"Dediğiniz gibi TEKGIDA İŞ Sendikası Bandırma’da zaten vardı. Şube olarak da vardı. Tekel’in kapanmasıyla beraber doğal olarak bu bölgede örgütlü olduğumuz bir işletme kalmamıştı. Bandırma Bölgesine yakın olarak bir tek MAURİ Maya’da örgütlüyüz. Tavuk sektörü, beyaz et sektörü ağır çalışma koşullarının olduğu bir sektör. Ülkemizde de git gide yabancı sermayenin dikkatini çeken bir sektör beyaz et sektörü. TEKGIDA İŞ Sendikası olarak BANVİT’te 2020 yılının sonları, Kasım ayı gibi yetki belgesini aldık. Örgütlendik. Çünkü işçiler bize önemli oranda teveccüh gösterdiler. 40 ihtiyacımız varken 60 gibi bir oranla yetki belgesini aldık. Ve beyaz et sektöründeki örgütlenmelerin, BANVİT örgütlenmesiyle önünü açtık. BANVİT’ten sonra EGE Tavuk olarak bilinen BOLES firmasında örgütlenme yaptık. KESKİNOĞLU’nda örgütlenme yaptık. Boles’in fabrikası İzmir Kemalpaşa’da, Keskinoğlu da Manisa’da.  TEKGIDA İŞ Sendikası burada emek örgütü ile örgütsüz işyerlerini örgütleyebilmek ve çalışma alt seviyesini yukarıya çekebilmek gibi bir çaba içerisindedir. Biz BANVİT örgütlenmesini sadece Banvit işyerinin veya işletmesinin örgütlenmesi olarak düşünmüyoruz. Çünkü, Banvit’te bu örgütlenmeyi başardığımız zaman ve Toplu İş Sözleşmesiyle beraber diğer işyerlerini; Hastavuk, Bu Piliç gibi örgütsüz olan işyerlerini örgütlenme çalışmaları içerisine gireceğiz. Özellikle Susurluk, Bandırma tarafında. Bundan 30 yıl önce bu kadar çok özel sektör fabrika yoktu bu bölgede. Banvit gibi birkaç tane şirket vardı. Tavuk sektörü ağırlıklıydı ama artık bir çok fabrika var. Bu fabrikalardaki ortak özellik asgari ücrete, tam emek sömürüsü üzerine kurulu bir sistem. Bizim kırmaya çalıştığımız sistem de bu. Gıda iş alanında örgütlü bir sendikayız ama emek eksenli bir sendikayız ve sadece kendi gıda iş kolundaki işletmelerde örgütlenme çabası içerisinde değiliz. Çünkü fabrikalardaki bu asgari ücret zincirini kırabilmek lazım. Her Aralık ayında “asgari ücret ne olacak” tartışmalarından ziyade, her Ocak ayında Toplu İş Sözleşmesi görüşmeleriyle işçilerin hakkını, “ne verebiliriz, ne verecekler” diye beklemelerinden ziyade, “ne almalıyız”ı işçilerin tartışabileceği bir çalışma yaşamı hayal ediyoruz. Ülkemizde zenginin daha zengin, fakirin daha fakir olduğu ve git gide aradaki uçurumun arttığı bir dönemde işçi sınıfının da bu mücadelesiyle hep beraber çocuklarının da geleceğini kurabilmenin çabası içerisindeyiz. Çünkü artık ülkemizde eğitim paralı, sağlık paralı, bir çok şey paralı noktaya gelmişken, çocuklarına bir gelecek kurma şansı kalmıyor maalesef işçilerin. Bunu kırabilmek, bu çabanın içerisindeyiz. Onun için BANVİT bizim için önemli bir örgütlenme."