuvalandığı yerlerden biri polis teşkilatıydı. Bunun yanında devletin neredeyse girmedik yer bırakmayan bu köstebekler, ülkede ne kadar kaliteli ve zeki öğrenci varsa devletin yetişemediği yerde çok iyi imkanlar sunarak kaptıkları öğrencileri kendi bünyelerine çekmiş, böylece ülkenin geleceğine de kastetmişlerdir! Bu keşmekeşlik sadece bir kuruma ait değil. Maalesef askeriyenin devletin diğer askeri bünyelerle ilişkisi düşünüldüğünde, MİT’in içine kadar sızdı.  Büyük ihtimalle de devletin gizli bilgilerine kadar erişti. Çünkü devletin kılcal damarlarına kadar sızılması emrini veren, şimdilerde yatak döşek yatan Fetullah Gülen’i bugünkü konumuna taşıyan, yapılaşmasını sağlayan daha önce gerçekleşen tarihsel bir süreçtir. Çok daha önce yapılaşmanın kurulabilmesi uygun ortamın oluşturulması bu yapılaşmanın önünü açmıştır. Burada içine düşülen ciddi hatalar vardır. 

   Türkiye’nin yabancı istihbarat örgütlerinden çektiği kadar, diğer çektiği konulardan birisi de kamu da yaşanan idare-i maslahatçılık ve denetimsizliktir. Devlet demek, kendi bünyesinde eleştirel ve yapıcı bir çekirdeği barındırır. Bu çekirdek yapı eleştiriden kaçındığı anda müdahale yeteneğini kaybederse, gittikçe çökmeye başlar. Bu gerilemenin ve çöküşün faturası ise halka kesilir ve kamu işi aksar, yürüyemez hale gelir. Diğer yandan eleştirel denetimden uzak bir kamusal yapı, ne oranda sağlıklıdır? Bunların Türkiye’de bulunan her kurum tarafından yeniden gözden geçirilerek, kendini denetleyebilen ve geliştirebilen bir hale getirilerek, tüm bünyesiyle kamunun her türlü tehlikeli etkiye kapatılması ve halka tam anlamıyla yüzünü dönmesi gerekmektedir. Bu dönüş sadece işleyiş bakımından değil, kanuni bakımdan da yeniden düzenlenmelidir. Çünkü kamu demek, devlet demek, hizmet demektir. Hizmet ise devletin işidir.  İş eksik, yanlış yapılabilir ancak kanunun dışında hareket edemez, etmemeli. Bu açıdan devletin denetim organları çalışmazsa her alanda sorunlar baş gösterir. Bu kaçınılmaz bir gerçektir.

  Yaşanacak süreçler Türkiye için neyi getirirse, ne kadar zor olursa olsun, bu karanlık ve puslu sürecin içinden tüm heybetiyle çıkmayı, aşmayı bilmelidir. Savaşın seyri en umutsuz ve ümitsiz olunduğu zaman, bir kıvılcımla gözlerdeki umut ateşi iliklerine kadar o milleti sarıp sarmalar. Bu millet yıkılmaz, geçilmez, yenilmez denilen her kim varsa zamanında yenmesini bildi.

