|
||
Arıcan: Kuruoğlu ve İlkhaber | ||
Gazeteci-Yazar Engin Arıcan, İlkHaber gazetesinin kuruluşunu ve doğum gününü değerlendirdi. | ||
Bandırma Haberi | ||
|
||
|
||
“Büyük Bölgenin Büyük Sesi” rumuzu ile 15 Aralık 1992 yılında yayın hayatına başlamış ve yıllarca İLKHABER gazetesi olarak yayın faaliyetini başarıyla sürdürmüş İLKHABER gazetesinin genel yayın yönetmenliğini yapmış ve İLKHABER Ailesi’nin gazeteci ve yazarı, yöneticiliğini yapmış bir kişiyim.
Hani dener ya, dili olsa da konuşsa diye… Geriye dönüp, İLKHABER’in ve gazetenin dili olsa da konuşup, o yılları ve günleri, çekilenleri bir anlatabilse acaba ortaya neler dökülürdü bilemiyorum. Ortaya sadece gazete bünyesinde özveriyle yaşananlar mı dökülürdü, HAYIR..! Aynı zamanda çok ender basın-yayın kuruluşunun tanık olacağı şeylerin yanında bir kentin hatta bölgenin tarihi, ekonomik-politik, kültürel, sportif ve toplumsal açıdan tüm yaşadıkları da dökülürdü.
Bu, abartılı bir yorum mu, hayır..!
Bandırma ve bölgenin ilk günlük ofset, renkli gazetesinden söz ediyoruz. Gazete olarak ayın faaliyetine başlaması sonrası adım adım dergicilik ve radyo yayıncılığı ile ‘Yayın grubu’ yaşamını mesleki olarak düşün zenginliğini sosyal yaşama halı saha turnuvaları, toplu sünnet şölenleri, konferans ve panellerle, çevre kurultaylarıyla ,sanatsal etkinliklerle sürekli yenilenip, zenginleştirerek sosyal faaliyet alanını sürdürmüş İlkHaber’den söz ediyoruz ki, bölge ve Bandırma basın tarihinde, sene 2022, bunun hala bir başka örneği yok.!
Şu denebilir ve sorulabilir: Peki, ne oldu da, İlkHaber Basın-Yayın Grubu sustu/susturuldu? Susan ve susturulan İLKHaber miydi yoksa Bandırma mıydı?
Bu sorunun yanıtı bir makale konusu olmanın ötesinde bir veya birkaç kitap konusu! Konuya önce 1992 yılı 15 Aralık öncesi ve sonrasıyla bölgenin ve kentin yazılı basın dünyasının ve basın çalışanlarının içinde bulundukları atmosferin çözümlenmesinden ve yorumlanmasından hareketle yola çıkmak gerekiyor. İkincisi ise, gazeteciliğin mesleki açıdan düşünsel temel de çözümlenip ,analiz edilmesiyle işe başlamak gerekiyor.
Başka..!?
Gazete ve Yayın Grubu’nun sahibi İhsan Kuruoğlu’nun şahsının iyi tanınması ve bilinmesi gerekiyor. Ortaya Kuruoğlu tarafından yatırımcı bir iş adamı olarak basın ve yayıncılık açısından bir vizyon konulmuş ve yatırıma yönelip, herşey ilmik ilmik örülerek basın-yayıncılık alanında bir ilk başarılmış. Kuşkusuz, bu başarının altında da üstünde de Bandırma’nın ve bölgenin hala yakalayamadığı eşsiz ve başarılı bir kadrolaşma ve ekipleşme, eşsiz bir emek, düşün faaliyeti var. Sayim baba dahil, ustamız Nihat ustaya kadar Hak’kın rahmetine karışmış nice kalemdaşımız, bu kentin evlatları bu ocak’tan birer birer geçip, göçüp, gittiler.
‘Ocak’ sözcüğünü bilinçli yazıyorum. Çünkü, sahibi Kuruoğlu ile tüm yönetici ve çalışan aparatı emekleri ile İlkHaber’i salt basın-yayın faaliyetleri ile değil sosyal faaliyetleri ve sürekli gelişip, güçlenen düşün dünyası ile bir okula ve ‘aile ocağı’na dönüştürdü. Örneğin, bu kentin gazetecisi ve yazarı olarak ben, bu ocak’ta yetiştim. Kuruoğlu ve meslekdaşlarımın, gazeteci-yazar olarak yetişmem de, üretken kılınmamda hepsinin büyük emeği ve rolleri var. Eşim Aynur ve oğullarım hep birlikte adeta bu ocak’ta dövüle dövüle çelikleşti.
Peki, ne oldu da İlk Haber Yayın Grubu sustu, susturuldu?
