|
||
İran edebiyatında ağıt geleneği | ||
İran kültüründe Kerbela ve 40 matem önemli bir yere sahip. Ülke son şehitlerini de bu kültürle uğurladı. Törenlerde, Kerbela için yakılan; ‘Ah Hüseyin ü vah Hüseyin’ ağıtı arşa yükseldi.İran edebiyatından ağıtlar.. | ||
Dünya Haberi | ||
|
||
|
||
Cenaze törenlerinde mikrofondan, duaların yanı sıra hıçkırıkların kestiği ağıtlar da yakıldı. Törene katılan mahşeri kalabalığı oluşturanlar, gözyaşları içinde ağıtlarla şehitlerine veda etti. İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi , Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abullahiyan ve diğer yetkililerin cenazeleri törenleri, üç gün boyunca dört şehirde düzenlendi. Cenazeler, Tebriz’den Kum’a, oradan da çarşamba günü Tahnan’a götürüldü. Reisi’nin cenazesi, daha sonra, Meşhed şehrindeki İmam Rıza Türbesi’ne defnedildi. Törende yüzbinler ağıt yakarak şehitlerini uğurladı. Tebriz Şüheda Meydanı'nda düzenlenen ilk törene on binlerce kişi katıldı. Tören sırasında mikrofondan yakılan ağıtlar, hıçkırık sesleriyle kesildi. Haj Mahmoud Karimi, Kerbela için yakılan “Ah Hüseyin ü vah Hüseyin” ağıtını okurken, İran halkı gözyaşlarına boğuldu. Türk Meddah Mehdi Resuli de meydanlarda ağıt okuyanlardandı. Şİİ KÜLTÜRÜ VE AĞITLARAğıtlar, Şii kültüründe önemli bir yere sahip ve yas kültürünü temsil ediyor. Bu kültürün Kerbela olayı ile başladığı biliniyor. Hazreti Muhammed'in torunu Hazreti Hüseyin ve 72 kişinin şehit düştüğü Kerbela olayı, İslam dünyasında asırlardır yad ediliyor. Kerbela olayı, Irak'ın Kufe kenti yakınlarındaki Kerbela Çölü'nde (10 Ekim 680) Emevi Devleti'nin ilk halifesi Muaviye bin Ebu Süfyan'ın ölümünden sonra yerine geçen oğlu, Emevilerin 2. Halifesi Yezid bin Muaviye'nin, Hazreti Hüseyin'in kendisine biat etmesini istemesi ile başladı. Biat etmeyen Hazreti Hüseyin’in katledilmesi nedeniyle yaşanan üzücü olaylar, Hazreti Muhammed'i ve onun Ehlibeytini derinden yaraladı. Yezid tarafından Hazreti Hüseyin ve Ehlibeytin 1382 yıl önce şehit edilmesi, siyasi hırs ve zulümlerin asırlarca dinmeyecek sonuçlar vereceğini gösteren acı bir örnek oldu. Hazreti Hüseyin ve beraberindekilerin, muharrem ayının 10'uncu günü olan Aşure Günü’nde şehit edilmeleri nedeniyle o gün, "matem günü" olarak görülür. Kerbela olayında, Hz. Hüseyin ve arkadaşları Kerbela Çölü'nün ortasında susuz bırakıldı. Hz. Hüseyin ve beraberindekiler, zulme boyun eğmemek için çarpışarak ölmeyi tercih etti. İmam Hüseyin tavrıyla bütün insanlığa mesaj vermiş, ne olursa olsun asla zalime ve onun zulmüne boyun eğmeyeceğini göstermişti. KERBELA VE AĞITFars kültüründe Kerbela ve 40 matem çok önemli bir yere sahip. Bu nedenle Reisi'nin cenazesinde de Kerbela üzerinden ağıtlar yakıldı. Peki bu ağıtlar ilk nasıl ortaya çıktı? Şah İsmail