 
Etiketler: KIVILCIM,
Yorumlar
Yazarın Diğer Yazıları
22 Mayıs 2025
ATA'NIN YOLU
41 Okunma.
04 Mart 2025
YOL HARİTASI
76 Okunma.
04 Şubat 2025
GÖKBÖRÜ
62 Okunma.
23 Ocak 2025
KARTALKAYA FACİASI ve DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
63 Okunma.
19 Ocak 2025
DEPREM GERÇEĞİ VE SOSYOLOJİK DURGUNLUK
58 Okunma.
17 Ocak 2025
YILLAR ÖNCE YAZDIĞIM BİR YAZININ ANIMSATTIKLARI
61 Okunma.
12 Ocak 2025
SURİYE MESELESİNE NASIL BAKMALIYIZ?
48 Okunma.
16 Ekim 2024
BARIŞ- DEMOKRASİ – CUMHURİYET VE NEO-LİBERALİZM?
86 Okunma.
20 Nisan 2024
Türk Rönesansı: KÖY ENSTİTÜLERİ (1940-1954)
123 Okunma.
01 Nisan 2023
Türk Siyasi Zihniyeti Neden Çözüm Üretemiyor?
210 Okunma.
29 Mart 2023
TÜRKİYE'DE DOĞRU SİYASET HANGİ İLKELERE DAYANMALI?
176 Okunma.
25 Mart 2023
HAYAT BİZE NEYİ ÖĞRETEMEDİ?
144 Okunma.
25 Mart 2023
GERÇEĞİN IŞIĞINDAKİ BUKALEMUN
160 Okunma.
04 Şubat 2023
TARTIŞMA VE ELEŞTİRİ KÜLTÜRÜ NİYE ÖNEMLİ?
225 Okunma.
30 Ocak 2023
GERÇEĞİN IŞIĞINDAKİ BUKALEMUN
154 Okunma.
21 Aralık 2022
ŞEREF VE İSTİKLÂL
167 Okunma.
12 Aralık 2022
İktisadi Krizler Tüketim Alışkanlıklarını Nasıl Etkiledi?
149 Okunma.
08 Aralık 2022
Anadolu ve Türkler
153 Okunma.
05 Aralık 2022
SİYASİ DURUŞ VE KİMLİK SORUNU
163 Okunma.
01 Ekim 2022
‘Türkiye, Türkiye’den Büyüktür’
175 Okunma.
30 Ağustos 2022
GAFLET-DALALET-HIYANET
184 Okunma.
29 Ağustos 2022
TOPLUMSAL ALZHEİMER
185 Okunma.
19 Temmuz 2022
TÜRKİYE'DE EĞİTİM ÜCRETSİZ Mİ?
195 Okunma.
19 Haziran 2022
ABD'NİN 'CAMBAZA BAK' OYUNU !
188 Okunma.
27 Mayıs 2022
FİYASKO: NEO-LİBERAL EKONOMİK-POLİTİKA
176 Okunma.
09 Mayıs 2022
AŞAĞILIK PSİKOLOJİSİ VE İNSANOĞLUNUN DEHLİZLERİ
216 Okunma.
06 Mayıs 2022
İNTERNETİN NATO'SU NE ANLAMA GELİYOR?
152 Okunma.
06 Mayıs 2022
TARİHTE BİR YOLCULUK.. (1)
167 Okunma.
06 Mayıs 2022
KÜLTÜREL DÖNÜŞÜM VE EĞİTİM
173 Okunma.
25 Mart 2022
BİR PULSUZ DÜŞÜNCE
204 Okunma.
25 Mart 2022
DOSTOYEVSKİ'den TOLSTOY'a...
212 Okunma.
25 Mart 2022
MABED
157 Okunma.
23 Mart 2022
ATATÜRK VE DEVRİM -2-
168 Okunma.
01 Mart 2022
BU GİDİŞLE...
204 Okunma.
01 Mart 2022
ATATÜRK VE DEVRİM -1-
163 Okunma.
15 Şubat 2022
CEPHANE
210 Okunma.
03 Şubat 2022
BELEDİYE, HALKLA İÇSELLEŞME VE HALKÇILIK
201 Okunma.
22 Ocak 2022
13
255 Okunma.
18 Ocak 2022
Endüstriyel Et Yığınları
174 Okunma.
07 Ocak 2022
Batıcılık ve Aşağılık Psikolojisi
217 Okunma.
28 Aralık 2021
Kapitalizm İçerisinde Şans Oyunu ve İnsana Dair..
199 Okunma.
12 Aralık 2021
GÖNLÜ YOL GÖSTERİCİ, ELİ ÖPÜLESİ İNCİLÂ ÖĞRETMEN
282 Okunma.
29 Kasım 2021
Çok Farklı Bir Gelecek..!
290 Okunma.
28 Kasım 2021
Çok Farklı Bir Gelecek..!
171 Okunma.
23 Kasım 2021
EFESLİ HERAKLEİTOS'A SELAM OLSUN
194 Okunma.
15 Kasım 2021
TAVUĞUN BACAĞI..!
188 Okunma.
10 Kasım 2021
Deve Kuşu Politikası
181 Okunma.
Haber Yazılımı