İlçemizin Yunan işgalinden kurtuluşunun 100.yıl etkinlikleri kapsamında  Belediyemizin organizasyonuyla 3 Eylül Cumartesi günü  Ömer Seyfettin Kültür Merkezi’nde Prof.Dr. Zekai Mete’nin  moderatörlüğünde   Prof. Dr. Mehmet Karayaman, Uzman Tacettin Akkuş, Dd.Zümrüt Üskül’ün konuşmacı olarak katıldıkları ‘100.yılında Gönen Paneli’ gerçekleştirildi.

Yerleşim yerlerimizin düşman işgalinden kurtuluşunun kamu ve yerel yönetimlerimizin öncülüğünde yıl dönümlerinin tören ve değişik etkinliklerle kutlanması önemli ve anlamlı. Ancak, son aylarda ve günlerde kurtuluş günlerinin ve farklı nedenlerle organize edilen etkinliklerin bir bayram ve festivaller kapsamında eğlencenin ve şova dönük gerçekleştiriliyor olması kamuoyunda tartışma konusu. Baştan belirtelim: Kimsenin festivaller, bir bayram havasında çalgılı/şarkılı sanatçılarla düzenlenen konserlerden, eğlentilerden rahatsızlığı yok. Olmamalı da. Kuşkusuz, içinde bulunduğumuz koşullarda olayın mali portresi de düşünülmeli ve lüks, abartılı harcamalardan da kaçınılmalı.

Ancak, konunun bir başka yönü daha var.  Ülkemizin ve vatan toprağının her noktasının, yerleşim yerlerinin düşman işgalinden kurtarılması ve Cumhuriyet Devleti’nin kuruluşunun tarihsel ve toplumsal bir anlamı ve önemi var. Bu noktada tarih bilinci ve kültürünün geliştirilip, güçlendirilmesi önemli. O nedenle şehrimizin düşman işgalinden kurtuluşunun 100.yıldönümünün kamu ve yerel yönetimler ve yöneticileriyle günün anlamı ve önemi üzerine organize edilen çeşitli panel ve konferanslar, sempozyumlarla anılmasının, edebi ve sanatsal, folklorik çabalar ve etkinliklerle kutlanmasının anlamı büyük.

Milli mücadele süreci ve ülkemiz ve şehrimizin düşman işgaline uğraması, işgal ve esaret yılları, milli mücadele ve kurtuluş söz konusu olduğunda Güney Marmara ve Kuzey Ege’yi de içine alacak şekilde şehrimizin tarihsel ve toplumsal açıdan verilmiş mücadelede özgün ve önemli bir yeri ve rolü söz konusu. Onun için Gönen’in kent olarak milli mücadele sürecinde oynadığı rolün ve önemin ayrıcalığı ve farkındalığının iyi bilinmesi yanında iyi dillendirilmesi gerekiyor.

Örneğin, Çakmak bayırı ve Yıldırım Müfrezeleri nezdinde  Kuvayi Milliyeci bir avuç evladımızın işgal yıllarında salt Gönen’de değil, tüm bölgeyi etkileyecek nitelikteki  ( ‘ ‘eşkıyalık’ asla değil) gerilla mücadelesinin destansı niteliğinin ve yönünün bilgisizlik ya da siyasi kaygılarla sulandırılmasına, verilen milli mücadelenin anlamsızlaştırılmasına,  mücadelede  öne çıkmış  isimlere yönelik itibarsızlaştırmaya yönelik anlayış ve  çabalara asla izin verilmemeli. Çakmak ve Yıldırım müfrezeleri, Çepnili Osman, Altı Parmak Nuri, Bacak Hasan, Pıtır Hüseyin, Kürt Hasan gibi isimlerin hepsi Gönen ve Türkiye demektir. Kavaklı Osman Bey’i saymıyorum bile… Tersi kimin haddine..! Gönen’in milli mücadelede direniş ve kurtuluş tarihi, cep kitapçığı ya da kolayından geçiştirilecek bir hikaye değildir. Onun için Kuvayi Milliye ruhu ve bilincinden vatan ve millet kavramlarının ağırlığından uzak ya da yabancı olanların milli mücadele ve kurtuluş tarihimiz üzerine söyleyecekleri fazla bir şey olduğuna inanmıyorum. Sömürgeciliğin ve emperyalizmin ne olduğuna yabancı olanların ülke ve şehrimizde yaşananlara layıkıyla tercüman olabileceklerine inanmıyorum.

Aynı sıkıntıyı ve sorunu döneminde ulusal kurtuluş savaşımızın muzaffer kumandanı ve Cumhuriyet Devleti’nin kurucusu Mustafa Kemal de yaşadığı içindir ki,’ Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan, yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır.’ Sözleri ile adeta bugünlere dikkat çekmiyor mu? Belki, şaşırtıcı olabilirsiniz ama değişmeyen gerçeğin önünde isteseniz de istemeseniz de saygıyla eğilmek zorunda kalırsınız. Gerçeğin böyle pis bir huyu vardır ve ne yaparsanız ne söylerseniz ne yazarsanız yazın  gerçek kendini anımsatır..

Kurtuluşumuz kutlu olsun..