|
||
Dergiler kapanıyor yayınevleri ara veriyor | ||
Herhangi bir sermaye grubuna ait olmayan çok sayıda yayınevi kapanmanın eşiğinde, kitap yayınlamaya ara veriyor. Bir tarafta PTT gönderi ücretleri diğer taraftan astronomik kâğıt ücretleri nedeniyle çok sayıda dergi de sessiz sedasız kapanıyor. | ||
Türkiye Haberi | ||
|
||
|
||
Yükselen kâğıt, baskı, dağıtım maliyetleri yüzünden dergiler kapanmaya başladı. Sektör bir dar boğazda. Yalnız dergiler değil, kuşkusuz tüm sektörler tehdit altında. Yayınevleri de sektörün içinde bulunduğu bu sıkıntıdan payını alıyor. Birçok yayınevi yayınlarını durdurmuş durumda. Yayınlarını sürdüren yayınevleri de aylık kitap baskı sayısını yüzde 50 oranında azalttı. Basılan kitapların satış rakamları çok düştü. Notos, Varlık ve Dergâh gibi merkez dergiler ile pek çok dergiden peş peşe gelen üzücü haberler, yayıncılığın Türkiye’de nasıl zor şartlar yaşadığını gösteriyor. Sektör yetkilileri, edebiyat dergileri ve yayınevlerine nefes aldıracak adımların atılmasının artık hayati önem taşıdığını belirtiyor.
KÜLTÜR HAYATIMIZ ÇORAKLAŞIYOR“Dergi ve kitap yayıncılığının içinde bulunduğu durumdan nasıl çıkarız?” sorumuza, Heyamola Yayınları ve Roman Kahramanları dergisi yayın yönetmeni Ömer Asan; “Devletin tıpkı deprem fonu gibi yayıncılık fonu oluşturmasını acilen talep ediyorum. Başka türlü bu gidişi durdurmak zor” cevabını vererek sektörün içinde bulunduğu durumun artık alarm verdiğini belirtti. Bilim ve Ütopya Genel Yayın Yönetmeni Cemil Gözel ise; “Hayatta kalabilmek için bütün bu fahiş giderleri çıkardığımız yayınlara yansıtmak zorundayız. İstemediğimiz bir durum, ama mecburuz. Bu da meselenin okuru ilgilendiren boyutuna yol açıyor. Bu durum Türkiye’de okuma etkinliğini oldukça pahalı bir eyleme dönüştürdü. Ayda iki dergi iki kitap almak isteyen bir okur asgari 500 lirayı gözden çıkaracak. Daha fazlası da cabası… Böylece okur ya yayınevini suçluyor ya da okumaktan vazgeçiyor. En iyi ihtimalle okuduğu yayınların sayısını azaltıyor. Yani nereden bakarsanız bakın zarar gören kültür hayatıdır; bilimin toplumsallaşması sürecidir.”
Gözel bu durumdan nasıl çıkılacağı sorusuna ise şöyle yanıtlıyor; “Yayıncılık birlikleri, sendikaları, örgütleri bu konuda seslerini daha fazla çıkarmalı. Bir kamu baskısı yaratılmalı. Ve sonuç itibariyle devlet bu konuya el atmalıdır. Bu hayatî bir mesele hâline geldi. Bu mesele Türk milletinin kültürel gelişimiyle ilgilidir, dolayısıyla bir kamu meselesidir.” KRİZ NASIL GELDİGözel, krizin tamamen dışa bağımlı kâğıt ve baskı maliyetleri yüzünden geldiğini belirterek; “Türk lirasının döviz karşısında değer yitirmesi sonucunda ciddi şekilde yükselmişti. Öte yandan artan vergilerin, yükselen dağıtım ve depolama masraflarının da yayıncıların bu konudaki giderlerini önemli ölçüde artırmıştır” dedi. Ömer Asan ise, zaten oldukça zor dönemler geçiren yayıncılığın uzatmaları yaşadığına vurgu yaparak; “Pandemi öncesine kadar altı ay ödemeli kâğıt ve matbaa hizmetleriyle yayıncılık yapan bizlerin nakit odaklı çalışması mümkün değil. Sattığımız kitapların parasını da altı ay sonra tahsil edebiliyoruz. Yayıncılık tamamen devlet desteğine muhtaç hale geldi. AB ülkelerinde olduğu gibi kütüphane desteği verilmezse tamamen bittik demektir” durumun vahametine dikkat çekerek; “Yazarlar ve yayıncılar kaderleri birbirine bağlı insanlar. Yayınlanma, dağıtım olanağı olmayan bir düşüncenin hiçbir önemi yok. Şu anda belki de on binlerce kitap ve makale basılı mecralarda yayınlanmayı bekliyor. Diyeceksiniz ki dijital olarak yayınlanabilir. Ancak dijital yayıncılık henüz güvenli değil ve dünyada dijital okur-yazarlık binde beş oranında” dedi. Cemil Gözel; “Özellikle pandemiden bu yana yayın sektörünün bir bütün olarak zor durumda olduğu sır değil. Bu süreçte çok sayıda dergi kapandı, birçok yayınevi sınırlı sayıda kitap basarak hayatını sürdürmek zorunda kaldı; kimi yayınlar dijital platformlara yöneldi. Kâğıt sektörünün ithalata dolayısıyla dolara bağımlı olması, matbaacılık sektörünün fahiş elektrik ve doğalgaz zamlarına maruz kalması, kargo ve dağıtım giderlerinin neredeyse her ay dergi fiyatlarıyla ölçülecek boyutlarda artması yayıncılık sektöründeki kriz hâlinin sebebidir ve bu durum kültür hayatımızı derinden etkiliyor.”
