Likya Birliği
Haber
07 Ekim 2024 - Pazartesi 23:58 Bu haber 487 kez okundu
 
Likya Birliği
Likya Birliği siyasi, askeri, ekonomik, sosyal ve kültürel bir dayanışma birliğiydi. Meclisin toplantıları Birliğin başkenti Patara’da (Fethiye-Kaş yakınları) yapılıyordu. Birliğe üye kentler nüfus ve ekonomik büyüklükleriyle orantılı bir şekilde oy kullanıyordu
Türkiye Haberi
Likya Birliği

Likya bugün batısında Fethiye-Kaş kıyıları, doğusunda Antalya-Kemer kıyıları; kuzeyinde Denizli ve Burdur illeri ile güneyinde Akdeniz arasında kalan dağlık bölgenin Antik Çağ’daki adıdır. Hititlere kadar uzanan erken dönemlerdeki adı “Lukka Ülkesi”dir. Konuştukları dil ise Antik Çağ’da Anadolu’da yaygın olarak kullanılan, yerel Luvi dili ile ilişkilendirilen “Likçe”dir. Anadolu halklarından sayılan Likyalılar, Truvalıların Akhalar ile (Yunanlar) yaptığı Truva Savaşı’nda (MÖ 12. yüzyıl) ve Hititler’in Mısır’la yaptığı Kadeş Savaşı’nda (MÖ 1274) Anadolulu kardeşlerinin yanında savaşmışlardır.

 

Anadolu, Antik Çağ’da dışarıdan gelen hangi güçlerin egemenliği altında kalırsa kalsın, çoğunlukla yerel/yerleşik topluluklar ve kültürleri bu süreçlerde kesintisiz yaşamaya devam etmiştir. Bu durum kimi zaman direnerek, kimi zaman ise mevcut yönetimlere bağlılık göstererek olmuştur. Dinleri, dilleri, sanat ve mimarileri egemen devletlerin kültüründen etkilense de kadim kültürleri yıllarca etkisini sürdürmüştür.

Likya kültürü de bunlardan biridir. Likya’ya özgü yüksek dikme taş mezarlar, kaya mezarları, tapınak mezarları, ev tipi mezarlar ve semerdamlı (çatı biçiminde kapaklı) lahitler Likyalılardan bize kalan önemli ve eşsiz güzellikte eserlerdir. Tapınak mezar tipine en güzel örneklerden biri Nereidler (Deniz Perileri) Anıtı’dır. Londra’da British Museum’da bulunan bu eserde Pers-Yunan kültürünün etkilerini rahatlıkla görebilirsiniz.

ANTİK DÜNYANIN EN MÜKEMMEL YÖNETİM SİSTEMİ

Likya kültürünün tarihe armağan ettiği en büyük eserlerden biri ise “Likya Birliği”dir. “Tarihteki ilk demokratik birlik” olarak kabul edilen Likya Birliği’ni ünlü düşünür Montesquie “Antik dünyanın en mükemmel” yönetim sistemi olarak tanımlanmıştır. Likya Birliği’nin ayrıca ABD Anayasası’na ilham kaynağı olduğu da iddia edilmektedir.

Likya Birliği önceki tarihlerde de var olmakla birlikte esas olarak Roma’nın Anadolu’ya ve dolayısıyla Likya Ülkesi’ne egemen olmasıyla tarih sahnesine çıkmıştır. Roma Anadolu’ya nasıl gelmiştir, önce kısaca bu konuya değinelim.

Anadolu’nun tamamı gibi Likya da uzun yıllar yabancı güçlerin egemenliği altında kalmıştır. Persler döneminde Anadolu’nun diğer bölgelerinde de olduğu gibi Pers satraplar (valiler) tarafından yönetilmiştir.

Bölge daha sonra Makedonya Kralı İskender’in eline geçmiş, ölümünden sonra ise generallerin kurmuş oldukları krallıkların Anadolu topraklarını ele geçirmek için kendi aralarında yaptıkları savaşların ortasında kalmıştır. Son olarak bu krallıklardan biri olan Seleukos Krallığı’nın egemenliği altına girmiştir.

