|
||
Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli Toplantısı | ||
Toplantıya katılan Dr. Kesici, ‘Asrın felaketini ve asrın acısını yaşamaktayız. Birliktelikle sorunlar çok daha kolay çözülecek inancındayım. Risk zarara uğrama tehlikesidir ve zarara uğramadan ön alınması çok önemlidir’ dedi. | ||
Türkiye Haberi | ||
|
||
|
||
Önceki gün Dolmabahçe Ofisi’nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla yapılan Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli Toplantısı’na 80 kadar bilim insanı davetliydi. Her bir konuşmacıya 5 dakika konuşma süresi verildi, fikir ve öneriler dinlendi. Toplantıda tartışma olmadığı, farklı fikirlerin sunulduğu kaydedildi. İnşaat ve jeoloji mühendisliği uzmanlarının yanısıra jeoloji, sismoloji, orman mühendisliği, ziraat, iletişim, hukuk, halk sağlığı, tarih alanlarında isimlerin de yer aldığı seçkin topluluk, sadece depremi değil afetler ve afet öncesi çalışmalara ilişkin sunumlar yaptı. Farklı görüşlerden, farklı alanlardan davetli bilim insanları, beyin fırtınası yaptılar, afetlere karşı refah ve güvenlik için bilgi ve birikimlerini masaya yatırdılar. Toplantıda bulunan isimlerin değerlendirmelerini sorduk. FARKLI GÖRÜŞLER BİR ARADA “Toplantıda deprem dahil kuraklık, seller, yangınlar, çığlara kadar çok büyük afet riski var denildi, ancak odak depremdi. Geniş bir yelpazeden temsilciler vardı. Bir kısım konuşmacı, deprem bölgesinde yaptıklarını anlattı, bir kısmı uzmanlıklarına göre öneriler getirdi. Örneğin deprem afete karşı hazırlık müfredata girmeli önerisinden afetle ilgili hukuki düzenleme ihtiyacına kadar farklı öneriler dile getirildi. Kendi uzmanlık alanımla ilgili olarak, gelen öneriler arasında doğaya da zarar verecek öneriler olduğunu, bunların tartışılmadığını ifade ettim. Konuşmacılar arasında bir tartışma , olmadı, beyin fırtınası diyebiliriz. Olması gereken şey, bunları işler hale nasıl getiririz? Önerileri doğru veya yanlış olarak belirleyecek ve uygulayacak mekanizmaya ihtiyacı var. Bunun için de Sayın Cumhurbaşkanı’na bağlı olarak Afet Yönetimi Politikaları Kurulu kurulacağı açıklandı.” Prof. Dr. Doğanay Tolunay, sunumunda başlıklar halinde eksiklere dikkat çektiğini ifade etti:
“Öncelikli olarak enkaz kaldırma işlemlerinde asbest tehlikesinin dikkate alnmadığını gözlemlediğimi dile getirdim. Enkazların depolanması yanı sıra iyilerin yanında kötü uygulamalar da vardı. Maraş’ta ve Adıyaman’da dere yataklarına benzer vadilere, çukurlara enkaz bırakıldığını, sellerle yağışlarla bunun sorun olabileceğini belirttim. Yeni yerleşimler yapılırken acele edildiğini, özellikle iklim değişikliğine bağlı olarak gelecekte daha sıcak olacağını, bu ihtimalin dikkate alınması gerektiğine dikkat çektim. “Sayın Cumhurbaşkanı yeni yapıların inşasında fay hattına uzaklığına dikkate alınacağını söyledi. Orman alanlarına yakın yerlerde de yapılaşma olmamasına dikkat edilmesini söyledim. “Bölgede zaten kuraklık var, Mersin’e göç var ve çok büyük su sorunu var. Barajlarda su seviyesi düştü. Önlem alınması gerekir, diye ifade ettim. Önümüzdeki birkaç ay içinde bölgede kuraklık ve orman yangını beklendiğini, Tarım Orman Bakanlığı sorumluluğunda ele alınması gerektiğini söyledim. Bir başka konu da, İstanbul’da yapılacağı açıklanan 1,5 milyonluk 2 şehrin kurulması. İstanbul’a yeni kentler yapılması hatalı olacaktır, nüfusunu artıracaktır. Yapılaşma kuzeyde olacağı için ormana zarar verebilecektir. Bunun yerine İstanbul nüfusunu azaltacak önlemler alınmalı. İstanbul yerine Anadolu’ya yerleşim teşvik edilmeli. “Deprem bölgesinde ciddi bir toz bulutu var. Enkaz kaldırılırken sulanmalı, ama su sıkıntısı var. . İkincisi enkazda çalışanların kişisel koruyucu ekipmanları olmalı. Bunlara da da dikkate edilmeli. Ortak vurgu şu: Afet yönetimi sadece kriz yönetimi değil, afet öncesinden başlamalı. Afetten önce çalışılmalı. Katılımcıların ortak görüşü: Afetlere bütüncül olarak yaklaşılması gerektiği oldu. EN UZUN TOPLANTI
“Depremin tüm boyutlarıyla ilgili tüm bilim insanları, yani sağlık, sosyal, yer bilimleri hepsi vardı. Şöyle güzel bir şey oldu: Her kişiye 5 dakika süre verdiler, böylece herkes konuştu. Her bilim insanı kendine göre bilgi verdi, dinlendi. Toplam 6,5 saat aralıksız sürdü. Katıldığım en uzun toplantıydı. Ayrılan kimse olmadı herkes ordaydı. Siyaset üstü bir toplantıydı, çünkü sorun bütün Türkiye’nin sorunu. Her türlü kararı almadan önce danışarak alıyorsunuz. Mesela, eskiden fay yasasına ilişkin konuşmalar, itirazlar olurdu, engellemeye çalışanlar olurdu. Ama şimdi artık deprem oldu, fayın nasıl geçtiği yerleri parçaladığını gördüler, dolayısıyla şu anda artık fay üstüne de yapılaşma da olur diyen insan kalmadı! Bir gerçek ortaya çıktı. Konuşan bilim insanlarının dörtte üçü ortak paydada anlaştılar. Farklı görüş çıkmadı.” Dr. Erol Kesici - Süleyman Demirel Üniversitesi, Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi Emekli Öğretim Üyesi: Aynı zamanda Su Enstitüsü Kurucusu ve Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Bilim Danışmanı olan Dr. Kesici, Türkiye’nin Gölleri ve Sulak Alanları ve Sulak Alanların Korunması alanında çalışma yürüten bir isim.