KAPANAN VEYA ZOR DURUMDA OLAN DERGİLER2022 yılının başından itibaren birçok dergi kapanma kararı aldı. Kimi kapandı kimiyse okurlarının verdiği destekler sayesinde kapanışını erteledi. Son olarak Masa dergisi Temmuz sayısının son sayı olduğunu açıkladı ve yeni sayılarının çıkmayacağının duyurdu. 27 Şubat 1990 tarihinden beri düzenli olarak okurlarla buluşan Dergâh Dergisi, sosyal medya hesabı üzerinden Şubat 2022 tarihli 384. sayısı ile yayına ara vereceğini duyurdu: “32. cildimizin son sayısı olan Şubat sayımız çıktı. Maalesef okuyucularımıza üzücü bir haberimiz var: Bütün dünyada gözlemlenen kâğıt tedarikinde yaşanan zorluklar ve içinde bulunduğumuz şartlar dolayısıyla Dergâh Dergisi yayınına ara veriyor.” Yaşar Nabi Nayır tarafından kurulan ve ilk sayısı Temmuz 1933’te yayımlanan Varlık dergisi de bu süreçte sıkıntı yaşayanlar arasında. Dergi, “Varlık’tan Çağrı” başlıklı bir paylaşımla okurlarını abone olarak dergiye destek olmaya davet etti. 40 yıldır yayınlanan Yaba Edebiyat Dergisi hem sektörün içerisinde bulunduğu durumdan kaynaklı artık yayınlanmayacak. NOTOS VE PARŞÖMEN15 yıllık bir geçmişe sahip olan ve Notos ise 15 yıldır bilinen sloganıyla artık “1000’e yakın satış noktasında” bulunmuyor. Ülke genel dağıtımını bıraktı, yalnızca bir grup kitapçıda bulunacak. Dergi yöneticileri; “Onu yaşatmaktan vazgeçmeyeceğimiz için bunu geçici bir önlem olarak seçtik” açıklamasında bulundu. Parşömen dergisi de bir açıklamayla; “Parşömen Edebiyat dergisi olarak, 2007 yılının Ekim ayından beri sürdürdüğümüz yayın hayatımızı sonlandırıyoruz. Bu kararı almamızın pek çok nedeni var. Fakat şu aşamada bunları konuşmanın bir anlamı ve faydası yok. Bugüne kadar Parşömen Edebiyat’a maddi olarak destek veren, metin gönderen, bir biçimde emeği geçmiş herkese, ama en çok da okurlarımıza teşekkür ederiz” duyurusunda bulundu. Yayın hayatına yeni başlamış olmasına rağmen kısa sürede dikkat çekici bir çıkış yapan Ecinniler de ekonomik buhrandan ağır yara alanlar arasında. Dergi, sosyal medya hesabından Ocak-Nisan sayılarını birleşik olarak yayımlayacaklarını duyurmuştu: “Maddi-manevi çok yorulduğumuz günlerden geçiyoruz. Kendimizi ve ailelerimizi kuşatan sağlıkla ilgili durumlar da yaşadığımızdan Ocak-Nisan dönemine 2 sayı/dosya hazır edecek enerji seviyesinde olamadık maalesef. Ocak-Nisan sayımızı birleşik olarak (13-14) yakında yayımlayacağız.” “Notos, Varlık ve Dergâh gibi merkez dergiler ile pek çok bağımsız dergiden peş peşe gelen üzücü haberler, yayıncılığın Türkiye’de 2022’de nasıl çetin şartlara gebe olduğunu gösteriyor. Edebiyat dergileri ve yayınevlerine nefes aldıracak adımların atılması artık hayati önemi sahip. |
||
|
||
Etiketler: Dergiler, kapanıyor, yayınevleri, ara, veriyor, |
|
||
|