Savarona Yatı
Haber
27 Eylül 2024 - Cuma 15:15 Bu haber 606 kez okundu
 
Savarona Yatı
Hitler, yatı denizaltıları için ana gemi olarak kullanmak istiyordu. Kapora bile ödedi. Ancak Alman Büyükelçiliği’ne Atatürk’ün yatı istediği bildirilince, işler değişti
Türkiye Haberi
Savarona Yatı

Tarihi şan ve şerefle dolu Türk Donanması, bugün en parlak zaferini kutluyor. Preveze Deniz Zaferi’nin yıldönümü, aynı zamanda Türk Deniz Kuvvetleri Günü. Tüm yurtta kutlamalar, sergiler, konferanslar planlanıyor. Deniz Kuvvetlerimiz yalnızca Mavi Vatanımıza değil, Türk denizcilik tarihine, kültürüne de sahip çıkıyor. O büyük mirasın en kıymetli parçalarından biri ise Atamızın yadigârı olan Savarona yatı.

 

Yıllar içinde yangınlar gördü, baskınlara konu oldu, jilet olmaktan döndü... Şimdilerde ise modernize edilerek yeniden Türk Deniz Kuvvetlerinin kullanımına sunuldu.

Savarona’nın öyküsünü, Emekli Kurmay Albay Ali Rıza İşipek ile konuştuk. Albay İşipek, denizcilik tarihimizin en yetkin isimlerinden. Eski İstanbul Deniz Müzesi Komutanı… Deniz Harp Akademisi’nde Harp Tarihi dersleri vermiş bir öğretmen… Koleksiyoner, küratör ve yazar… İşte değerli komutanımızın Savarona hakkında verdiği çarpıcı bilgiler…

‘MEDENİYET İDDİASI LAFLA OLMAZ’

Atatürk, 4 Eylül 1936’da İstanbul’a gelen İngiliz Kralı 8’inci Edward’ın şerefine Moda Koyu’nda bir yelken yarışması düzenliyor. Bu yarışma sırasında ve sonrasında yaşanan gelişmeler, neticede Savarona’yı almamıza sebep oluyor. Neler oldu o gün, sizden dinleyelim…

Atatürk’ün davetlisi olarak İstanbul’a gelen İngiliz Kralı 8’inci Edward’ın şerefine 4 Eylül 1936 günü Moda Koyu’nda yelken yarışları düzenlenir. Atatürk, yarışı Kral Edward’la birlikte 1903 yılında inşa edilmiş olan yaşlı Ertuğrul yatında izlemektedir. Fakat Ertuğrul manevra yaptıkça bacalarından etrafa yağlı kurum yağdırmakta ve o sırada açık güverte üzerinde bulunan Atatürk, Kral Edward ve diğer misafirlerin elbiseleri de bu kurumdan nasibini almaktadır.

Kral Edward, beyaz elbisesine konan kurumu üfledikçe elbisesi daha da berbat olur. Atatürk’ün canı çok sıkılmıştır; durumu kurtarmak için, “Majeste bu yat epey zamandır çalışmadığı için, kazanları ısınıncaya kadar bu kurumlar bizi rahatsız edecektir.” der ve Kral’ın koluna girerek bitişikteki İngilizlerin görkemli kraliyet yatına geçerler.

Atatürk gün içinde yaşamış olduğu bu sıkıntılı durumdan çok rahatsız olmuş ve akşam yemeğinde yanındakilere, “Efendim medeniyet iddiası lafla olmaz, bu iddiaya girenlerin her malzemesi her hususta tamam olmalıdır. Yoksa insan işte böyle kepaze olur.” diyerek, aslında Ertuğrul’un artık miadını doldurmuş olduğunu ve genç Türkiye Cumhuriyeti’ni gururla temsil edecek yeni bir yata gereksinim duyulduğu gerçeğini devlet yetkililerine hatırlatmıştır.

HİTLER SAVARONA’YI NEDEN SATIN ALAMADI

- İddiaya göre Savanora yatını Adolf Hitler de almak istiyor. Sonra ne oluyor da yatı Türkiye alıyor?

Hitler, Savarona’yı Alman denizaltıları için ana gemi olarak kullanmak istiyordu. Amerikalıların bu satışa engel olacağını önceden tahmin ettiğinden, yatı doğrudan Alman Hükûmeti adına satın almamış, bir Alman vatandaşı tarafından araştırma gemisi olarak satın alınmış olarak gösterilmesini sağlamıştır. Yatın satışı üzerinde anlaşılmış hatta kaporası bile ödenmiştir.

