Türk kadınının seçme ve seçilme hakkının kabul edildiği 5 Aralık günü ülke genelinde olduğu gibi yerel düzeyde de belediye başkanları, milletvekilleri, siyasi parti sözcüleri, STK’lar tarafından anıldı ve kutlandı. Medya kuruluşları ve gazeteciler de mesleklerinin gereği olarak, bu konuda gerçekleşen toplantıları, yapılan açıklamaları izledi.

Başta CHP olmak üzere bir çok parti ve sivil toplum kuruluşunun günü anma ve kutlamalarında ‘İstanbul Sözleşmesi’ne yönelik göndermelerle ‘cinsiyette toplumsal eşitlik’  ile cinsiyetsizlik’, cinsiyet özgürlüğü’ ve cinsel ‘tercih hakkı’  kavramları üzerinden LGBT savunuculuğuna yönelik beyanlara ve düşüncelere tanık olduk.

Baştan belirtelim:  LGBT’yi hoş görenler, şu veya bu nedenle savunuculuğuna soyunmuş olanlar bile LGBT’nin ne olup/olmadığını, tarihsel ve toplumsal evrimini, günümüzde ‘özgürlük’ ve ‘insan hakları ve özgürlükleri’ açısından ne anlam ifade ettiğini, yıkıcı ve felaketle sonuçlanan sonuçlarını bilmiyor.

LGBT ya da GLBT; lezbiyen, gey, biseksüel ve transgender sözcüklerinin baş harflerinden oluşan bir kısaltma.Yani;  Kadın kadına ilişki, aşk ve seks, lezbiyenliği… Erkek erkeğe ilişki, aşk ve seks, Geyliği...Erkek veya biseksüel kadın ile diğer cinsel yönelimler arasında ilişki, aşk ve seks, Biseksüellikliği… MTF erkek veya FTM kadın ile diğer cinsel yönelimler arasında ilişki, aşk ve seks Transseksüelliği….Travestilik, İnterseksüellik genel ilişki  Transgenderliği içeriyor…

Toplumda kadın ve erkeğin arasındaki cinsiyet farkını anlamsızlaştırıp, cinsiyetsizleştirme ve sapkın ilişkilerin meşrulaştırılmasına Pedofili ya da sübyancılık diyoruz. Yetişkin bir kimsenin ergenlik öncesi çocukları veya ergenliğe yeni girmişleri cinsel açıdan çekici bulması ve cinsel eğiliminin çocuklara yönelik olmasına da sübyancılık  tıbbı literatür de pedofili deniyor, ve bu davranışa neden olan psikoseksüel rahatsızlık yanı sıra sapkınlığı da  beslemekte.. 

Önce LGBT nedir ve ‘özgürlük’ adına neyi savunuyor ve bugün ile geleceğimiz açısından ne ifade ediyor, dünü ve bugünüyle bunu bilmek ve anlamak gerekiyor. Kendi aile yaşamınızda savunmadığımız, özellikle  evlatlarımızı koruduğumuz, dışladığınız ve görmek istemediğiniz bir cinsel yaşamı ‘özgürlük’ ya da partiniz, lideriniz savunuyor diye  toplum içinde allayıp pullayıp, meşrulaştıramaz, savunamazsınız.! Kadın ile erkek arasındaki doğal ilişkiyi, mecrasında çıkartıp, doğal olmayan sapkın bir ilişkiyi  ‘özgürlük’ adına meşru kılmak hakkına da sahip değiliz. Bu aynı zamanda insan soyuna yani homosapiense tür olarak da ihanettir. Hele hele bu sapkın  özgürlük anlayışını,  Mustafa Kemal ’in özgürlük anlayışı ve yaşamı ile hiçbir Allah’ın kulunun örtüştürme hadsizliği ve edepsizliği olamaz.!

Bu küresel kapitalizm ve emperyalizminin, ABD ve Batı’nın insan soyuna, ülkelere, özne olarak insana,  Aile  ve toplum yapısına günümüzdeki planlı ve programlı en uç, en cüretkar, en alçak ve en sinsi saldırısıdır. ABD ve bir çok Batılı ülkede uyuşturucu satışı ve kullanımının yasallaşıp, meşrulaştırılması  gibi tüm bu ve benzeri faaliyetlerin bizzat yine ABD ve Batı tarafından fonlanarak, himaye edilip, teşvik edilmesi de sürpriz olmasa gerek.!

Sonuçta, ülke, toplum, birey ve aileler olarak uyanık ve uyarıcı olmalıyız.