|
||
Kabotaj Bayramı | ||
Gazeteci- Yazar Engin Arıcan, Kabotaj Bayramını değerlendirdi.. | ||
Manşet Haberi | ||
|
||
|
||
31 Ekim 1918 tarihinde imzalanmış Mondros Mütarekesi hükümlerinde yer alan “Bügün Osmanlı Devleti işgali altında bulunan bütün liman ve demiryollarından İtilaf Devletlerinin yararlanması ve İtilaf Devletleriyle savaş halinde bulunanlara karşı kapalı bulundurulması. Osmanlı Devleti gemileri de ticaret ve ordunun terhisi konusunda buna benzer koşullarda yararlanacaklardır. İtilaf Devletleri, Osmanlı Devletine ait tersane ve limanlardaki bütün gemi onarım ve araçlarını kullanacaklardır. Denizciliğe, askerliğe ve ticarete ait maddelerin ve malzemelerin tahrip edilmesi önlenecektir.” gibi üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizde ulusal bağımsızlığımızı ve egemenliğimizi yok eden aleyhimize ne var ise milli kurtuluş savaşımızın zaferle sonuçlanması sonrası, Lozan Anlaşması uyarınca 1923 yılında Osmanlı’nın kapütülasyonlarla denizlerimizde ve iç sularımızda yabancılara tanıdığı ayrıcalıklara da son verilip, Mondros ile İtilaf Devletlerine tanınmış haklar da hükümsüz sayıldı.
1 Temmuz 1926'da yürürlüğe giren Kabotaj Kanuna göre, “Türkiye Limanları ve sahilleri arasında yük ve yolcu taşınması ile kılavuzluk ve römorkaj hizmetleri, Türk Vatandaşları ve Türk Bayrağı taşıyan gemilerce yapılır” hükmü ile denizlerimizde yabancıların denizlerimizdeki tüm faaliyetleri yasaklandı. Bu tarihi gün, ‘ 1 Temmuz Kabotaj Bayramı’ olarak kutlanıyor.
Kabotaj, bir devletin kendi limanlarına deniz ticareti konusunda tanıdığı ayrıcalıktır. Doğrudan bir devletin ve milletin ulusal bağımsızlığı ve egemenliği ile ilgili bir sorundur, haktır. Şairin dediği gibi Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanmış, kıyı uzunluğu 8333 km. uzunluğa sahip bir ülkeden söz ediyoruz. Bugün gecikmiş de olsak Denizlerimizin ve kıyılarımızın bağımsızlığımız ve egemenliğimizin tescili açısından önemini anladıkça Adalar Denizi(Ege) ve Doğu Akdeniz’de ‘Mavi Vatan’ da yaşadığımız sorunlar ve sıkıntılar ortada. ”Bu neyin hak arayışı, ne işimiz var o sularda” diyenlerin de hali, biçare çırpınışları ortada.
Çocukluğumuzdan gençliğimizden beri her Kabotaj Bayramı kutlamalarında sembolik yağlı direk, yüzme yarışları, denize çelenk bırakma, denizde tur atma gibi tören ve etkinliklere tanık olur, eğleniriz. Kıyılarımız ve denizlerimiz de yaşanan kirlilik nedeniyle etkinliklerimiz sembolizmin de sınırlarını zorlayarak nostaljik bir öykünmeye dönüştü. Yazık..!
Konu denizlerimiz ve iç sularımız olduğunda “bizim olana” sahip çıkabilmenin ve koruyup, kollaya bilmenin dün olduğu gibi bugünde doğrudan ulusal bağımsızlık ve egemenlik sorunu olduğunun bilincine yeniden varmalıyız. İşte, Gönen Çayı’nın, kıyıdaşı olduğumuz Marmara’nın hali ortada.. Ne mutlu, Gönen Çayı’nda yüzene ve Marmara’da balık tutup, sularında serinleyebilene..!!!
Kabotaj Bayramınız kutlu olsun.. |
||
|
||
Etiketler: Kabotaj, Bayramı, |
|
||
|