Hatayi Külliyatı’nda; “Bugün Matem Günü Geldi” ağıtı, diğer adıyla mersiyesi şöyle yer alır: Bugün matem günü geldi KERBELA ŞEHİTLERİNEMuhteşem-i Kâşî İran’ın en meşhur mersiye söyleyen şairidir. Onun Kerbela şehitlerine mersiye olarak kaleme aldığı ve Şii İranlıların yüzyıllardır muharrem ayında duygularını ortaya koymak için söyledikleri, terkib-i bendi şöyledir: Âlemin yaratılışındaki gibi nasıl bir kargaşadır bu ne figan ne eza ne matemdir bu TARİHİ GEÇMİŞİFars edebiyatında mersiye yazmanın tarihi geçmişi Cahiliye devrine kadar uzanır. Farslı kadınların cenaze törenlerinde manzum olarak kederlerini dile getirmiş oldukları şiir parçaları ilk mersiyeler olarak kabul edilir. Cahiliye dönemindeki Buhari’nin vermiş olduğu bilgi kapsamında, kadınlar cenazeler esnasında saçlarını döker, yüzlerini çizer ve kendilerine zarar verirlermiş; bu tavırlar İslam Peygamberi Hz. Muhammed tarafından yasaklanmıştır. ÖZELLİKLERİ VE ÖRNEKLERİAğıtlar, kimi zaman ölenin kaybından dolayı üzüntüyü dile getirmek, zaman zaman ölen kimsenin maharetlerini (yiğitliğini, kahramanlığını, cömertliğini) dile getirmek amacıyla yazılır. Şİİ VE ALEVİLİKTE AĞITŞiilik ve Alevilikte mersiye türü Kerbela Olayı ile özdeşleşir. Mersiye, Kerbela vakasını işleyen, Ehlibeyte ve On İki İmamlara bağlılığı, sevgiyi dile getiren bir şiir türüdür. Özelikle Muharrem Ayı boyunca söylenen ve Ehlibeyt taraftarlarının olduğu her coğrafyada ve her dilde söylenen ağıtlar bütünüdür mersiyeler. Taziye geleneği de, mersiye edebiyatı da Kerbela olayıyla ilgilidir. Bütün kaynaklar, Kerbela faciasının Hz. Peygamber’in vefatından sonra yaşanan olayların ulaştığı bir dönüm noktası olduğu konusunda birleşirler. TEKKE EDEBİYATIN AĞITTekke Edebiyatı’nın Bektaşi nev’inde Hz. Hüseyin için yazılan ağıtlar en çok bilinendir. Ünlü divan şairi Baki’nin Kanuni Sultan Süleyman’ın ölümü sonrasında yazmış olduğu Kanun-i Mersiyesi, bu türün iyi örneklerindendir. TÜRK KÜLTÜRÜNDE AĞIT (MERSİYE)Ağıt, anonim halk şiirinin yaygın nazım türlerinden birisidir. Ölüm ve yas gelenekleriyle bağlantılı olan ağıtlar için Türkiye’de ve Türkiye dışındaki Türk topluluklarında çeşitli terimler kullanılmaktadır. Özellikle İslamiyet öncesindeki Türk kültüründe ağıtların yoğun bir şekilde kullanıldığı alanların başında “yuğ” törenleri gelir. Ölen kişinin ardından düzenlenen cenaze merasimleri olan yuğlarda ağlama ve feryat etmenin yanı sıra ölen kişinin vasıflarını öven şiirler söylemek de geleneksel uygulamalar arasına girmiştir. Yuğ törenlerinde söylenen ağıtların, o zamanki adıyla “sagu”ların bir kısmı daha sonraki dönemlerde de ozanlar arasında söylenegelmiştir. Alp Er Tunga sagusunun böyle bir süreçten geçtiği düşünülmektedir. |
||
|
||
Etiketler: İran, edebiyatında, ağıt, geleneği, |
|
||
|