MÖ 500 ile 200’lü yıllar arasında Anadolu’da bunlar yaşanırken, İtalya’da Roma ezeli rakiplerini birer birer yenilgiye uğratarak “devler ligi”ne yükselmeye başlamış ve Etrüsk kökenli son kralı tahtan indirerek Etrüskleri, komşu diğer Latin kentlerini ve yakın/uzak düşmanlarını yenerek Akdeniz’in batısına hâkim olmuştur.

Bir taraftan Roma’nın Akdeniz’in tamamına hâkim olma arzusu, diğer taraftan Seleukos İmparatorluğu’nun topraklarını batıya doğru genişletme çabaları iki tarafın ordularını MÖ 190 yılında Magnesia’da (Manisa Yakınları) karşı karşıya getirmiştir. Burada yapılan savaş, Anadolu için yine kırılma anlarından biri olmuş ve Anadolu’nun kapıları savaşı kazanan Roma’ya ardına kadar açılmıştır.

ROMA’YA SADAKAT KARŞILIĞI ÖZGÜRLÜK

Likya toprakları Roma tarafından önce Rodos’a bağlanmış, ancak Rodos ile Likya arasında çıkan siyasi ve askeri çatışmalar, zayıflayan Roma-Rodos ilişkileri nedeniyle daha sonra Rodos’tan alınarak “özgür” ilan edilmiştir. Likya’nın özgür ilan edilmesiyle birlikte MÖ 167 yılında Likya Birliği resmen tanınmış olur. Tabii ki bu özgürlüğün bir bedeli vardır; Roma’ya ve İmparator’a tam bir sadakat.

Bu sadakat ve bağlılık aynı zamanda Likya’nın yaşamına devam etmesi anlamına gelmektedir. Likya uzun yıllar boyunca Roma’ya ve İmparator’a sadakatini göstermiş ve her seferinde Roma tarafından ödüllendirilmiştir.

MS 46 yılında resmen bir Roma Eyaleti olarak ilan edildiğinde bu özgürlüğünü kaybetmekle birlikte “Birlik” bir eyalet meclisi olarak varlığını devam ettirmiştir. Bu durum, bir bakıma Roma’nın Birliğe verdiği önem ve değeri de ifade etmektedir.

Likya Birliği siyasi, askeri, ekonomik, sosyal ve kültürel bir dayanışma birliğiydi. Meclisin toplantıları Birliğin başkenti Patara’da (Fethiye-Kaş yakınları) yapılıyordu. Birliğe üye kentler nüfus ve ekonomik büyüklükleriyle orantılı bir şekilde oy kullanıyordu.

Altı büyük kent; Ksanthos, Patara, Pinara, Olympos, Myra, Tlos üçer oy kullanırken, diğer üye kentlerin iki ya da birer oy hakkı bulunuyordu. Kentler Birliğe yine büyüklükleri oranında ekonomik katkı sağlıyor, savaş halinde federasyon ordusuna asker gönderiyorlardı.

Kentler iç işlerinde bağımsız, Likya genelini ilgilendiren konularda Birliğin kararları çerçevesinde hareket ediyorlardı. Savaş ve barış gibi önemli kararlarda ise Roma Senatosu devreye giriyordu. Birlik Meclisi her yıl dönüşümlü olarak bir yıllığına görev yapacak bir başkan seçiyordu.

Demokrasi kelimesi Antik Yunancaca demos (halk) ve krates (güç ve iktidar sahibi, egemenlik) sözcüklerinden türemiş, bu doğru... Ancak demokrasi sadece yetişkin erkeklerin oy kullanabildiği kadınların oy kullanamadığı, Atina dışındaki kentlerden gelenlerin oy hakkına sahip olmadığı ve kölelerin nüfusun çoğunluğunu oluşturduğu Antik Yunan’da mı doğmuş, işte orası biraz şüpheli!

Kaynak:

LUKKA’dan LİKYA’ya Sarpedon ve Aziz Nikolas’ın Ülkesi, Yapı Kredi Kültür Sanat ve Yayıncılık/Havva İşkan-Erkan Dündar, Sayfa 44-58/Helenistik Dönemde Likya ve Likya Birliği-Christof Schuler.

Kaynak: Editör:
Etiketler: Likya, Birliği,
Yorumlar
Haber Yazılımı