Bu gelişmeler üzerine Alman Büyükelçiliği’ne bu yatın Atatürk tarafından özellikle istendiği bilgisi verilerek, bu alımdan vazgeçmeleri istenir.

Adolf Hitler de Atatürk’ün askerliğine hayrandı ve Avrupa’yı işgale hazırlanırken Atatürk gibi bir askeri karşısına almak istemiyordu. Sonunda Almanya, bizzat Hitler’in özel talimatı üzerine, yatın üstündeki tedbir kararını kaldırmak zorunda kaldı.

- Atatürk’ün Savanora’da çok kısa bir zaman kaldığını öğreniyoruz. Savarona’ya kimler misafir oluyor, hangi önemli toplantılara tanıklık ediyor?

Atatürk Savarona’da sadece 56 gün kalmıştır. Bu dönem içerisinde sadece Romanya Kralı Karol gemiyi ziyaret ederek Atatürk'le kısa bir görüşme gerçekleştirmiştir. Bunun haricinde Başbakan Celal Bayar ve bakanlar Savarona’ya gelerek Atatürk'e son gelişmeler hakkında bilgi veriyor ve onun direktiflerini alıyorlardı.

Atatürk gemide bulunduğu süre içinde ayrıca Türk Tarih Kurumu ve Türk Dil Kurumu yetkilileriyle sürekli toplantılar gerçekleştirmiştir. Ayrıca gemide Atatürk başkanlığında bir de Bakanlar Kurulu toplantısı yapılmıştır.

SAVARONA’DA BAKANLAR KURULU TOPLANTISI

- Savanora, Atatürk’ün Hatay meselesini çözdüğü zamana da tanıklık ediyor değil mi?

Atatürk’ün başkanlığında, Hatay meselesi nedeniyle 20 Haziran günü saat 14.30’da Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak, Başbakan Celal Bayar, Milli Savunma Bakanı Kazım Özalp, Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras, İçişleri Bakanı Şükrü Kaya, Bayındırlık Bakanı Ali Çetinkaya ve Dışişleri Bakanlığı Genel Sekreteri Numan Menemencioğlu’nun katıldığı Bakanlar Kurulu olağanüstü toplantısı yapılmıştır.

Atatürk’ün Savarona’da bulunduğu 3 Temmuz 1938, tarihimiz açısından oldukça önemli bir gündür. Genelkurmay II. Başkanı Asım Gündüz başkanlığındaki askeri heyetimiz Hatay’da, Fransız askeri ve Türk heyetleri bir dostluk anlaşması imzalayacak ve Hatay’ın devri hususu çözülecektir. Bu anlaşma uyarınca 4 Temmuz 1938 günü Türk askeri Hatay’a girecektir.

Hatay meselesi Atatürk’ün diplomasi dehası sayesinde kan dökülmeden barışçı bir şekilde sonuçlanmıştır. Fransızlara sürekli olarak Türk askerinin gerekirse Hatay’a gireceği mesajını vermiş, bu mesajın inandırıcı olmasını sağlamak için de her türlü tedbiri almayı ve gerekli reaksiyonları vermeyi ihmal etmemiştir.

- 27 Aralık 1948’de Bolu Milletvekili İhsan Yalçın, Meclis kürsüsünden şöyle diyor: “Atatürk'ün hatırasını milyarda bir nispette dahi olsa zedeleyecek bir mevzuyu şu kürsüde konuşmak bana çok ağır geldi. Arkadaşlar biz, eğer bu millete bu yatın ağırlığınca altın masrafı tahmil etse dahi onun masraflarını sırtımızdaki gömleği satarak bütün varlığımızı vererek seve seve ödemeyi kendimize bir vicdan borcu biliriz, zevk biliriz.” Bu sözleri kime söylüyor?

Atatürk’ün ölümünden sonra muhalefet partisi olan Demokrat Parti sürekli olarak Savarona yatının ve Atatürk’ün kullanmış olduğu Beyaz Tren’in, çok masraflı olduğu gerekçesiyle satılması ya da tadil edilerek başka maksatlarla kullanılmasını talep etmekte ve bu şekilde iktidar partisini sıkıştırmak istemektedir.

1948 yılı bütçe görüşmelerinde de Demokrat Parti bu görüşleri tekrarlayınca Bolu Milletvekili kürsüye gelerek Atatürk’ün yadigârı olan Savarona’yı sattırmayacaklarını dile getirmiştir.