Ülkemizin, ne yazık ki, adeta kaderi ve kara yazgısı olmuştur Her ne iş yapıyorsanız, makamınız ve mevkiiniz ne olursa olsun neye tanık olup ya da ne yaşarsanız yaşayın, soru sorup, yanıtlarının peşine düşüp, yanıtlarını da içinde yaşadığınız toplumla ulu-orta paylaşıp, dillendirmeyeceksiniz. Hele bir de gazeteci ve yazar-çizerseniz mesleğinizi unutup, susmanın erdemine ve faziletlerine inanıp veya inanır gözüküp uslu uslu uymayı, biat etmeyi iş edinip, ‘yaramaz çocuk’ olmayacaksınız. Gelene ağam gidene paşam demenin haksızlıklar ve adaletsizliklerle, yolsuzluk ve suistimallerle uğraşmayacak, görmezden geleceksiniz.
İlkHaber, kurucusundan yöneticisine ve çalışan gazetecilerine,yazarlarına ve çizerlerine hatta matbaa çalışanlarına kadar yayın faaliyetlerine başladığı ilk günden itibaren araştırmacı gazetecilik adına bu suçu işledi. Yerel gazete olma vasfının ötesine geçip aynı zamanda bölge ve hatta ulusal medyanın bir parçası, paydaşı haline geldi ve haramilerin, simsarların, tefecilerin, idare-i maslahatçıların, vatan ve millet düşmanlarının, beslemelerin, darbe severlerin, mafya bozuntularının, Cumhuriyet düşmanlarının hedefi oldu.
Bir de İlkHaber bünyesinde yayınladığımız ‘Kuvayı Gazete’ gerçeği var. FETÖ’cülerin devletin genlerine nüfus ettiği bir ortam da Fetullah Gülen’in bir CIA ajanı olduğunu yazan ve ülkenin ulusal bağımsızlığı ve egemenliği için örülen karanlığın üzerine cesaretle gitmiş, Alman vakıfları dahil yabancı vakıfların faaliyetlerini deşifre etmiş, katlinden önce Necip Hablemitoğlu gibi nice ulusalcı aydınlara sütunlarını açmış, radyosunda mikrofon sunmuş, kent ile kucaklaştırmış, başta ABD emperyalizmi olmak üzere AB ülkeleri ve siyonistlerle hesaplaşma içerisine girmiş bir İlkHaber’in içimizdeki işbirlikçilerin, beslemelerin hedefi olması kaçınılmazdı. Öyle de oldu..!
Önce FETÖ’cüler ve FETÖ’cülerle ilişkili polis, yargı ve kamu bürokratları eliyle takibe alınıp, keyfe keder hukuksuz telefonları dinlemeye alındı. İhsan Kuruoğlu ve ‘Yayın Grubu’ yönetici ve çalışanları, yazar-çizerleri Ergenekon operasyonları sürecinde Ergenekon iddianamesi kapsamında hazırlanan iddianameye kimi Kuvayı Gazete yazarları tutuklu olarak dahil edilirken, Kuruoğlu dahil bendeniz yanı sıra bir çok yoldaşımız şüpheli olarak dahil gerçekleştirilen operasyonlara dahil edildik. Bu da yetmedi ve FETÖ’cüler ile devlet içindeki uzantıları Ankara-Balıkesir-Bandırma üzerinden verilmiş talimatlarla önce FETÖ’cülerle ilişkili ve hala faaliyette bulunan bir yerel basın kuruluşu üzerinden talimatla yürütülen manipülatif, spekülatif dezonformatif haber ve yorumlarla İhsan Kuruoğlu ile şirketleri ‘Cumhuriyet tarihinin en büyük ihale yolsuzluğu ‘ yaptığı iddia edilerek 29 Ekim 2019 yılında gerçekleştirilen kapsamlı bir polis operasyonuna tanık olduk.
Kuruoğlu ve bir çok çalışanı uyduruk itham ve sahte belgelerle tutuklandı. Bu operasyon FETÖ’cülerin Balıkesir tarihinde devlet imkanlarını ve yetkilerini kullanarak gerçekleştirdikleri en kapsamlı operasyondur. Bu da yetmedi. Sahte belgeler ve uyduruk gerekçelerle yargı sürecinde ellerindekileri tutamayacaklarını bilen FETÖ’cüler dosyaya kan bulaştırıp, bir gazetecinin silahla yaşamını yitirmesinin sorumluluğunu cezaevinde tutuklu olarak bulunan İhsan Kuruoğlu’nu üzerine azmettirici olarak yine sahte belgeler, yalancı tanık beyanları üzerinden kurgulayarak dava dosyasını yine FETÖ’cü savcı ve heyetlerin konuşlandığı Beşiktaş Özel Yetkili Ağır Ceza’ya havale etti.
Burada ne mi oldu?
