"Yalnız Efe", "Kaşağı", "Başını Vermeyen Şehit", "Primo Türk Çocuğu" ve "Bahar ve Kelebekler" gibi öyküleriyle tanınan Ömer Seyfettin 6 Mart 1920'de İstanbul'da hayatını kaybetti.

104 YIL ÖNCE HAYATINI KAYBETTİ

Türk Edebiyatının en önemli isimlerinden birisi olan Ömer Seyfettin 104 sene önce hayatını kaybetti. Milli Edebiyatın temsilcileri arasında yer alan Ömer Seyfettin özellikle çocuklara yönelik öyküler yazdı. Olay hikayesi türünde eserler veren Ömer Seyfettin, aynı zamanda Dil Devriminin de öncüleri arasında yer aldı.

Ömer Seyfettin 11 Mart 1884'te Balıkesir'in Gönen ilçesinde Yüzbaşı Ömer Şevki Bey ve Fatma Hanım’ın çocuğu olarak dünyaya geldi. Babasının görevi nedeniyle İnebolu, Ayancık ve sonrasında da İstanbul’da yaşadı. 1896 yılında Kuleli Askeri İdadisi’ne yazıldıysa da buradan Edirne Askeri İdadisi’ne nakil olmuştur.

İLK HİKAYESİ 1902'DE YAYINLANDI

Her ne kadar yazarlığıyla bilinse de Ömer Seyfettin aynı zamanda bir askerdir ve esir düşmüştür. 20.yüzyılın ilk yılı 1900'de İdadi'yi bitiren Seyfettin daha sonra İstanbul'un yolunu tuttu. Harbiye'ye başladığı yıllarda edebiyatla ilgilenmeye devam etti. Mecmua-i Edebiye dergisinde ilk şiirleri yayınlandı. Öykü alanıyla da ilgilenen Ömer Seyfettin'in Tenezzüh adlı hikâyesi 13 Nisan 1902 tarihinde Sabah dergisinde yer aldı.

LİYAKAT MADALYASIYLA ÖDÜLLENDİRİLDİ

9 Ağustos 1903 yılında Harbiye'den mezun olan Ömer Seyfettin asteğmen rütbesiyle İzmir'e atandı. Burada bulunduğu sırada Makedonya'da başlayan isyanı bastırmak üzere görevlendirildi. Burada görevlerindeki başarılarından dolayı liyakat madalyası ile ödüllendirildi.

1906'da İzmir Jandarma Okulu'na öğretmen olarak atandı ve bu atama Ömer Seyfettin'in fikir dünyasına girmesini sağladı. Baha Tevfik ve Necip Türkçü gibi isimler fikir hayatını etkiledi.

BALKANLARDA YAŞANAN ZULMÜ ANLATTI

Ancak Ömer Seyfettin'in fikri dünyasını esas olarak şekillendiren dönem Selanik dönemidir. Ocak 1909'da Selanik Üçüncü Ordu'da görevlendirilen Ömer Seyfettin burada pek çok köyde görev yaptı. Görevi esnasında edindiği izlenimler ve özellikle Balkan çetecilerinin Türklere yönelik saldırıları "Bomba", "Beyaz Lâle", "Tuhaf Bir Zulüm" öykülerini yazmasını sağladı.

DİL DEVRİMİNİN ÖNCÜSÜ OLDU

Ömer Seyfettin'in pek çok yazısı takma ismiyle dergilerde yayınlandı. Ali Canip'e gönderdiği mektuplar ise Dil Devrimi'nin önünü açtı. 1910 yılında Ziya Gökalp'in teşvikiyle askerlikten ayrılan Ömer Seyfettin, ömrünü milli edebiyat davasına adadı. 11 Nisan 1911'de Genç Kalemler dergisinde başyazı olarak yayımlanan "Yeni Lisan" makalesi edebiyat tarihinin bir dönüm noktasıydı.

YANYA KUŞATMASINDA ESİR DÜŞTÜ

Fakat Genç Kalemler hareketi Balkan Savaşı nedeniyle sekteye uğradı. Yazı heyetini oluşturanlar dağılmak zorunda kaldı. Orduya yeniden çağrılan Ömer Seyfettin Yanya Kuşatması sırasında, Kanlıtepe'de 20 Ocak 1913 tarihinde 21 askeriyle birlikte esir düştü. On aylık esaret sürecinde "Mehdi", "Hürriyet Bayrakları" gibi hikâyelerini yazdı.

3 SENEDE 125 HİKÂYE YAZDI

15 Kasım 1913'te esirlikten kurtulan Ömer Seyfettin Kabataş Sultanisi'nde edebiyat dersleri vermeye başladı. 1915'te İttihat ve Terakki Fırkası ileri gelenlerinden Doktor Besim Ethem Bey'in kızı Calibe Hanım'la evlendi ancak bu evlilik 3 sene sürdü. Birinci Dünya Savaşı'ndaki yenilgi ve evlilik hayatının kötü gitmesi Ömer Seyfettin'i derinden etkiledi. O da pek çok aydın gibi çareyi Anadolu'da gördü. Ömer Seyfettin, hayatındaki olumsuzluklara rağmen yazmayı bırakmadı. 1917 ile 1920 yılları arasında 125 hikâye yazdı, 10 kitap doldurdu.

6 Mart 1920'de hayatını kaybeden Seyfettin'in ölüm sebebinin şeker hastalığı olduğu ortaya çıktı. 35 yaşında hayatını kaybeden Yazar, Türk edebiyatına adını yazdırmayı ve pek çok yeniliğin öncüsü olmayı başardı.