|
|||
KARTALKAYA FACİASI ve DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ | |||
Ozan Utku ARICAN | |||
oznn.utkk@gmail.com | |||
Bolu’da Kartalkaya Kayak Merkezi Grand Kartal Otel’de, çıkan yangın sonucunda 79 kişi yaşamını yitirdi. İhmaller zincirinin kim ve kimler yüzünden yaşandığını anlamaya çalışıyoruz. Yine televizyonlarda onlarca bilir kişi olayı değerlendiriyor. Kamu tarafında her kurumdan farklı sesler yükseliyor. Sonuç olarak 79 insanımızın içimizde yarattığı acı, daha da derinleşiyor. Hatta ölü sayıları dahi ne yazık ki artıyor. Yaşanan faciadan sonra her kurumun ve o kurumun başına getirilen kişilerin şapkayı önüne koyup düşünmenin ötesinde, hesap verilmesi gereken bir duruma gelindi. Bu hesap, keşke verilmeseydi ve gerekli önlemler zamanında alınsaydı. Kimse burnu kanamadan kurtulup hayatına devam etseydi. Yanan hayatlar, hayaller, yarınlar, umutlar oldu…
Bu sorunlarımızın üstesinden nasıl geleceğiz diye düşünmeden edemiyoruz. Adeta travmatik ve nevrotik bir toplum haline geldik. Toplum olarak yaşadığımız şeyleri atlatamadan, yaralarımızı saramadan yenisi açılıyor. Oysa her toplum kendini zamanla iyileştirir, tedavi eder. Biz yaşadıklarımızdan, tarihten ders alamıyoruz. Hayat bu kadar ucuz değil. Bir insanın büyüyüp topluma kazandırılması için zaman ve imkânlar harcanır, özveri gerekir. Bizler canlarımızı büyütürken aynı zamanda güvende yaşamalarını isteriz. İnsanın tarihten bugüne en önemli ihtiyacı güvenliktir. Her zaman kendini gelebilecek saldırılardan korumaya çalışmıştır. Bu yüzden kalabalık gruplar halinde yaşayan insan, örgütsel yaşama geçiş yapmak zorunda kalarak, daha komplike, sistemsel ve kurumsal yapı oluşturdu. Ve devletler oluşmaya başladı. Daha kısa ve öz bir şekilde anlamlandıracak olursak, devlet millet için, millet devlet için vardır. İkisi birbirinin parçasıdır. Biri olmadan diğeri yaşayamaz.
Çok uzun zaman geçmedi. Birkaç gün önce, depreme karşı acil önlem alınması gerektiğiyle ilgili bir yazı yazmıştım. Sosyolojik durgunluğun bizim için ne kadar önemli bir tehlike arz ettiğine, siyasetçilerin ve kamu kurumlarının önceliklerini felaketlerden önce belirlemesi gerektiğine dikkat çekmek istemiştim. Ne yazık ki, birkaç gün sonra Kartalkaya faciası yaşandı ve 79 insanımızın canına mal oldu. Maalesef artık kimin sorumlu olmasının ötesine geçmiş bulunuyoruz. Çünkü bu insanlarımızı artık geri döndürecek kudretimiz yok. Ne acı değil mi?! Ancak bundan sonra yaşanabilecek olan faciaların önüne geçmek için harekete geçmeliyiz. Nasıl ki olağanüstü olaylar sonucunda devlet ayağa kalkıyorsa, aynı şekilde böyle bir olaydan sonra da her alanda bu önlemleri almalıyız. Bu her beldenin, belediyenin, kamu kurumunun, siyasi partilerin, sivil toplum kuruluşlarının, basın-yayın kuruluşlarının görevi.
Siyasi Öncelikler İnsan Yaşamının Önüne Geçemez
Evet, Türk siyasal yaşamının en önemli sorunlarından biri işte bu, oy kaygısı. Nitekim insan yaşamında en önemli sorunlar ihtiyaçlardır. Bunlar karşılanmadan millet huzur içerisinde yaşayamaz. Elbette siyaset herkes için var. İktisadî kuraldır, insan ihtiyaçları sınırsızdır. Ancak bir konu acil ise, orada diğer ihtiyaçlar ötelenebilir. En azından çok elzem olmayanlar. Sonra ne oluyor, neler yaşanıyor? Televizyonlarda, sosyal medyada, suçlu kim diye arıyoruz. İşte suçlu olan bir türlü edinemediğimiz zihniyetimiz. Bizi engelleyen, yönlendiren, yapmaya ve yapmamaya zorlayan kültürel alışkanlıklarımızdır belki!
Eğitim ve Kültürel Durumumuzun Yaşadıklarımızla Ne İlgisi Var?
Eğitim ve kültürel durumumuz maalesef, bulunduğumuz toplumda hangi rolle ve karakterle hareket ettiğimizi göstermez mi? Gösterir. Bireyler zamanla yaşadıkları toplumun şeklini ister istemez alırlar. Toplumsal uyuşma ve etkileşim kaçınılmazdır. Ne yazık ki, bireysel dönüşümler yaşansa da toplumun geri kalanı kültürel ve eğitim hususunda gelişemez ve dönüşemezlerse, o toplum sürekli aynı şeyleri yaşayabilir. Son zamanlarda çok fazla üzerine düşündüğüm bir gerçek var; Toplumsal olarak ne kadar söylensek de her zaman bize benzeyen insanlara destek veriyoruz. Bu belki içten içe yaşadığımız, ancak buz dağının görünmeyen yüzünde kalan bir tarafımızdır.
Sonuç olarak, ihmalkârlık sonucunda 79 canımızı yitirdik. Faciaların ardı arkası kesilmeyen yıllarda, artık uyanış yaşamak zorundayız. Felaketin büyüğü küçüğü olmaz. Birçok sorunumuzun temelinde eğitim ve kültür yatıyor.
Yaşadığımız bu kara günlerde yaşamını yitirenlerin ailelerine sabır ve dayanma gücü diliyorum. İnsanın insanca yaşayabildiği, aydınlık ve güzel günlere…
|
|||
Etiketler: KARTALKAYA, FACİASI, ve, DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ, |
|