‘Cumhuriyet tarihinin en büyük belediye ihale yolsuzluğu’ olarak nitelendirilen ve bu amaçla operasyona tabi tutulup, tutuklanmış Kuruoğlu ve tutuklu kim var ise, ihale konusu dava dosyaları iki kez mahkeme tarafından bilirkişiye havale edilmesine karşın, suçlamaların hepsi düştü. Ne kaldı el de, Hayırsevener’in vurularak, yaşamını yitirmesi vakası.! Böylece, salt İhsan Kuruoğlu’nun değil, İlkHaber ile birlikte Bandırma’nın boynu vuruldu.!
Büyük ve usta şair Enver Gökçe’nin şiirinde dile getirdiği gibi;
“Türkiye yaşanmaz oldu! Her gün bir başka zehir. Görmedik, Bir bahçe, bir çiçek, bir şehir, Görmedik bir gülen, Hasılı bir ferah, bir rahat: Uğruna çekilen, Derttir, mihnettir Senden yana olduğumuz sebeptir Kollektif hayat!
II Türkiye yaşanmaz oldu! Gel gör halimiz yaman! Haramiler, bezirganlar elinden Aman, el aman! Kesilmiş mümkünüm, çarem Vay ne hal olmuş vatan! Güzel yarim İstanbul'dan ne haber? Dil-Tarih'ten, Emekçi'den, Sendika'dan? Şiddetin sabahı yakındır Dayan dizlerim dayan”
Sonrası, sonrası yok..!
Sözün bittiği yer de boynumuz kıldan incedir. Oyunu ve sonucunu biliyorsak yiğide düşen dört duvar arasında vazgeçtik işten, ekmekten, sizin ve ailenizin akıbeti Yaradan’a kalmışsa, kurulmuş düzen güne gelir, elbet bozulur. FETÖ’cülerin asker kılıklı teröristlerinin 15 Temmuz darbe girişimi milletin gayretiyle boşa çıkartılıp, başarısızlığa uğrayınca FETÖ’cü polisi, hakimi, bürokratı çil yavrusu gibi dağıldı, bir çoğu yurtdışına kaçtı. Yakalananlar mesleklerinden ihraç edilip, adalet önüne taşınıp, tutuklandı.
Peki, bitti mi? Hayır, bitmedi. Bu süreçte Kuruoğlu ,İlkHaber’e FETÖ’cüler ile ilişikli olan gazetecisinden polisine, savcısından hakimine, bürokratına kadar bir şekilde sinerek durumunu ve konumunu karumış olanlar hala aramızda.. Ben de bu FETÖ’cü hainlerin devlet bürokrasisinde etkin olduğu süreçte bu dosyanın tutuksuz sanığı yapıldım ve Beşiktaş’ta yargılandım ve sonuçta beraat ettim.
İlkHaber, Kuruoğlu, çalışanların kalemleri ve ne yazık ki, Bandırma, bölge böyle susturuldu. Gerçekten de kalemleri ve Kuruoğlu ile Bandırma susturuldu mu derseniz aldanır, avucunuzu yalarsınız. Yiğit düştüğü/düşürüldüğü yerden kalkıp, dikilmesini bilendir. Burası Türkiye ve Bandırma..! Hayatta hiçbir hesap ,hiçbir dava yarım kalmaz..! Günü gelir devran da, hesap da döner.. Atalarımız boşuna, alma garibin ahını çıkar aheste aheste dememişler..
İlkHaber’in kuruluş yıldönümünü kutluyor, yaşamını yitirmiş Ocak sakinlerine Allah’tan rahmet diliyorum. Başta İhsan Kuruoğlu olmak üzere tüm kalemdaşlarımı sevgiyle ve özlemle kucaklıyorum. Ne olup-bitmiş ve yaşanmışsa yaşansın vatan ve millet sağolsun.. Gerisi sadece kahırlı, çileli bir yolculuktu.. O kadar..! Yıkamadıkları İlkHaber’in kültürü ve Bandırmalılık işte böyle bir şey...
Bu şiir de günün anısına bendenizin kaleminden..: ’Poyrazın Çocukları..’
“Dalgaları göğüsledi ve dalgalar her vurduğunda kıyılara Param parça oldu, dağıldı Gülüşü dondu dudaklarında şaşkın bakışlarla yüzünü döndü kente şimdi bir o kadar yaktın bir o kadar uzak düştü çocukluk hayallerine Poyrazla secdeye varmış başaklar gibi hırçın, ak saçlı dalgalarla eridi bir çığlık yükseldi göğsünden çığlığının yalnızlığında boğuldu
Bandırma, esaret aşkım benim Özgürlüğe hep poyrazında yakalandım.”
Poyrazın çocuklarına selam olsun… |
||
|
||
Etiketler: Arıcan:, Kuruoğlu, ve, İlkhaber, |
|
||
|