Cadde ve sokakta  Türkiye, dışa bağımlı bir ülke mi ve Türkiye, hangi ülkeye bağımlı bir ülkedir diye  genel olarak alacağınız yanıt bellidir: Türkiye, başta ekonomi olmak üzere hemen her alanda   ABD dahil, Batı’ya bağımlı bir ülkedir.! Halkın bu düşüncesi ve kanaati bu gerçeklik zaten yapılan tüm anketlere de yansıyor.

Tam bağımsız ve egemen bin ülke olma yolunda Mustafa Kemal öncülüğü ve rehberliğinde verdiğimiz Başkomutanlık Meydan  Muharebesinin ve kurtuluşumuzun 100.yılını kutluyoruz. Önümüzdeki yıl ise Cumhuriyet Devletimizin kuruluşunun 100.yılını kutlamaya hazırlanıyoruz. Ulusal Kurtuluş Savaşımızın Başkomutanı ve Cumhuriyetimizin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk Nutuk’da şöyle demiş:

“Tam Bağımsızlık, bizim bugün üzerimize aldığımız vazifenin temel ruhudur. Bu vazife, bütün millete ve tarihe karşı üstlenilmiştir. Bu vazifeyi yüklenirken, tatbik kabiliyeti hakkında şüphe yok ki çok düşündük. Fakat, netice olarak edindiğimiz görüş ve iman, bunda, muvaffak olabileceğimize dairdir. Biz, böyle işe başlamış adamlarız. Bizden evvelkilerin işledikleri hatalar yüzünden, milletimiz sözde mevcut zannolunan bağımsızlığında kayıtlı bulunuyordu. Şimdiye kadar Türkiye'yi, medeniyet dünyasında kusurlu gösteren neler düşünülebilirse hep bu hatadan ve bu hataya uymadan doğmaktadır. Bu hataya uyma neticesi, mutlaka, memleket ve milletin bütün haysiyetinden ve bütün yaşama kabiliyetinden soyunma ve uzaklaşmasını gerektirebilir. Biz, yaşamak isteyen, haysiyet ve şerefiyle yaşamak isteyen bir milletiz. Bir hataya uyma yüzünden bu özelliklerden mahrum kalmaya tahammül edemeyiz. Bilgin, cahil, istisnasız bütün millet fertleri, belki içinde bulundukları güçlükleri tamamen anlamaksızın, bugün yalnız bir nokta etrafında toplanmış ve fakat sonuna kadar kanını akıtmaya karar vermiştir. O nokta, tam bağımsızlığımızın temini ve devam ettirilmesidir.

"Tam bağımsızlık denildiği zaman, elbette siyasî, malî, iktisadî, adlî, askerî, kültürel ve benzeri her hususta tam bağımsızlık ve tam serbestlik demektir. Bu saydıklarımın herhangi birinde bağımsızlıktan mahrumiyet, millet ve memleketin gerçek mânasıyla bütün bağımsızlığından mahrumiyeti demektir. Biz, bunu temin etmeden barış ve sükûna erişeceğimiz inancında değiliz."(1921,Nutuk)

Yine genelde orta yaş ve üstünde kime tabiri caiz ise gün görmüş kime sorarsanız Türkiye, artık dünün Türkiyesi değildir. Bu millet ülke olarak birilerine bağımlı olmanın sonuçlarını yaşamının her safhasında gördü, yaşadı. Yani bu konuda tercümana ihtiyacımız yok. Ceddimizin düşman işgalinden, esaretten kurtulmak için ölümüne verdiği mücadeleyi de biliyor, vatan olarak bellediği bu coğrafyada bağımsız ve egemen bir millet olarak var olabilmenin zorluklarını da, yerli ve milli üretimin  önemini de biliyor. Bilmek, görmüş ve yaşamış olmak da yetmiyor. Çünkü,bağımsızlığımız ve egemenliğimizi birilerinin lütfu ile değil, kanımız ve canımız pahasına savaşarak elde ettik.Elde etmek gibi  Küresel Efendilerin egemenliğindeki dünyada konumak , gelecek kuşaklara emanet etmek  de başlı başına bir dert ve mücadele sorunu.

Aha sınırdaşımız Irak’ın, Suriye’nin, Ukrayna’nın, Azerbaycan’ın, Afganistan’ın, KKTC’nin, Akdeniz ve Ege’de  tablo, durum ortada.. Dünün Yugoslavyası çoktan tarih oldu. Bir devletten sayısız devlet çıkardılar. Yarın Balkanlarda ne olacağı belli değil. Anadolu üzerine hala SEVR düşleri kuruluyor. Biraz sendelesek Anadolu’yu  bölük pörçük edecekler.

Hemen her yazımızda ulusal birlik ve beraberliğimizden, ulusal ve toplumsal dayanışmamızın güçlendirilmesinin öneminden söz etmemiz boşuna değil. Salt savunma sanayimiz de yerli ve millilik oranının 85’le ulaşmış olması bile Anadolu coğrafyasına iştahla bakanların ağızlarının tadını kaçırmaya yetiyor. Ekonomimizde her başarı, tüten her bacanın  hikayesi korkulu rüyalara neden oluyor.

Mustafa Kemal’in vurguladığı gibi, özgürlük ve egemenlik bu milletin karakteri..Biz, karaktersiz, ruhsuz bir millet olamayız..