TBMM’DE NEDEN HEP SAVARONA TARTIŞILDI

- Meclis’te 22 Kasım 1949’da Savanora tartışması tekrar başlıyor. Demokrat Parti Eskişehir Milletvekili Abidin Potuoğlu, Meclis kürsüsünden “Sayın arkadaşlar; 20 milyon değil, 20 lira da olsa, hattâ icab ederse batırmak suretiyle bu yattan kurtulmamız lâzım gelir.” diyor. Sonrasında ne oluyor?

Aynı toplantıda Zeynel Abidin Potuoğlu’na cevaben CHP Ordu Milletvekili Ziya Yusuf Ziya Ortaç söz istemiş ve üzüntü dolu bir isyanla Meclis’e şu şekilde seslenmiştir:

“Muhterem arkadaşlar ben de Savarona hakkında birkaç söz söyleyeceğim. Atatürk'ün ölümle pençeleştiği günlerde doktorlar onun hayatı için deniz ortasında tozsuz bir hava içinde yaşamasını kati olarak emrediyorlardı. Bize bağımsız bir vatan kazandıran Atatürk'ün sağlığı için Savarona yatı alındı. Bu yatı satın alanları takdir ederim.

"Şimdi bu yatı alan muhterem Celal Bayar'ın parti arkadaşları bize bu yatı niye satıyorsunuz diye sual soruyorlar. Muhterem arkadaşlar, ben bu yatı satın alan sayın Celal Bayar'a bu yatı niçin satın aldınız diye bir sual sormayı milli bir ayıp sayarım, onun için ben de muhterem Demokrat Parti arkadaşlarımdan rica ederim, onlar da bize hiç olmazsa niye satmadığımızı sormasınlar.” Bu sözler üzerine bir kez daha Savarona satılmaktan kurtulmuştur diyebiliriz.

- Her iktidar döneminde Savanora bir tartışma konusu oluyor. 1950’de Demokrat Parti iktidara geldiği zaman atıl durumdaki Savarona’nın akıbetini merak ediyoruz…

Demokrat Parti iktidara geldiğinde Savarona artık kurtulmuştur diyebiliriz. Çünkü Demokrat Parti Başkanı Celal Bayar denizi çok seven bir yatçıdır ve Savarona’yı çok sevmektedir. Savarona ile en çok gezen Cumhurbaşkanı da kendisi olmuştur.

Önceleri Mısırlı bir firmaya gemi kiralanır ancak gelen tepkiler üzerine bundan vazgeçilir. Daha sonra gemi Deniz Kuvvetleri’ne eğitim gemisi olarak kullanılmak üzere devredilir ve Savarona, 1951 yılından 1986 yılına kadar bu görevini sürdürür.

1989’da da ANAP Hükûmeti esnasında Savarona jilet olmaktan son anda kurtulmuştur. Önce gemi hurdaya çıkarılmış, daha sonra da tadil edilerek kullanılmak üzere armatör Kahraman Sadıkoğlu’na 49 yıllığına kiralanmıştır.

TÜRK DENİZ KUVVETLERİ’NİN KÜLTÜREL MİRASA SAYGISI

- 1979’da Savanora’da faili meçhul yangın sonrası yıllarca bir tartışma sürdü. Deniliyor ki, “Atatürk’ün kullandığı bütün eşyalar ve bütün antika eserler yandı kül oldu.” Bu iddia gerçek mi?

Türk Deniz Kuvvetleri personelinin genlerinde, bir asrı geçen köklü bir müzecilik ve kültürel mirasa saygı alışkanlığı bulunmaktadır. Deniz Müzesi Müdürleri de Atatürk’ün yaşamının son aylarında, yaklaşık iki ayını geçirmiş olduğu Savarona yatında Atatürk tarafından bizzat kullanılmış olan objeleri büyük bir öngörüyle, 1951 sonrasında gemi Türk Deniz Kuvvetlerine geçer geçmez ivedilikle müze envanterine dâhil etmiş ve sonsuza kadar korunmalarını bir anlamda teminat altına almıştır.

1979 yangınında Atatürk'e ait tek bir eşya dahi yanmamış ve kaybı olmamıştır. Atatürk tarafından kullanılmış olan yatak takımlarından yemek takımlarına, masa takımlarından koltuk takımlarına kadar Cumhurbaşkanlığı Dairesi’nde bulunan tüm eşyalar halen İstanbul Deniz Müzesi envanterine kayıtlıdır ve birçoğu sergilenmektedir.