“Çok güzel bir girişim. Birlikte olmak çok önemli. Bu sorun bizim sorunumuz. Kim çözecek? A, b, c, d demeden birlikte çözeceğiz. Acılar kederler paylaşılarak hafifleyecektir. Artık yeter! llk kez deprem yaşanmıyor. Beş on yıl değil, 200 yıldır yaşıyoruz. Riski yaşadıktan sonraki konuşmalar, maç sonucu yapılan maç yorumuna benzememeli. Biri veri eksikliği var dedi mesela… Türkiye’de veri eksikliğinden nasıl söz ederiz? Ne demek! İnternet var, niversitelerimiz var, uydudan alıyorsunuz, nasıl mümkün olur veri olmaması? “Suyun sesini duyun dedim. Yüzde 80 suyu tarımda kullanıyoruz, ama bilimsel yöntemlerle yüzde 40’a indirebiliriz. İlk aklımıza gelen dişimizi nasıl fırçalayacağız. Ana nokta tarım olmalı. İklimimiz kurak, tarımımız sulak! Su ihtiyacmız var, t ekrar arıtarak kullanmalıyız. Arıtalım tekrar kullanalım. Uzun bir toplantıydı. 2,5 da toplandık 9,5 ta çıktık. Birlikte olursak her şeyi yapabiliriz. Türkiye bu açılardan yetkin. Artık bahaneleri konuşmamamız lazım. 20 sene önce konuşulanları tekrar etmedik. Konteyner evler nerede yapılır, oralarda ecza deposunu nasıl geliştirebiliriz? Birçok sosyal hizmeti konuşmalıyız… Asrın felaketini ve asrın Acısını yaşamaktayız. Başımız sağolsun. Birliktelikle sorunlar çok daha kolay çözülecek inancındayım. Risk zarara uğrama tehlikesidir ve zarara uğramadan alınması çok önemlidir.” KİMLER DAVETLİYDİ? Prof. Şükrü Ersoy, Prof. Dr. İlber Ortaylı, Prof.Erhan Afyoncu, Prof. Ayşe Nuhoğlu, Prof. Naci Görür, Prof. Fatma Zeynep Aygen, Prof. Hasan Sözbilir, Prof. Doğanay Tolunay, Prof. Handan Türkoğlu, Prof. Lütfi Akça, Prof. Nurcan Meral Özel, Prof. Oğuz Cem Çelik, Prof. Okan Tüysüz, Prof. Orhan Şen, Prof. Refik Korkusuz, Prof. Sadık Bakır, Prof. Serap Şimşek Yavuz, Prof. Barış Salihoğlu, Prof. Burcu Özsoy, Prof. Mikdat Kadıoğlu, Prof.Kasım Yenigün, Prof.Aliye Ahu Akgün, Prof. İmdat As, Prof. Feridun Emecan, Prof. Şener Üşümezsoy, Prof. Ali Koçak, Prof. Mustafa Ilıcalı, Prof. Yaşar Tatar, Prof. Sefa Saygılı, Prof. Cemalettin Okay Aksoy, Prof. Tuncay Taymaz, Prof. Recep Çakır, Doç.Ece Baban, Dr. Hayri Baraçlı, Dr. Mehtap Aras, Dr. Nilan Ergenç, Dr. Ruhi Can Alkın, Dr. Seda Yurtcanlı Duymaz, emekli hâkim Turan Ateş, Dr. Vildan Koçbeker, AKUT Başkanı Zeynep Yosun Akverdi, araştırmacı Ahmet Yakut, Dr. Cüneyt Tüzün, İnşaat Mühendisleri Odası Genel Sekreteri Dilek Bekiroğlu, mimar Emre Arolat, emekli öğretim üyesi Dr. Erol Kesici, Dr. Fatih Sütçü, Mustafa Erdik, Nevzat Sayın, Sinan Genim, Talha Kös, Yoshimura Moriwaki, Murat Bardakçı, Ertan Aydın, Bora Hızal, Kemal Önder Çetin ve Sibel Salman. |
||
|
||
Etiketler: , Türkiye, Ulusal, Risk, Kalkanı, Modeli, Toplantısı, |
|
||
|