Konu, Balıkesir ve Büyükşehir olduğunda tarihsel ve topumsal açıdan Körfez de Edremit ile özellikle  Güney Marmara’da Bandırma arasında vilayet olma konusunda bir rekabete tanık olursunuz. Bunda ne Balıkesirliler’in ne Edremitliler’in ne de Bandırmalı vatandaşların dahli yoktur.

Kentler arasında yaşanan bu  rekabet ötesi çekişme salt bize de özgü değildir. Cumhuriyet tarihinde Türkiye  coğrafyasında bir çok il ile ilçe hatta belde ve köyler arasında bile  benzer çekişmelere, zaman zaman sertleşen rekabete hatta geçmiş yıllarda yaşanmış tatsız ve hoş olmaktan uzak olaylara tanık olursunuz. Bu tür vakalarda kimi zaman kültürel, kimi zaman ekonomik faktörler gibi bir çok faktör  rol oynar.

Örneğin, Bandırma’da 2010 yılından bu yana Bandırmaspor taraftarlarınca kutlanan “Dünya Bandırmalılar Günü” Kutlamaları Balıkesir basının da  değişik haber ve yorumlara neden oldu. Öncelikle belirtelim: Gün uydurma bir gündür ve Bandırmaspor’un bir üst lige şampiyon olarak çıktığı günün sevinci ve coşkusunu yansıtmaktadır. Bu günün kutlamalarına ‘dünya’ nın eklemlenmesi ise, kentsel çoşkunun  kente ve ülkeye duyurulmasından vazgeçtik, dünyaya duyurulması amacını taşır. Niyet, her yönüyle halistir.

Ancak, bu konuda başta siyasilerden ve partilerden başlayarak oy ve yerel de iktidar  genel de vekil çıkartabilmek için yerleşim yerleri ve insanları arasında rekabetin kışkırtılıp, kızıştırılarak, her seçim arifesinde siyaseten ‘oyunuzu bize verin.. sizi il, ilçe, belde yapacağız’ vaatleriyle umut tacirliğine soyunanların yerleşim yerleri ve insanlar arasında ayrımcılığı besleyip, kaşıdıklarını yaşadık, tanığıyız.. Bunun sonuçları ise ağır mı ağır.. Bu durdum, ‘biz’ kavramından  öte ‘ ben’ kavramını  öne çıkartıp, toplumsal birlik ve beraberliği, dayanışmayı baltalıyor. Kentsel ya da toplumsal sevinç ve çoşku renk değiştirmeye başlarken, ortak akıl bir çok durumda tatile çıkıyor. ’Onlar’ ve ‘ biz’ ayrımcılığının  mantıklı hiçbir yönü yok.!

Oysa ki, Büyükşehir,20 ilçesi, kırsal mahalleleri ile büyükşehir.20 ilçe de kırsal mahalleleri de kendi başlarına da bir bütün olarak da başlı başına bir değer.. Bu olayın sosyolojik, ekonomik, kültürel, felsefi, psikolojik ve siyaset bilimi açısından değerlendirilmesi ise ayrı bir yazı konusu..