Sadece Atatürk'e ait değil, gemide bulunan orijinal yağlıboya tablolar, kıymetli objeler ile gemiye krallar ve devlet başkanları tarafından hediye edilmiş kıymetli objeler de hâlen müzemizde bulunmaktadır. Bu obje ve eserlerin tamamının fotoğrafları kitabımızda yer almaktadır.

- Savanora, 1989 sonrası kendisiyle ilgili ile çok kötü olaylara da tanık oldu. Devletimizin bunlardan bir ders çıkardığını düşünüyoruz. Günümüzde Savarona’nın durumu nedir?

Gemi iki sene önce Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığına devredilmiştir. Personel ataması ivedilikle yapılmış ve bir yarbay komutasında subay, astsubay erbaş ve erler gemide göreve başlamıştır.

Savarona’nın Pendik Askeri Tersanesi’ndeki havuz onarımı yaklaşık bir sene sürmüş ve temmuz ayı sonunda gemi yeniden Mavi Vatan’a kavuşmuştur. Halen seyir tecrübeleri ve geminin donatılma işlemleri devam etmektedir. Bilahare geminin tekrar eğitim gemisi olarak kullanılacağını ve daha sonra da müze haline getirileceğini ümit etmekteyiz.

- Oryal Ünver ile beraber iki ciltlik Savanora üzerine kitap yayımladınız. Bu kitapları bir proje kapsamında yazdığınızı anlıyoruz. Biraz bahseder misiniz?

1 Ekim 2021 günü çoğunluğunu bahriyelilerin oluşturduğu bir görüntülü toplantımızın konusu “Şanlı Yavuz”du. Yapılan sunumun ardından icra edilen soru–cevap periyodunda, katılımcıların bir kısmı “Yavuz’un sökülmesinin bir hata olduğu ve bir müze haline getirilmesi gerektiği” yönündeki görüşlerini dile getirdiler.

Konunun “denizcilik kültürel mirasımızın korunması” açısından, üzerinde önemle durulması gereken bir husus olduğu yönünde hemfikir olunması üzerine, geçmişte yapılmış olan bu tür hataların, bir daha tekrarlanmaması adına benzer durumdaki gemilerimizin hangileri olabileceği tartışmaya açıldı.

Yapılan kısa bir inceleme sonucunda, “Atatürk’ten Yadigâr - TCG Savarona” ile dünya tarihinde, II. Dünya Savaşı, Vietnam Savaşı ve Kıbrıs Barış Harekâtı olmak üzere üç savaş görmüş yegâne gemi olma özelliğini taşıyan “TCG Ertuğrul”un öncelikle müze haline getirilerek, gelecek nesillere aktarılmasının son derece önemli olduğu konusunda görüş birliğine varıldı.

Bu kapsamda; TCG Savarona’nın müze yapılabilmesi için kamuoyunda bir farkındalık yaratılmasının ilk aşamada önemli olacağı vurgulanmıştır. Bu amaca hizmet edebilecek olan en önemli vasıtanın da TCG Savarona’nın tarihini ortaya koyacak bir kitabın olabileceği belirtildi, bunun ivedilikle yazılması gerektiği ve bahriyelilerin anılarının da bu kitapta yer alması kararlaştırıldı.

Bu aşama sonrasında çalışma grupları oluşturuldu, kaynaklar araştırıldı, kitabın içeriğinin nasıl olması gerektiği tespit edildi, tüm mezunlardan anılarını paylaşmaları ve ellerinde mevcut görsel materyali göndermeleri talep edildi. Kitap yazılması fikrinin öncüleri arasında olduğumuzdan, bahriye ananelerimiz burada da devreye girdi; koordinasyon, yazım ve derleme sorumluluğu tarafımıza verildi.

Kitabın 2023 yılında yayımlanmasının Türkiye Cumhuriyeti’mizin 100’üncü yılı ile yuvamız olan Deniz Harp Okulu’nun kuruluşunun 250’nci yılına rast gelmesi de, heyecan azim ve kararlığımızı artıran önemli bir itici güç oldu.

- Değerli komutanımız, Preveze Deniz Zaferi’nin 486. yıldönümü ve Deniz Kuvvetleri Gününüzü kutlarım. Atamızın yadigârı Savarona’yı tekrar kamuoyunun gündemine getirdiğiniz için size çok teşekkür ederiz. İzmir’de açtığınız “Preveze Deniz Zaferi ve Osmanlı Donanması” serginiz hayırlı olsun.

Ben de teşekkür ederim. Değerli İzmirlileri sergimize bekliyoruz.

Kaynak: Editör:
Etiketler: Savarona, Yatı,
Yorumlar
Haber Yazılımı