|
||
Türkçemizin kuyumcusu!Cemal Süreya | ||
Süreya, hem şiiriyle hem de şiiriyle yarışan düzyazılarıyla, bir kuyumcu gibi işlediği Türkçemizi zenginleştirmiş, güzelleştirmiştir. O bir Türk şairidir ama aynı zamanda bir dünya şairidir. Çünkü insanı ve insana özgü duyguları çok güzel anlatır. Cemal Süreya devrimcidir | ||
Türkiye Haberi | ||
|
||
|
||
Cemal Süreya, Aralık 1989’da, 58 yaşında, 21 gün sürecek derin bir komaya girdi. Onu 9 Ocak 1990 günü yitirdik. Süreya, hem şiiriyle hem de şiiriyle yarışan düzyazılarıyla, bir kuyumcu gibi işlediği Türkçemizi zenginleştirmiş, güzelleştirmiştir. O bir Türk şairidir ama aynı zamanda bir dünya şairidir. Çünkü insanı ve insana özgü duyguları çok güzel anlatır. Cemal Süreya devrimcidir. Sosyalisttir. Büyük bir şair, yazar olduğu kadar çok yönlü, çok birikimli, özgün bir aydındır. Cemal Süreya, aynı zamanda dergicidir. Maliyecidir. Yaptığı her işe dört elle sarılan, çok zeki, dürüst, çalışkan ve başarılı bir insan. Arkadaşlığa, dostluğa, şiire, edebiyata, politikaya, ince şakalara, alaycı anlatıma tutkun… Şu dizeler ona ait: Ulusçudurlar bunun kanıtı olarak viskiyi kâseyle içerler İçlerindeki sevgi insanları atlayarak hayvanlara yönelmiştir ŞİİR SANATI ÜSTÜNE ÇOK DÜŞÜNEN ŞAİRLERDEN BİRİTurgay Fişekçi, Cemal Süreya'nın çağdaş şiirimizde şiir sanatı üstüne en çok düşünmüş şairlerden biri olduğunu belirtiyor: “Yaptığı işin inceliklerini arayıp bulmayı, oradan şiirde yeni söyleyişlere, anlatım biçimlerine ulaşmayı temel uğraşı kılmış”tır. "Onun şiir düşüncesi ne kendi kuşağının şairleriyle ne de geçmiş şiirle sınırlı kalmıştır. Kendi dilinde yazan en genç şairlerden, dünyanın en ücra köşesindeki şairlere kadar geniş bir ilgi alanıdır bu. Üstelik yalnızca şiirleriyle de ilgilenmez şairlerin, bütün hayatlarıyla ilgilidir; diyelim Apollinaire'nin 1. Dünya Savaşı'nda asker kaputunun yaka numarasını sorsanız şıp diye söyleyiverir. O denli içli dışlıdır şairlerle." ‘CİNS ŞAİR’ VE ‘BÜYÜK ŞAİR’Cemal Süreya kendini "cins şair" olarak tanımlıyor. Bir de "büyük şair"lerden söz ediyor: "Sözgelimi Baudelaire benim için cins şairdir. Victor Hugo ise büyük şairdir. Büyük şair, galiba kitlelerin duygularını veya onların isteklerini yansıtmış, büyük temalara yönelmiş kişidir. Cins şairler ise hayatı, dünyayı daha çok kendi imbiklerinden geçirmişlerdir. […] Ülkü Tamer Cemal Süreya'nın "dünya şiirinin olanaklarından yararlanırken kendi özünü hep önde tuttuğuna" dikkat çekiyor ve ekliyor: "Kolaycılıktan hep kaçındı. Alışılmış'la ilgilenmedi." ŞİİR NEDİR? NASIL ŞAİR OLUNUR?Süreya, Aydınlık gazetesine şiirlerini gönderen genç şairlere seslendiği yazısında bu soruların yanıtını şöyle veriyor: "Şiir, hayatın ve düşüncenin köpüğü, çağın sesi, toplumun çığlığıdır. Halkın duyarlığıdır. Bu duruma erişmek o kadar kolay olmasa gerek. Ayrıca, bir anlatım, bir deyiş sahibi olmak da çok çileli bir uğraş sonunda ortaya çıkacaktır. VAN GOGH'UN SARILARI VE ÂŞIK VEYSEL'İN SESİÜlkü Tamer Cemal Süreya'nın "dünya şiirinin olanaklarından yararlanırken kendi özünü hep önde tuttuğuna" dikkat çekiyor ve ekliyor: "Kolaycılıktan hep kaçındı. Alışılmış'la ilgilenmedi." GENÇ ŞAİRLERİ DEĞERLENDİRİRKEN CÖMERTTİRNecati Güngör onun gönül zenginliğinden ve şairleri, yazarları destekleyici tutumundan söz ediyor: "Ismarlamak, hesap üslenmek, onda bir karakter özelliğiydi. (…) Yalnızca meyhane hesabını öderken değil, genç şairleri değerlendirirken de cömertti Cemal Süreya. Onları eleştirmekten adeta sakınırdı. Şiir yazanın hevesini kırmamaya özen gösterirdi. Kaynak: Feyziye Özberk, “Cemal Süreya, Papirüs Düşçüsüyle Buluşma”, Boyalıkuş, Edebiyat, 2016. |
||
|
||
Etiketler: Türkçemizin, kuyumcusu!Cemal, Süreya, |
|
||
|